CİLOVLUK OLAYI (31 MART SOYKIRIMI)

Tarihte bu coğrafyada hiç bir zaman etnik üstünlük teşkil etmeyen Ermeniler, zaten olanlar da zamanla bu coğrafyaya sonradan göç ederek yerleşmişler ki, kendilerine yakın olacak başka etnik azınlıkları da etraflarında toplayarak, bu toprakların gerçek sahipleri olan Azerbaycan Türklerini ve Anadolu Türklerini toplu olarak katletmeye başladılar. I. Dünya Savaşından önce Osmanlı vatandaşları olan Ermeniler, Rusya Devleti'nin ve diğer başka devletlerin desteği ile (Fransa, Büyük Britanya, Amerika) hızla silahlanmaya ve Türklere karşı besledikleri tarihi emelleri için propagandalara başlamışlardır.

1914 yılında savaş başlar başlamaz, Ermeniler büyük bir askeri güç olarak Doğu Anadolu cephesinde Osmanlı Ordusunun arkasından bozgunculuk yaparak Rus ordusunun bu cephede ilerlemesinde büyük bir etkileri olmuştur. Aynı zamanda şehir ve köylerdeki erkek nüfusu, savaştan dolayı memleketin farklı yerlerindeki uzak cephelere gitmesinden faydalanarak Van, Bitlis, Bayburt, Kars, Iğdır, Erzurum ve diğer şehirlerde sivil ahali, yani ihtiyar, bayan, çocuk, hamile demeden katletmeye başladıkları gibi şehirleri yakıp yıktılar. Ermenilerin bu cinayetleri yapmasındaki tek bir amacı var, o da Türkleri, hayali Büyük Ermenistan'ı kurmak için yok etmektir.

Osmanlı hükümeti, böyle bir durumda haklı davranarak Doğu Anadolu'daki Ermenileri 1915 yılında devletin başka coğrafyasına Suriye ve Irak'a tehcir yani tedbirli bir şekilde göç ettirmeye başlamıştı. Maalesef bugün Ermeniler, Osmanlı'nın birden fazla cephede savaşması ve bu sırada Ermenilerin Anadolu'daki masum sivil halka karşı çeteci faaliyetleri ile saldırmaları nedeniyle savaş alanından daha sakin yerlere göç ettirilmesini, dünyaya uydurma ve yalandan ibaret olan Ermenilere yapılmış bir soykırım gibi tanıttırmaya çalışmaktadırlar. Bu olaylardan sonra silahlı Ermeniler, Rusya Devleti'ne sığınmaya ve Rusya hudutlarında çirkin emellerini devam ettirmeye karar verdiler. Özellikle 1917 yılında Rusya'da baş gösteren Ekim Devriminden sonra bozulan siyasi yapıdan faydalanan Ermeniler, Güney ve Kuzey Azerbaycan'da sivil ahaliyi katletmeye ve bu kez Büyük Ermenistan'ı, Azerbaycan Türklerinin topraklarında kurmak için karar verdiler.

Tarihte hiçbir zaman Azerbaycan topraklarında çoğunluk teşkil etmeyen Ermeniler, zaman zaman Bizans, Arap Halifeliği ve Rusya Devleti tarafından planlı olarak yerleştirilmişlerdir. Günümüzde Kuzey Azerbaycan'da 1918 yılında yapılmış olan soykırım tarihte "Mart Soykırımı" adıyla, Güney Azerbaycan'da yapılanlar ise "Cilovluk Olayları" adıyla tanınmaktadır. Her iki olaylar aynı yılda fakat farklı aylarda yapılmakta ve yüz binlerce Azerbaycan Türklerini katlettikleri gibi büyük şehir ve illerinde (Urmu, Hoy, Salmas, Sulduz, Köhneşehir, Bakı, Şamahı, Nahçivan, İrevan, Gence, Kuba, Karabağ, Lenkaran, İrevan vb.) Azerbaycan Türklerine ait tarihi mimarilerini yakıp yıkmışlardır. Burada da yapılan bu katliamların amacı aynen Doğu Anadolu'da yani Anadolu coğrafyasında olduğu gibi Türk insanını yok etmektir.

Yeri gelmişken şunu da söylemek gerekir, Güney Azerbaycan'da Azerbaycan Türklerine karşı yapılan katliamın Doğu Anadolu ve Kuzey Azerbaycan'dakinden bir farkı Ermeni çetecilerinin yanında Aysor ve Kürt çetecileri de işbirliği yapmışlardı. Güney Azerbaycan'da Ermeni-Aysorların Azerbaycan Türklerine karşı yapmış oldukları soykırımın coğrafyasına bakarsak bu olayların Güney Azerbaycan'ın batı illerinde (günümüzde İran İslam Cumhuriyeti bu toprakları Batı Azerbaycan Ostanı (eyaleti) olarak adlandırmaktadır) yapıldığını görüyoruz. Kuzey ve Güney Azerbaycan'da genel olarak yapılmış olan katliamlarda 700 bin Azerbaycan Türk'ü katledilmiştir ki, bunun 200 binden fazlası Güney Azerbaycan'da katledilmiştir. 150 bin nüfusu olan Urmiye'de bir gecede 1500 Türk öldürüldü. Osmanlı ordusu gelene kadar artık öldürülenlerin sayısı 10 bini geçti.

1918 yılının 30 Mart ve 3 Nisan tarihleri arasında Bakü şehrinde ve Azerbaycan'ın muhtelif bölgelerinde, Şamahı, Urmu, Hoy, Sulduz, Guba, Haçmaz, Lenkeran, Hacıgabul, Selyan, Zengezur, Karabağ, Nahçıvan'da Ermeni silahlı kuvvetlerinin Azerbaycan Türklerine karşı yapmış oldukları soykırım günüdür. 31 Mart 1918'de Ermeniler başta Bakü olmak üzere Şamahı, Guba, Kürdemir, Selyan ve Lenkeran şehirlerinde birçok Türk'ün canına kıymış ve toplu katliamlar gerçekleştirmiştir. Sadece bir gün içerisinde Bakü'de 12 bin Türk'ü katletmiştir.

Guba Soykırımı (30 Mart – 2 Nisan 1918)

19. yüzyılın başında Azerbaycan'ın birçok bölgesinde olduğu gibi, Guba'daki katliamda da, Sovyet yöneticileri Stepan Şaumyan ve Korganov tarafından görevlendiren Ermeni Hamazasp'ın rehberlik ettiği silahlı gruplar, 122 köyü tümüyle yıktı, kent merkezi dâhil 380 aileyi evleriyle birlikte yaktı, 1800 çocuk, 2000'den fazla kadın toplam 16 bin 782 Türk katledildi.

-Ermeniler bu katliamı neden gerçekleştirdi?

-Bu sorunun cevabı çok basit aslında...

-Onların suçu Azerbaycan topraklarında yaşamış olmaları mıydı?

-Hayır...

-Onları suçu bu değildi.

-Onların suçu tıpkı Uygur, Musul, Kerkük, Süleymaniye, Halep, Kırım'daki kardeşlerimiz gibi "Türk" olmalarıydı. Göz bebeklerimiz olan Doğu Türkistan, Telafer, Süleymaniye, Musul, Halep, Kerkük, Kırım ve Karabağ'ı bizim sorunumuz olmaktan çıkarmak üzereyiz. Hâlbuki bu kadim Türk toprakları sadece Doğu Türkistan'ın, Kırım'ın, Irak'ın ve Azerbaycan'ın sorunu değil, bütün Türk Dünyası'nın, Türk Milleti'nin sorunudur. Türklüğün varlık-yokluk mücadelesidir. Özellikle Türk Milleti'nin 20. ve 21. yüzyılları karanlık çağı olduğu için umarım Türk Dünyası uyanıp Turan ellerinde yapılan baskı, zulüm, işkence, soykırım, katliam ve toprak işgallerinin hesabını sorar.

Sevgilerimle

Yeliz Yıldırım

Araştırmacı - Tarihçi ve Tarih Öğretmeni