Bugün, bu yaşıma kadar hiç yapmadığım bir şey yaptım!

Devletin yasaklarına karşı geldim!

Hem de öyle böyle değil!

Güvenlik Güçlerinin başarılı Operasyonlarla her yerde kimseye göz açtırmadığı bir işi gizlice ve çok güzel bir Organizasyon ile gerçekleştirdim.

Yani yaptığım bir nevi Organize Suçlar'a da girer.
Hem de bunu Evde kalırken yaptım!
İtiraf edeyim, bu işe maalesef çocukları da alet etmek zorunda kaldım!
Oğlanı Apartman giriş kapısına diktim, Kızı da Dairenin Kapısına.
Ellerine Telefonları verdim.
Herhangi bir hareket olursa hemen haber verecekler!

Çevre Güvenliğini böylece sağladıktan sonra işe koyuldum!

Yapacağım iş için gerekli malzemeleri evde bulmak zor değildi.
1 adet Makas,
1 adet Tarak,
1 adet Tıraş Makinesi!

Evet dostlar, yapacağım iş, son günlerde medyada duyduğumuz gibi, Polis Baskınlarına konu olan "Saç Tıraşı" idi!..

Hayatımda ilk defa bu kadar uzun süre Saç Tıraşı ol(a)madan durmak zorunda kaldım!
Aslında Sırma Saçlara veda edeli yıllar oldu.
Sadece yanlarda, arkada ve şükürler olsun ki halâ "Tarak Kullanılabilecek durumda" olan üstteki kıllarım var!
Yani henüz tam "Üstü Açık" kategorisine girmiyorum.
Ben hiç kimseye "kel" diye o sevimsiz kelimeyi kullanmam.
Hiç bir Erkek Kel olamaz!
Sadece Üstü Açılabilir!
Çok garip bir özelliğim var.
Oldum olası uzun Saç'ı sevmem.
Çok büyük fiziki ağırlıkları kaldırırım,
Beynimde ve Kalbimde çok büyük manevi ağırlıkları da taşırım.
Ama ne gariptir ki, kafamın üzerinde topu topu 10 gram fazla Kıl olsa taşıyamam!
Rahatsız oluyorum!

Ömrüm boyunca Kıl'lardan, Kıllık yapanlardan da nefret ettim!
Bu nedenle, Ensemde biraz kıl olsa rahatsız olurum ve hemen 30 yıllık Berberime giderim.
Daha doğrusu giderdim!
Şimdi gidemiyorum!
#CoronaVirus denen alçak, hepimizin "Ense Tıraşı"nı bile engelledi!
Herkese "Kes Tıraşı!" diye meydan okuyor!

21 Mart'tan beri Berberlerin çalışmaları yasaklandı.
Zaten Ülkede en kolay yapılan bir kaç iş şunlar;
Yasakla!
Ceza Kes!
Vergi Al!
Zam Yap!

Bazen düşünüyorum da, bütün bunları yapmak için,
Hükümetlere,
Kurumlara,
Devasa Hizmet Binalarına,
Milyonlarca İnsana,
Şatafatlı Makam Araçlarına,
...vb.
Gerek var mı?

Neyse konuya döneyim.

Yahu tamam, sağlığımız için Berbere gitmek yasak, Berberler kapalı!
Güzel!
Peki bu büyüyen saçlar-sakallar ne olacak?
İnsanlar kendi kendini tıraş edebilirler mi?
İnsanların ne zamana kadar Robinson Crusoe hayatı yaşayacağı belli mi?
Değil!
O zaman bu Tıraş konusu da diğer bir çok sorun gibi Erkekler için önemli bir sorundur.
Keza Kuaföre gidip saçını kestirememek, boyatamamak Kadınlar için de önemli bir sorundur.

Belki gizlice saç kesen Berberlere Operasyonlar yaptıranların Saçları olmadığı için bunu düşünmeyebilirler ama bu gerçek bir sorundur!

Peki bu sorunu çözmek için bir tedbir, çözüm düşünülemez mi?
Mesela haftanın belli günlerinde, belli saatlerinde, kontrol ve gözetim altında ve gerekli tedbirlerin alınması şartıyla Berberler hizmet veremezler mi?
Bu tedbirlerin detayına girmiyorum.
Her bölgeye, kitleye göre farklı tedbirler olabilir.

Yasaklamakla, saklamakla veya yok saymakla, üzerini örtmekle sorunlar çözülse, #CoronaVirus'un Türkiye'ye girişini yasaklasak hiç bunları yaşamazdık değil mi?!..

Bugün ben de bu sorunu çözmek için yukarıda anlattığım çevre tertibatını alarak Saçıma Tıraş Operasyonu yaptım!
Ön ve yan taraftaki saçlarımı Tarak ve Makas yardımıyla çok zor da olsa alabildim ama ya arka taraflar ne olacaktı?

Alamadım tabi!

Mission Impossible havası ile başladığım Tıraş Operasyonum, istediğim gibi olmasa da herhangi bir Polis Baskınına uğramadan başarıyla sona erdi!..

Allah muhafaza, yakalandığına mı yanarsın, ceza kesilmesine mi yanarsın yoksa sosyal medyadaki bir takım trollerin diline düşmene mi yanarsın!..
Hepsi var işin ucunda!
Çok şükür bu duruma düşmedim!

Ve şunu bir kez daha gördüm ve zaten biliyorum ki;

Her Meslek kutsaldır!
Her Meslekteki İnsanlar birbirlerine muhtaçtırlar.

Bugünlerde hepimiz Takdirle ve Dualarımızla, bazen de Alkışlarla destek olduğumuz Sağlık Çalışanlarımıza yoğunlaştık.

Doktor, Hemşire, Laborant, Hasta Bakıcı, Hasta Taşıyıcı, Malzemeci, ..vb. bütün Sağlık çalışanlarımızdan Allah razı olsun.

Atalarımız "Mal Canın Yongası" demişler ama son söz olarak da,
"Can'a gelmesin de Mal'a gelsin" demişlerdir.
Çünkü Sağlık her şeyden önde gelir.
Bu nedenle Sağlık Çalışanlarımıza her zaman pozitif ayrımcılık yapmamız doğaldır.

Ama her bir Mesleğin ve Meslek elemanının toplumsal hayattaki yeri de yadsınamayacak, birbirinden ayrı değerlendirilemeyecek önemdedir.

Her mesleğin görevi ve de önemi, bir zincirin halkaları gibi diğerlerine bağlıdır.
Mesela, şu anda Çöpçü Kardeşlerimizi bu zincir içerisinden çekip çıkaralım, ne olur?
Bir Hastanenin çöplerinin alınmadığını düşünün bakalım!
O sağlık çalışanlarının, tedavi gören Hastaların ne hale düşeceklerini hayal edebiliyor musunuz?
Veya mahallemizde çöplerin bir kaç gün alınmadığını düşünün!
Kokarız resmen!

Son günlerde "Maske Satışı" nedeniyle bir linç kampanyasına maruz bırakılan Eczanelerimize ve dolayısıyla Eczacılarımıza da çok ayıp ediliyor!
Ben hiç bir yerden Maske bulamamıştım, gittim Eczanemden aldım.
Kimseye zorla Maske satılmıyor.
İşinize gelirse alırsınız, gelmezse almazsınız!
Tıbbi Malzemeleri reklam uğruna Uçaklara doldurup başka ülkelere gönderen Devlet, eğer kendi vatandaşlarına Maske ulaştırabilseydi kimse de gidip Eczaneden alma gereği duymazdı!
Sağlık Bakanı'nın bugünkü açıklamasına göre, 40 ülkeye Tıbbi Malzeme göndermişiz, İngiltere'ye de bugün hibe olarak göndermişiz!
İsrail'e de gönderecekmişiz!
Yahu hani nerede kaldı "One Minute"?
Nerede kaldı Kudüs için bağırmalar?
Vah benim saf müslüman kardeşlerim vah!
Sizler de çok güzel Tıraş ediliyorsunuz!..

Sizler kuyruğa girip bekleyin, belki Eczanelere gelecek maskelerden bir tane kaparsınız!
O zaman kadar ölmeyin haa!..

Sonuç olarak, 15 gündür Eczaneler Maske satardı-satmazdı, Ücretliydi-Ücretsizdi diye Kamuoyunu meşgul edip Eczaneleri hedef tahtası yapanlar, Maske Dağıtımı işini çözemeyince, sonunda "Ücretsiz Maske Dağıtımı" işini de Eczanelerin sırtına yüklediler!

Demek ki, hiç bir Mesleği küçümsememek, hiç bir mesleki kuruluşu ötekileştirmemek, şeytanlaştırmamak gerekiyormuş!

O halde, Biz Hep Birlikte Türkiye'yiz!
Türk Milletiyiz!

Ne Mutlu "Türküm" diyenlere!

Sağlıklı günler diliyorum.

10.04.2020 - Ramazan Akpınar