16 Aralık 2018 tarihinde Polatlı'da bulunan Zafer Anıtı'na gerçekleştirdiğim ziyarette, anıttaki 8 sütuna Arapça bir takım karalamalar yapıldığını görmüş ve cep telefonumla sosyal medyada hem canlı yayın yapmış, hem de birkaç fotoğraf çekmiştim.

Bu fotoğraf ve videoyu da sosyal medyada vatandaşın bilgisine sunmuştum.

20.03.2017'de CİMER'e yaptığım resmî şikayette kaygılarımı iletmeme ve görevlileri buraya sahip çıkmaya davet etmeme rağmen, kaygılarımız ve şikayetimiz ciddiye alınmamış olacak ki; 16 Aralık 2018'de bu rezaletle karşı karşıya kaldık. Ve bu rezaletle karşılaşmak, tabiri caizse beynimize kan sıçramasına sebep oldu. Esasında hem çektiğim videoda, hem de yazdığım yazılarda daha ağır cümleler kurmamak için kendimi hayli zor tuttum ve bunu da sanırım şu ana kadar başardım.

Bu olay; evvela 17 Aralık 2018 Pazartesi günü Polatlı Ayrıntı Gazetesi'nde yer buldu. Daha sonra 18 Aralık 2018 Salı günü Polatlı İstiklal Gazetesi'nde ve son olarak da 20 Aralık 2018 Perşembe günü Polatlı Duatepe Gazetesi'nde yer buldu. Olay, sosyal medyada bir anda binlerce kişiye yayıldı ve vatandaşlar bu olaya çok sert tepkiler gösterdiler.

Vatandaşlar; şahsımın ağzından "Suriyeliler" kelimesi çıkmamasına rağmen, anıttaki sütunlara Arapça yazılar yazılmış olması münasebetiyle, bu olayın sorumlusu olarak Suriyeli Araplar'ı gördüler ve sosyal medyada yazdıkları yorumlarda, yazılarda sert tepkilerinin hedefine Suriyeli sığınmacıları oturttular.

Hattı zatında şehir merkezinde bulunan ve Polatlı'nın sembollerinden biri olan böylesi bir anıtta yapılmış olan tahribatın Türk vatandaşları arasında infiale yol açması kaçınılmazdı.

Henüz CİMER aracılığıyla yolladığım 17 Aralık 2018 tarihli yazının cevabı gelmiş değil. Ve üzülerek ifade etmeliyim ki, olayın üstünden 5 gün geçmesine ve vatandaş bu olaya çok sert tepkiler vermesine rağmen Polatlı'daki yetkililerden de henüz bir açıklama gelmiş değil.

Halbuki şahsî kanaatimce derhal, hızlı bir şekilde bu olayın üstüne gidilmeli ve sorumlulara gerekli yaptırımlar uygulanmalı. Hele hele Polatlı ahalisi bu olayın ardından çok sert tepkiler vermişken, daha başka sonuçlara gebe olmamak adına en hızlı şekilde hareket etmek elzem görünmektedir.

Beni yakinen tanıyanlar gayet iyi bilirler ki; ben haklı olduğum herhangi bir konuda söylediğim hiçbir sözün ardından çekilmem. Ve hiçbir şeyden de korkmam amma; işin açığı ben Polatlı'da bu tür olayların yaygınlaşmasından ve ardından gelebilecek bir sosyal patlamadan korkmuyorum desem yalan söylemiş olurum. Çünkü, geçmişte tecrübeyle sabittir ki bu tür olayların daima kaşıyıcıları olmuştur!

Dileğim o ki; bir daha böylesi "tahrik" edici, "sabır taşırıcı" olaylar yaşanmasın ve gerekli tedbirler bir an evvel alınsın. Hiçbir Türk vatandaşının kaşı dahi kanamadan işler hallolsun. Sosyal patlamaya sebep olacak hatalara ve ihmâllere kimse gelmesin.

Şunu da tehlikenin ve tehdidin hafife alınamayacak derecede olduğunu belirtmek için son söz olarak özellikle belirtmek isterim;

Polatlı ilçe merkezinde bulunan Zafer Anıtı'nda, dün bize ve mazimize hakaret edenler, yarın Cumhuriyet Meydanı'nda bize başka şeyler söylemeye başlarlar. Bu bakımdan olayın hafife alınır hiçbir yanı yoktur! Varsa kamera kayıtları incelenmeli bu işi yapan serseriler hukuk önünde cezalarını çekmelidir. Tabi aynı zamanda olayın bu seviyeye gelmesinde ihmâli olanlara da yetkili birimlerce sorulması gereken sorular sorulmalı ve ne icap ediyorsa o yapılmalıdır.

"Türkiye, Türkler'indir" diyen Gazi Mustafa Kemâl'in sözüyle millî ve manevi meselelerde hassasiyet gösteren her Türk ferdini selamlıyorum.

Serhat KAHRAMAN / 21.12.2018