Malum korona günlerindeyiz, önce tüm zamanların bilindik klişesini kullanıp, "Biz Türk'üz bize bir şey olmaz" dedik. Tam bu sırada sosyal medyadan uzmanlar(!), "Corona virüsü sadece Çinlileri öldürüyor, Türklere bulaşsa da öldürmez" diyerek yüreğimize su serpti. Kâinat reisimiz de, "Bizim aldığımız tedbirleri hiçbir virüs aşamaz" deyince yan gelip yattık...

***

Ben de zaten şahsım olarak, "Biz Türk'üz, bana bir şey olmaz!" kafasının tipik bir örneğiyim…

***

Tabi Allah razı olsun, böyle Adapazarı kabağı gibi rahat bir şekilde yan gelip yatışımızda virüsle konuşup Türkiye'ye girmesini zinhar yasak eden, gelirse cehennemde yanmayan terlikle kovalayacağını söyleyen takkeli-makkeli, şalvarlı-şalvarsız şıhlarımızın ve önceleri "virüs bi bakıp çıkacak" sonrasında ise "şöyle bir-iki girip çıkacak, keyif almaya bakın" şeklinde açıklama yapan unvan manyağı yurdum aydınlarının da payı az değil... 

***

Önce hep beraber, "Oh oldu!" dedik.

Oh oldu!

Çünkü Coronavirüs Çinlilere fena koyacaktı ve Çin'den kaçan siparişler Türkiye'de toplanacak ve paraya para demeyecektik. Hem de Doğu Türkistan Türklüğü adına bizim becerip alamadığımız intikamı coronavirüs alacaktı.

Öyle ya bu şerefsiz Çinliler, hem yerde ve gökte hareket eden, kımıldayan ne varsa yiyorlar hem de Doğu Türkistan Türklerine çok zalim işkenceler ediyorlar. Biz ise helâl meme emmiş ümmetiz, anne sütü içmişiz; şıh eteği öpüp, üfürükçü nefesi çekmişiz. Ensar olup altı milyon Suriyeli kardeşimize bile el bebek gül bebek bakıyoruz. Yunanlı dostlarımıza on dokuz ada bağışlamışız…

***

Virüs italya, İran, Almanya, İspanya gibi ülkeleri tarumar ederken biz hâlâ etrafı arkadaşlarının intikamını almak için Kızılderililer tarafından sarılmış olan maceraperestler gibi voleyi vurduk havasındaydık.

Ama virüs bu, ona kor da sana komaz mı?

Bu öyle acayip bir virüs ki öyle dur dediğin yerde durmuyor. Anne sütü, üfürükçü nefesi filan hiç dinlemiyor. Nasıl koduğunu on dört günden önce anlamıyorsun...

***

Şerefsiz virüs nihayet kapıya dayanınca bütün gücümüzle laik cepheleri kapattık ama en yumuşak karnımızdan dalıverdi içimize…

Önce Çinlilere ve özellikle o yarasa yediği söylenen kadına bildiğimiz ve bilmediğimiz bütün küfürleri savurduk. Yeri gelmişken söyleyeyim, gözlerinin çekikliğine aldanıp Çinli sanarak yanlışlıkla el kol hareketi yaptığım, orta parmak gösterdiğim Koreli (güney-kuzey fark etmez) varsa buradan bütün kalbi duygularımla özür diliyorum…

Kİm kardeşime de hassaten selamlar...

***

Efendim, itiraf etmek gerekirse ben Çinlinin her şeyinden hatta içimizdeki siyasi uzantısından bile uyuz olduğumdan içinde corona geçen ilk gün, "Bütün sınırları kapatalım, içeri ve dışarı kuş uçurtmayalım. Selamsız-sabahsız zorla geçmek isteyen kuşun yuvasını bozalım. İçeride ise panik estirmeden herkesin bir şekilde etkilenip bağışıklık kazanmasını bekleyelim" dedim. "Virüs sebebiyle mutlaka can kaybı olacaktır. Fakat zaten bir gün hepimiz öleceğiz ve hepimizin öleceğini bilmek için İsviçreli bilim adamlarının buluş yapmasına gerek yok. Türk ölür, Türklük yaşar. Hele şu zor ekonomik süreçte, Çinlilerin test kiti üretip, Amerikalıların bize maske satmasına aldanmaya gerek yok. Biz bunları Konya sanayide bile şak diye üretiriz." Dedim.Ama bir baktım Konya Sanayi komple kapanmış, ortada vaktiyle hain damgası vurulup çamur atılmış bir-iki idealist bilim insanı ve belediyeci dışındakilerin hepsi goy goy…

Din adına goy goy…
Bilim adına goygoy…
Siyaset adına goy goy…
Yöneticilik adına goy goy..
Vatanseverlik adına goy goy…
Vatandaşlık adına goy goy…

06.04.2020