Toplumda birçok meslek grubu var. Her meslek grubunun bir işlevi toplum çarkında kendine göre bir rolü vardır. Her meslek grubu ihtimaller doğrultusunda toplumu değiştirme rolünü üstlenebilir. Bazı meslek gruplarının bu ihtimalleri çok çok yüksektir. Öğretmenlik bunların başında gelir. 

Öğretmenlik verilen müfredatın yanında toplumu değiştirme rolünü üstlenmiş bir meslektir yada öyle olması gerekir.​Biz öyle duyduk,biz öyle okuduk,biz öyle dinledik bıyığına kurban olduklarımdan. Emperyalizmin kışına yakalanmış,bilimin meşalesinde ısınmak varken cehalet paltosunu giyip bütün düğmelerini sonuna kadar iliklemiş bu toplumu aydınlatmak iliklerine kadar ısıtmak biz öğretmenlerin görevidir. Durum öyle mi? Tabi ki de hayır ! Öğretmenler sadece iki rakamda yaşanan aksaklıklara ciğerine bıçak saplanmışçasına bağırır. Nedir o tarihler gelin birlikte bakalım. Ek derslerin yattığı her ayın 5'i ve maaşların yattığı her ayın 15'i. Bu faaliyetlerde gecikme oldu mu varmayın yanlarına. Kokusu 100 metre öteden gelen bir şarapçı edasıyla methiye düzmediği birim kalmaz. A benim kravatlı beygirim biraz da toplumun umumhaneci Langa Fatma'nın evine döndüğü bu günlerde sesini bu denli gür çıkarabilsen. Hilal ve pos bıyığın kavgadan bitik düştüğü o günlerin öğretmenleri bu ülkenin doktoru, mühendisi, kuaförü, tornacısı, tütün işçisi, öğrencisi, terzisiydi. Ne demek bu ! Herkesin derdini dertlenir herkesin sorununa çözüm bulmak için gecesini gündüz eder bazen meskenini demir parmaklıklar eylerdi.  Biz o duyarlılığı çoktan kaybettik. 

Gelir düzeyi yüksek aile çocukları genel itibariyle memurluğu tercih etmiyorlar. Memurların düşük gelirli ailelerden çıktığını düşünürsek bu duyarsızlığa kılıf bulabiliyoruz. Gelirleri giderini karşılamayan tarım sektörünün, güvencesi olmayan özel sektörün içinden çıkmış,bu sektörlerin terini oluğundan akıtmış insanlar memurluğu kendilerine bir kurtuluş olarak görmektedir. Hadi yürüyen 4 bin lira olduk. 8 saat mesai,bayramlar tatili,hafta sonları yatış hepsi cepte.  Yahu din kardeşim daha 1 ay önce biz değil miydik götünden ter akan. Biz değil miydik tarlada it gibi çalışan. Biz değil miydik bir ekmek alıp kırk laf eden müşterinin ağız kokusunu çeken. Biz değil miydik hemşerim yandığımız kızları işsizlikten alamayan. Biz değil miydik para gelsin ​​cehennemin dibinde bile çalışırım diyen. Biz değil miydik lan ananın babanın yanında akıl dağıtmaya çalışan 657'nin kibrine ana avrat küfreden. Ne değişti 1 ayda ? Geleceğin sarı saçına,eteğine kurban olup geçmişin al yazmasını kaderine terk etmek midir düzen? Yananın çığlığına kulak tıkamak mı?Amcanın çocuğunu asgari ücrete, tüccarların mahsule fiyat vereceği güne kadar ömründen on yılını kaybeden babanı kaderine terk etmek,işini bilip işe gitmemek mi bu ağzına tükürdüğümün mesleği. Sözün özü şu dostlarım: Ben dahil ,yürüyen bütün 4 bin liraların köküne kibrit suyu.