"Siyasi görüşlerimiz değişik olabilir. Ancak, yurtseverlik üzerinde tekel kurulamayacağına göre, birbirimizi anlamak zorundayız."

Sakıncalı Piyade
Uğur Mumcu

Böyle diyordu Sakıncalı Piyade… Ama yetmedi.

Biz birbirimizi hiç anlamadık. Alevi sünni dedik, sağ sol dedik; faşizm, komünizm dedik anlamadık. Anlamamak için ne lazımsa yaptırdılar, içeriden ve dışarıdan.

Çeyrek asır, dile kolay… O yıl doğan çocuklar bugün iş güç sahibi yetişkinler oldular… O yıl dikilen fidanlar, kocaman ağaçlar oldu, göğe ser çekti.

O yıl ekilen tohumlar, defalarca meyve verdi.

Ve… O yıl itibariyle iki çocuk babasız kaldı; bir kadın eşini, bir anne baba evladını kaybetti. Hem de bombayla patlatılarak… Düşüncesi bile çeyrek asır sonra bana acı verirken, tüm yaşamları süresince onlar bu acıyla baş etmek zorunda kaldılar.

Aslında o bomba patlatılırken patlayan sadece bir gazeteci değildi. Beraberinde pek çok kişinin hayatı karartıldı ve ne acıdır ki, Uğur Mumcu ve diğerleriyle birlikte Türkiye Cumhuriyetinin temellerindeki dinamit de patlatıldı.

Eğer o gün Uğur Mumcu'nun yaptığı araştırmalar, dikkate alınsaydı, bugün tarih başka şeyler yazıyor olabilirdi.

Çağlar boyunca bu hep böyle olmuş. Kalemiyle, sazıyla, sözüyle fincancının katırlarını kim ürkütmüşse, ya asmışlar, ya kesmişler, yetmemiş derisini yüzmüşler.

Pir Sultan:
"Sizde şah diyeni öldürürlerse,
Ben de bu yayladan şaha giderim.
" demiş, asmışlar.

Şeyh Bedrettin:
"Yarin yanağından gayrı, her şeyde,
Her yerde, hep beraber." diyerek eşitlik istemiş, Serez Çarşısı'nda dara çekilmiş.

Yakın tarihte en hafifinden, Nazımlar,Kemal Tahirler zindanlarda çürümüş.

O gün bugündür, değişen bir şey yok. Hele bir zülfü yâre dokun…

***
"Uğurlar olsun, uğurlar olsun,
Hüzünlü bulutlar, yoldaşın olsun.
Bir keskin kalem, bir kırık gözlük
Yürekli yiğitlere hatıran olsun.
"