​Gitti Nihal anne, kırgın tebessümünü tüm şehit annelerine emanet bırakarak...

Nedir vuslat?

Gurbette olan için doğduğu topraklar.

Aşık için vuslat yarinin yanı başı.

Evladını kaybeden bir anne için ise vuslat, ayaklarının altındaki cennette evladına sarılışı.

Bizi bıraktı gitti Nihal anne, sanki "Sizinle çok vakit geçirdim, şimdi evlatlarıma sarılma vakti" dercesine. 

İki evlat vermişti toprağa, birisini kader aldı, diğerini lafta devrimci terör.

O Ülkücü Şehit Mesut Yergin'in annesi.

Bu yaşıma kadar çokça şehit cenazesine katıldım, bir çoğunuz gibi.

Bizler Şehit cenazesine gideriz, feryadı figanı duyarız, içimiz acır ve döneriz.

Unutmayacağız deriz ama unuturuz.

O cenaze anından sonrasını bilmeyiz, yaşamımıza devam ederiz kaldığımız yerden. 

Sonrası diyorum... Asıl mühim olan, asıl zor olan sonrası imiş.

İşte ben sonrasını Nihal annede gördüm. 

Elini her öptüğümde, tebessümünden damlayan hüzünde gördüm.

Oğlu Mesut'un ismi her hangi bir sohbette geçtiğinde, titreyen göğsünde, buğulanan gözlerinde gördüm.

Evladını anlatırken dilinin dolanmasında anlatamayaşında gördüm.

Hani bir türkü var bilirsiniz

"Yanası yanası ciğer yanası
Yansa da ağlamaz şehit anası"

Ben Nihal annede, yıllar geçince kurudu sanılan gözyaşının, içten içe nasıl aktığını, insanın ciğerlerini nasıl yaktığını gördüm.

Aman en çok neyi gördüm biliyor musunuz?

Ben onlarca Yusuf yüzlü şehidin cenazesine sığır gibi gidip gelmişim. Çok şey gördüm sanmışım ama hiçbir şey görmemişim, Nihal anneye baktığımda en çokta bunu gördüm.

Sonrasını görmekmiş mühim olan, sonrasını görmeyen gördüm dememeliymiş.

Bana "Vatan için can vermekten daha büyük bir fedakarlık söyle" deseler "Evlat vermek" derim.

Candan öte canda var, candan öteside var…

İnanın bu yazıyı hangi duygularla yazdığımı anlatamam, buna kalemim yetmez.

Nihal anneyi bir daha göremeyeceğim, buna elbette üzülüyorum. 

Ama evlatlarına kavuştu, bu da ayrı bir gerçek, buna üzülemem, çünkü bu ayrılığın onu ne kadar üzdüğünü biliyorum. 

Çünkü sonrasını gördüm, sonrasını!

Hoşçakal Nihal anne…

Biliyorum ki buradaki evlatların sana "Hoşçakal" derken, oradaki evlatların sana "Hoşgeldin" diyor.

Bundan sonra kırgın tebessümün diğer şehit annelerine emanet, bizler her annenin evladına bu dünyada da doya doya sarıldığı, tebessümlerin orta yerinden kırılmadığı bir vatan yaratıncaya kadar...

Okan Kilit