Efendim, dünya liderimizin son Vatikan ziyareti üzerinden bir takım olumsuz eleştiri ve yorumlar yapıldığını gördüm.

Anladım ki, sayın ahalimizin kafa karışıklığını gidermek için bir şeyler yazmam lazım.

En baştan söyleyeyim içiniz rahat olsun, her şey kontrolümüz altında…

Ayağımızı attığımız coğrafyada bizden habersiz kuş uçmuyor.

Haç sallanmıyor, istavroz çıkarılmıyor...

Hatta kar bile yağmıyor(Kış İstanbul'u kandırdı o ayrı mesele)...

*** 

Sayın Cumhurbaşkanımız, büyük büyük dedemiz Attila'dan yüzlerce yıl sonra yeni bir fetih için gitti oralara. Ama bu sefer öyle eskisi gibi geyik postundan kıyafetli ve oklu-mızraklı değil. Kravatlı ve dualı olarak gitti…

Bilirsiniz dünya liderimiz gelmiş geçmiş liderlerimiz içinde en ağzı dualı olan kişidir. Vatikan'ı ve Kızıl Elma'mızın sembolü Roma'yı farklı bir metodla yani dualarla etki altına alıp önce manevi olarak fethedeceğiz.

Papazın kulağına Tebareke kaçıracağız…

Sol gösterip sağ vuracağız yani…

Gazamız mübarek ola…

***

Şimdi, "Fakat bunlar Kızıl Elma'yı kırmızı elma ile karıştırıp yanlış işler yapar" demeyin; MHP'li Semih Yalçın, ihtiyarlar tarafından bu iş için görevlendirildi…

Ne, o da viski şişelerini mi devirir?

Efendiler lütfen, birlik ve beraberliğe en çok ihtiyaç duyduğumuz şu günlerde mevzuyu dağıtmayın…

Lütfen yani…

***

Ne diyordum?

Zaten Beştepe'de bütün şanımızı ve gücümüzü bütün dünyaya göstermek için yaptığımız 1001 odalı Başkanlık Sarayımızı Şam Müftüsü veya Kâbe İmamı gelip açmadı. Papa Efendi Hazretleri, o kadar uzak yoldan ve o yaşlılığına rağmen üşenmeyip ayağımıza kadar gelerek "İlk yabancı Devlet Başkanı" sıfatıyla bizzat açtılar…

Hem de dualarla…

Bu arada, Papa'nın boynundaki haç sizi şaşırtmasın, aslında koynunda cevşen taşıyor ve gizli Müslüman o. Ayrıca Erdoğan'a olan saygısı ve korkusundan uzun tesettür entarisi bile giydi adam…

***

Efendim, aynı Trump ailesi gibi fotoğraf vermişlerde, bizimkilerin kıyafetleri bile neredeyse Trumpgillerle aynıymış da. Trump, Papa'nın yanında laubali bir poz vermiş ama dünya liderimiz ceketini ilikleyip çok saygılı davranmış da. Bu işin içinde bir Çapanoğlu varmış da…

Reyiz ile Emine Hanımın arasına Papa girmiş de…

Sanki komple papaza gelmişiz de…

Yav geçin bunları!

***

Arkadaşlar, biliyorsunuz Sayın Erdoğan çok saygılı; kibar ve zarif bir İstanbul Beyefendisidir. Türk örf ve adetlerini özümlemiş ve bunu her gittiği ortamda lisan-ı kâl ile olduğu gibi lisan-ı hali ile de göstermektedir. Ana muhalefet partisi liderleri gibi kaba-saba davranıp herkesi tehdit eder bir havada bol bol argo kelimeler kullanıp sövüp sayarak, asabi bir tavır sergilese daha mı iyi?

Nihayetinde ülkemizi ve milletimizi temsil eden en yüksek makamdaki yöneticimiz en doğru olanı yapmaktadır…

***

Ziyarete gittikleri her ülkeden dönüşte yanlarında balya balya ot-saman, et, fasulye, nohut, uçak falan getiriyorlarmış da…

Ya Vatikan'dan dönerken kardinal, papaz getirirlerse ne yaparmışız da…

Ooof! Abi, sizinle uğraşamayacağım şimdi…

Bu ithalatların "devletin bekası ve milletin gıdası" açısından gerekliliğini uzun uzun anlattığım zaman da: "Çok uzun yazıyorsun birader, okuyamıyoruz" diye trip atıyorsunuz.

Sanki kısa yazdıklarımı okuyormuşsunuz gibi…

Sanki biz, kaç kişinin hatta kimlerin bizi ciddiye alıp okuduğunu bilmiyormuşuz gibi…

Ben burada fedakârlık yapıp bu milleti aydınlatmaya çalışayım, siz abuk subuk şeylerle meşgul edin...

Hem de şu çok çalışıp üç kuruş ekmek parası kazanmaya en çok ihtiyacımın olduğu günlerde…


6.2.2018