Ve bunun gibi liyakatsizlikler sürecin uzunluğuna bağlı olarak, mesleki deformasyon kurumların diğer personeline de sirayet etti.
Devlette en önemli eğitim, amirlerin memurlarına aktardıkları tecrübe ve birikimden müteşekkil olduğu unutuldu.

Değişim ve Dönüşüm..

Türkiye'deki en uyumlu ikililerden..
Her geçen gün değişiyoruz, değiştikçe dönüşüyoruz.
İsteklerimiz hiç bitmiyor, lükse tamah günden güne artıyor, başkalaşıyoruz, laçkalaşıyoruz.
Toplumumuzda ''tasarruf, aza kanaat, eldekiyle yetinme'' gibi terimler unutulmaya yüz tutuyor.
Gerek Cumhuriyetten önce gerekse de Cumhuriyetin ilk yıllarından itibaren esas alınan ''ilerleme ve yükseliş'' metodları yerini şatafata, lükse, savurganlığa bıraktı.

Ne yazıkki ''Türkiye ve Gelecek'' uyumlu bir ikili olmaktan çıktı.
Kütüphanelerin doluluk oranı ile internet kafelerin doluluk oranını bir göz önüne getirelim.
Veya labaratuvarlar ile fitness salonlarının..
Veya araştırma merkezleri ile kafelerin..
Durum sizcede vahim değil mi?

Cumhuriyetin temel felsefelerini teker teker terkettik ve ne yazıkki kötü bir mirasçı, iyi bir mirasyedi olduk.
Mercedes'e, Apple'a hayran; bilime seyirci kaldık.
Törensiz, kutlamasız uçak fabrikası açan kurucu iradenin; mağaza kuyruğunda bekleyen yiyici iradeleri olduk..

Boş tartışmalarla, sadece günü kurtarma güdüleriyle hareket eder olduk.
Aklın, bilimin geçerken dahi uğramadığı bir çöl olduk.
''Yap-İşlet'' metoduna birde ''Devret'i iliştirdik..
Ülkenin temel frekansları ile oynadık da oynadık..
Hayvanat bahçesi müdürünü ülkenin bilim kurumuna müdür yaptık..
Veterineri tıp fakültesi dekanı..

Ve bunun gibi liyakatsizlikler sürecin uzunluğuna bağlı olarak, mesleki deformasyon kurumların diğer personeline de sirayet etti.
Devlette en önemli eğitim, amirlerin memurlarına aktardıkları tecrübe ve birikimden müteşekkil olduğu unutuldu.
Bu yüzden haksız bir şekilde görevlendirilen mesleki ehliyeti haiz olmayan kişilerin astlarının eğitimine katkıda bulunmaları beklenemezdi.
Dedimya başkalaştık, laçkalaştık..

Paul Verlaine bir şiirinde şöyle der:

''Ey sen ki durmadan ağlarsın,
Döversin dizini;
Gel söyle bakalım ne yaptın,
N'ettin gençliğini?''

Paul Verlaine

O yüzden gençlik; önce kendini sonrada ülkeyi kurtarmaya mecburdur.
Muhtaç olduğu kudret ise; damarlarında damarlarında ziyadesiyle mevcuttur.