Oluyor-olmuyor, şurasıydı-burasıydı derken çılgın proje "Kanal İstanbul" güzergâhı nihayet belli oldu.

Güzergâh için Çatalca mı, Silivri mi daha iyi olur derken en uygun mevki olarak tespit edilen Küçükçekmece –Sazlıdere - Terkos hattında karar kılındı.

***

Tartışmalar aynı…

Kanalın doğaya vereceği zararları anlatan uzmanların hepsi satılmış, hepsi düşman, hepsi hain…

Yok, efendim doğal denge bozulurmuş,kanal yaban hayvanlarının yolunu kesermiş, on binlerce ağaç kesileceği için ve İstanbul'un su kaynakları kirlenirmiş, akciğeri olan kuzey ormanları yok olurmuş...

Marmara Denizi'nin tamamen ölüp çürük yumurta gibi kokma riski varmış…

Kanalın ve o bölgeye yapılacak olan yeni yolların etrafı hızla yerleşime açılıp rant sahası ve çirkin bir görüntü olurmuş…

Etraf yerleşime açılınca boğazda tehlike saçtığı söylenen gemilerin burada da aynı duruma düşeceği baştan belliymiş…

Üçüncü köprü ve yolları için yapılan kıyım taze örnek olarak ortada…

Fakat kimsenin umurunda değil…

"Kıyamet kopuyor olsa bile ağaç dikin"diyen peygamberin ümmeti ve "Yaş kesenin başını keserim" diyen Fatih'in torunu olmakla övünen arkadaşların iplediği yok…

"Çok para kazanacağız çok" diye ellerini ovuşturuyor ahali…

Herkes güzergâhtaki arsa-tarla ve bina sahipleri, emlakçiler, inşaatçılar çok para kazanıp zengin olma hayali kuruyor…

Bu arada yine meşhur köprü ve yollarımızın yapımında olduğu gibi yine cebimizden tek kuruş para çıkmayacakmış.

Bedavaya gelecekmiş yani…

Her şey para, her işin odak noktası para…

***

Para dedim de:

Adamın biri bir lokantanın camında bir yazı görür.

"Siz yiyin torununuz ödesin" yazmaktadır camda.

İçeri girer ve ilanın gerçek olup olmadığını sorar. İlanın gerçek olduğunu öğrendikten sonra aklına ne gelirse, canı ne çekerse hepsinden sipariş verir.

Nasıl olsa hesabı torunu ödeyecektir…

Tıka basa, döke saça yedikten sonra gitmek için hazırlanırken garson elinde uzunca bir hesap pusulasıyla gelir…

Borcunuz "1500 TL" der.

Adam şaşırır ve "Hani camdaki ilan gerçekti, hani torunum ödeyecekti, şimdi ne parası istiyorsunuz?" diye sorar.

Garson: "Efendim, sizin yediklerinizi elbette torununuz ödeyecek fakat bu dedenizin hesabı" der…

***

Korkarım torunlarımızı çevre felaketinin dışında başka büyük sürprizler ve yüklü faturalar bekliyor olacak…


Yahya Hoçur
18.1.2018