Bu yazı ilk defa 31.12.2015'de yayımlandı.

İnsan tarihinde genel kabul görmüş 3 takvim düzeni vardır:

  1. Güneş takvimi
  2. Ay takvimi (Kamerî takvim)
  3. Lunisolar takvimi

Lunisolar takvim ise ay takviminin dünyanın güneşe göre dönmesine uygulamayı amaçlayan bir takvimdir.

Bu uygulama yaklaşık her 3 yılda bir seneye bir 13. ayı ekleyerek gerçekleşirdi.

Uygulamanın ne kadar kullanışsız olduğunu sanırım herkes kabul ediyordur. Zaten zamanla hiç bir medeniyet tarafından kullanılmaz olması bunun içindir.

Ay takvimi ay'ın tam devrelerini (sinodik ayları) temel alan takvimdir.

Bir ay yılı 12 sinodik aydan ibaret olmakla beraber bir güneş yılından yaklaşık 11 gün daha kısadır ve 354 günden ibarettir!

Hicri takvim ay takvimidir. Temeli lunisolar takvimi olan ve İslamiyet'ten önce kullanılan eski arap takvimine dayanır. Ayların ismi de bu takvimden kalmadır.

Lunisolar takvimi olduğu için 13. ay olarak ta nasīʾ isminde bir ay vardı. Bu ay mekkenin fethinden sonra kaldırılarak lunisolar takviminden ay takvimine geçilmiş olundu. Bunun miladi 631 senesinde mi yoksa 632 senesinde mi gerçekleştiği tam olarak bilinmiyor! Ayrıca Hicret'in gerçekleştiği miladi 622 yılı hicri 0 yılı olarak belirlendi. Bu şekilde islamiyet öncesi lunisolar arap takviminden hicri takvim uyarlanmış oldu!

Tarım ağırlıklı olan toplumlar için ay takviminin kullanışsız olması gereği islam toplumlarında o dönem bile ay takvimi yanı sıra güneş takvimi olan jülyen takvimi kullanılmaktaydı. Ay takvimi dini takvim olarak var iken, iktisadi ve dolayısıyla dünyevi hayatın akışı jülyen takvimine göre gerçekleşirdi.

Güneş takvimi, dünya'nın güneş'e göre dönme ekseninin açısını temel alan bir takvim türüdür.

Jülyen takvimi bilinen en eski güneş takvimidir. Jül Sezar'ın hükümet döneminde kabul edilmiş olan bu takvim dünyanın bir çok ülkesinde 20. yy'a kadar kullanılmaya devam etmiştir. Bugün miladi takvim olarak bildiğimiz Gregorian Takvimi aslında Jülyen takvimiz biraz değiştirilmiş şeklidir. Bu değişim 1582 yılında Papa Gregor tarafından kabul edilmiştir. Sebebi ise Jülyen takvimin 4. yy ile 16. yy arasında güneş eksenine göre 10 gün farklı olmasıdır. Bu fark bir Jülyen yılın 365,25 gün ile dünyanın güneşe göre dönme ekseninden, yani gerçek bir güneş yılından 11 dakika daha uzun olmasından kaynaklanır. Ayrıca miladi takvim Hz. İsa'nın doğum yılı olarak kabul ettikleri yılı 0 yılı olarak belirler.

Şimdi,...

Dünyanın güneş etrafında dönüp tekrar ölçülmeye başlandığı aynı noktaya geri gelmiş olması kutlanmaya değer bir hadise midir değil midir buna herkes kendi karar vermeli. Ama kutlayanlarında Hz. İsa'nın doğum gününü kutlamadığı bilinmelidir.

Bu takvim değişikliğini 'Gavur Adeti' görerek,
herkese ne kadar çok müslüman olduğunu göstermek amaçlı alternatif kutlama aramanın da bir manası yoktur.

Kutlamıyorsan kutlama kardeşim.

Söz konusu tarihle aslı astarı olmayan 'Mekkenin fethi' uydurmalıkları da çıkarıp dini olayları saptırma!

Mekke 20 Ramazan 8 tarihinde,

Yani miladi takvime göre 11 Ocak 630 'da feth edildi!

Yani 1 Ocak değil!

11 Ocak!!!!

Miladi takvimi reddedip hicri takvime uyanlar madem miladi yılbaşını reddediyorlar o zaman Mekke'nin Fethi'ni de 20 Ramazan 1437'de kutlamalılar.

20 Ramazan 1437 miladi takvime göre 26 Haziran 2016 tarihine denk gelir.

Ordunun fetih için Medine'den yola çıkışı da böylece 1 Ocak tarihine değil 16 Haziran 2016 ile eşittir!

Yani yılbaşına alternatif sunmak için bir yerlerini yırtanlar bir zahmet araştırıp varsa başka bir tarihi olayı bulsunlar! Böylece hiç değilse dini tarihimizi saptırmazlar!

Ben elhamd'ü l'illah müslümanım.
Yılbaşı bir takvim değişimidir.
O gün tatildir, ertesi gün tatildir,
bir vesile olup eş dostla bir araya gelinir.

Yılbaşı vesilesinde ahlak sınırlarını aşanlar ve / veya dinimize göre günah işleyenlerin işlediği günahlar sadece o gün günah değil her zaman günahtır!

Kimse kimseye zorla içki içirip dansöz oynattırmaz.
Miladi takvim değişikliğinde isteyen dua da eder namazda kılar oruçta tutar.

Bunun için tarihi saptırmanın, aslı olmayan 'alternatif kutlamalar' uydurmanın manası yok!
Ama yılbaşı kutlamak isteyenlerde 'yok yılbaşında içki içersem haram mı?' gibi minareyi çalmak için kılıf aramasınlar!
Fıkıhta kabul görmüş genel görüş bu meredin inana her daim haram olduğuna dairdir.

Yani uzun lafın kısası,...

Kasmayın arkadaşım.

İki tarafta kasmasın!

Ha, ben mi?

Bu satırları özel uçağımla Aspen'de kayak tatilinde uçarken yazıyorum.

Rocky Mountains 'da Cat Stevens ile ufak bir çapta samimi kutlama yapacağız.