Hepimiz sincabız...
Dümdüz yazacağım süslü cümleler kuracak halde değilim zira. Giriş, gelişme ve sonucun da imla kurallarının da Allah belasını versin ta dibine kadar.

Göz göre göre, göstere göstere Kırım işgal edildi, kaçırılan insanların faili meçhullerin haddi hesabı yok. Suriye Türkleri sahipsiz kaldı, İbrahim'in ateşine bir damla su taşırcasına mücadele etmeye çalışan bir avuç gönül adamı müstesna, Suriye Türkleri unutuldu. Kerkük kaybedildi, ay yıldızlı bayrağın yerine paçavralar asıldı, Kerkük sanki ezelden kürtlerinmiş de Türkler orada sığınmacıymış gibi dilleri yasaklanıyor şimdi de (Saddam dönemindeki zulmü saymıyorm bile). İran'da 40 milyon Türk 3. sınıf vatandaş gözüyle görülüyor. Yarısı İran, diğer bir kısmı Ermenistan tarafından işgal edilmiş Azerbaycan bir yanda. Orta Asya Rus'un arka bahçesi ama bahçenin süsü Amerika'nın beslediği radikal İslamcı bahçe cinleri. Hal-i pür melalimiz bu, bunları zaten biliyoruz. Bizim memleketin hali de ortada, hepimizin yakından bildiği durumlar işte, bir daha yazmayayım, gündelik siyasetten boğuldum. Gırtlağımı sıkıp duruyor işte malûm meseleler...

 Bizden bahsetmek istiyorum, sonra ''Biz kimiz ? Biz mi kaldı'' diyorum. Yarım sigaramı paylaştığım, her türlü hava koşulunda direk tepelerinde beraber afiş astığım kardeşim ''Abi hukukumuz bitmiştir, ben liderimizin ardındayım, sen bize muhalifsin'' diyor. Tamam canın sağolsun aptal çocuk, ben seni böyle de severim. Aklın başına gelirse ara beni bir çay ısmarlarım sana, hem makara yapar güleriz belkide, belki küfrederim yine sana aldırma, bilirsin hep dertliyim senden yana bizden yana...

 Bir başka kardeşim ''Abi ben 15 temmuz gecesi mermi yedim, bizimkiler aramadı ama devlet seferber oldu, bana iş bile ayarlayacaklar'' diyor. Aman ''gazi !'' kardeşim canın sağolsın, sana da sözüm yok, yaran kapandıysa artık gel, seninle de bir çay içeriz. Benim yaram kapanmaz ama.

 Biz diyordum. Elli yıllık biz, sincabız artık. Bozkurtluk iddiasında bulunmamız acıklıdır. Genel başkan kim olacak ? Kerkük elden gittikten sonra, elli yıllık biz bir varlık gösteremedikten sonra Sincap olsa genel başkanınız umurumda olmaz... Kerkük Türk idi, Türk kalacaktı hani ? Nah kalacak. ''Bir gece ansızın gelebiliriz'' di hani ? nah gidersin. Fırat kalkanı yarıda kesilmiş, ya ne bekliyordun ? Devlet babadan yediği şamarlardan usanmadan, babasından hala şevkat bekleyen çocuk gibiyiz biz. Üç buçuk badem bıyıklı devlet dediğin şeyi ele geçirdi, en ücra yerlerine sızdı. Biz devlet olamadık elli yıldır. Devlet denilen şey avatar gibi bir şey, kimin ruhunu taşıyorsa odur devlet. Benimkini taşımıyor onu biliyorum.

 Bize dair yazacak çok şey var ama gelelim bana, ben de bizimkiler gibi bir sincabım işte, fındık fıstık rızık peşinde koşuyorum, bir dala tünemiş ''Ne olacak halimiz böyle sincap sincap'' diyorum, çünkü sincabım, elimden yalnız sincaplık gelir. Kaygusuz Abdal'ın konuyla alakasız bir şiirinde geçen dizelerle kendimi tanımlıyorum, şöyle diyor;

''Bir aksacık karınca kırk batman tuz yüklemiş,
Gah yorgalar gah seker, şehre gider satmağa''

 Tüm gücüm, imkanım bu kadar işte. Taşıyabileceğimden ağır yüküm var üstelik. Şu yazdığım şeyi zahmet edip okuyacak otuz, bilemedin kırk kişiye bir sincap olduğumu ilan etmekten başka bir seçeneğim yok, ben Kerküğü işgalden kurtaracak güçte değilim, burada oturmuş ''Ölmeseler bari'' diyorum ancak. Utanıyorum sincaplığımdan, bana yazıklar olsun...