Türk Birliği, Türkçülük, milliyetçilik ve Turancılık deyince anlamamız gereken şey, tarihi mirasları da dahil olduğu halde bütün Türkleri tek devlet halinde birleştirmek ülküsüdür. Dünyadaki her ülkü gibi nesillere bakan, gönüllere heyecan katan bir inançtır.

Kısaca;
Türk Birliği, Türkçe konuşan toplulukların bir arada olmasını, ortak hareket etmesini, ortak siyasi ve ekonomik kararlar almasını tanımlayan fikri ve siyasi bir kavramdır.

Türkçülük;
İsmail Gaspıralı ve Hüseyinzade Ali Turanbey'in 1880'li yıllarda yaktığı "çoban ateşi" Türk kültür reformu ve modernleşmeye ihtiyacınının, yani Türkçülüğün tezahürüdür.

Pantürkizm;
Türkizm veya pantürkizm düşüncesi ise "panslavizm" fikrine karşı, tüm Türk halkının kültürel olarak bir arada tutmak için Azerbaycan'da yaşayan Türk aydınlar, Ahmet Ağaoğlu, Kazan'lı Sadri Maksudi (Arsal) ve Kazak Mustafa Çokay ile beraber ortaya çıkan bir harekettir.

Turancılık;
Yusuf Akçura, Ziya Gökalp H. Nihal Atsız, Z. Velidi Togan gibi aydınlar Turancılık ile desteklemiş.

Ülkücülük;
Rahmetli Alpaslan Türkeş ise hepsini harmanlayıp "ülkücülük" idealini fikir olarak benimsemiştir. 

Peki; 
Türkçülük, Turancılık, Pantürkizm ve ülkücülük akımları zorunluluk mu idi?
Hangi düşünce veya tehdidin alternatifi olarak ortaya çıktı?

Osmanlı devletinin içinde bulunduğu durumdan kurtulabilmesi için herkes farklı bir kurtuluş öneriyordu. 

Batıcılık, Osmanlıcılık ve Türkçülük…

İşte o dönemin Türkçüleri Sovyetler, Ermenistan, Yunanistan, Bulgaristan ve Arap dünyasının tehditlerine ve bu ülkelerin çığ gibi büyüyen "milliyetçilik" akımlarına karşı "tampon" olabilecek bir fikir sistemi geliştirmesi gerekiyordu. Oda "Türkçülük" akımı idi. Bu düşünce akımının amacı, Osmanlı devleti içindeki tüm etnik grupların, etnik duygularının ve Türklerin üzerinde bir Türkçülük duygusunu yaratmak ve Osmanlı devletinin çıkarları yönünde çabalamayı özendirmekti.

Böylece devletin iç sarsıntılarını yavaşlatırken dışarıdan gelen baskılar da önemli ölçüde hafifleyecekti. 

Yani;
Tüm Türklere bir ulus bilinci ve milli ülküler aşılamaktı.

Şimdi; Türkçülük, Turancılık ve ülkücülüğe karşı burun kıvıranlara soruyorum, neden elzem bu fikir yapısı, okuyun!

Sovyet Rusya;

Ülkücülük benzeri "Panslavizm" fikir yapıları vardır. Çarlık döneminde uyguladığı, varsayımsal Slav ırkından olanları kendi hakimiyeti altında bir devlet halinde toplama siyasetidir ve "Büyük Rusya."
Yani bizim Turancılık!

Rusya, Çar I. Petro'dan itibaren güçlü bir devlet olabilmek için sıcak denizlere ulaşabilme ve Balkanlara yayılma siyaseti izlemiştir. I. Petro'dan sonra Rus tahtına çıkan halefleri de aynı siyaseti benimsemişlerdir. Rusların bu amaçlarına ulaşabilmeleri için Osmanlı Devleti'nin yıkılması ve onun sahibi olduğu boğazlar ile Balkanları ele geçirmeleri gerekmektedir. Bu nedenle XVIII. yüzyılın sonlarından itibaren Rusya'nın hedefinde Osmanlı devleti vardır.
"Panslavist" bir politika takip etmişler ve hala devam ediyorlar.

Yunanistan;
Yine bizim ülkücülük ile aynı olan "Megali İdea" ya da "Megalo İdea" ideolojileri vardır. 
Fatih Sultan Mehmet'in İstanbul'u alarak, Bizans imparatorluğuna son verdiği günden beri yürürlükte olan bir Yunan ülküsüdür…
En büyük amaçları "Büyük Helen İmparatorluğu."
Bu ülküler ile ilgili 8/10 maddelik bir manifestoları bile var.
-Batı Anadolu Yunanistan'a verilecek gibi.
Son olarak İstanbul Türklerden alınarak "Bizans ve Helen İmparatorluğu" yeniden kurulacak ve "Megalo İdea" gerçekleşecektir, derler!
Yıllardır bu ülkü ile yaşıyorlar!

Ermenistan;
Tanrı tarafından seçilmiş bir halk olduğunu, bu seçilmişliğin en büyük delilinin de Nuh peygamberin gemisinin Ağrı dağında karaya oturması olduğunu ileri sürerler. Hz. Nuh'un torununun torunu Hayk'tan geldiklerini ileri sürüp "seçilmiş ulus" olarak görürler. 
Yine Ermenilere göre, İncil'de geçen 'cenneti sulayan dört ırmak' Kür, Araz, Dicle ve Fırat nehirleridir. Bu nehirlerin geçtiği topraklar ise, Tanrı tarafından Ermenilere verilmiştir.
İşte bu sebeple yıllardır Türklere karşı "İrredantizm" adı altında irredandist  ya da kurtarımcılık hayali ile "büyük Ermenistan" ülküleri vardır.
Bu hayallerini güçlendirmek için Cenevre'de 1887'de "Hınçak" örgütü, daha sonra ise 1890 yılında "Taşnak" örgütünü kurdular. 
Halen gerek Ermenistan'da, gerek tüm dünyada bu diasporalar aktif olarak faaliyetlerini devam ettiriyorlar. 

Bulgaristan;
Ayestefanos antlaşması ile "İrredentizm" ve milliyetçilik akımlarını komitacılar vasıtası ile başlatmış oldular. 
1878 San Stefano antlaşmasından sonra daha fazla önem kazandı ve hızlandı.
Tuna ile Balkanlarda, Trakya ve Makedonya dahil olmak üzere "büyük Bulgaristan" devletini kurmaktır, ülküleri.

Ortadoğu ve Araplar;
Mekke Şerifi Hüseyin'in temeli Arap milliyetçiliği olan bir fikir ile Türkleri ortadan kaldırmaktı.
Arap krallığı kurma ve kralı olma düşüncesi ve ülküsü vardı.

Dikkatinizi çeken bir şey olduğunu mu, yazı da?
Bütün ülkelerin hayali "büyük" ile başlıyor. 
Bizim ülkümüz de yıllardır "büyük Türkiye" değil mi?

Alpaslan Türkeş'in "Dokuz Işık" doktrinindeki gibi bölünme kabul etmez, kutsal bir bütün halinde "büyük Türkiye'yi" yeniden inşa edeceğiz." 
"Büyük Türkiye ülküsü kızıl elmamızdır."
Öyle değil mi?

Bu sebeple "Türk Birliği" elzemdir. Bu fikri diri tutmak için, hedefe ulaşmak için var gücümüzle çalışmamız gerekiyor. Bu süreç zorlu ve çetrefilli olacak!
"Dilde, fikirde ve işte birlik" bir, beraber olursak niha-i hedefe ulaşmak daha kolay olur...

Yaşar Kiraz


Kaynak;
Wikipedia
Wikizero
Büyük Türk Tarihi Ansiklopedisi