3 Mayıs 1944 Türk Tarihinin kırılma anlarından birimidir acaba?

Osmanlı Imparatorluğunun başlangıç hariç diğer dönemlerinde Türklük imparatorluk sözde bölünmesin diye hep yok sayılmış, aşağılanmıştır. Hatta Etrak-ı bidrak (akılsız Türk) tabirini bile kullanmaya cesaret edenler çıkmıştır.

Osmanlı Devleti ve aydınları tebaaları olan diğer milletler tarafından yüzlerce kez aldatıldıktan ve onlar bağımsızlıklarını ilan ettikten sonra ancak duruma uyanabilmişlerdir.

Büyük felaketlerin ardından Osmanlıcılığın ve İslamcılığın bu milletin derdine derman olmayacağı anlaşılmış tek ilacın Türkçülük olduğu kavranabilmiştir.

Bunun içindir ki Mustafa Kemal Atatürk Kurtuluş Savaşı sonrasında yeni devlet kurulup dizayn edilirken Türklüğü her şeyin üstünde tutup, tüm politikalarına esas kılmıştır. Ve dahi yüzyıllar sonra devletin adına Türk ismi eklenmiş Türkiye Cumhuriyeti olmuştur.

Atatürk döneminde altın çağını yaşayan Türklük vede Türkçülük Atanın ölümünden sonra yine öksüz yetim kalmıştır.

Devrin şartları içerisinde "nerde görülürse başı ezilmesi" gereken komünizm yılanı devletin kadrolarına sızmaya başlamıştır.

Bu durum büyük Türkçü Hüseyin Nihal Atsızında dikkatini çekmiş yazılarıyla tehlikenin büyüklüğünü işaret etmiştir.

Durumun vehametini arttırması üzerine Türküz, Türkçüyüz diye nutuk veren dönemin başbakanına açık mektup yazmış olayı tüm açıklığı ile anlatmıştır.

Atsız bunu yaparken Türk düşmanlarıda boş durmamış onun hakkında kumpaslar hazırlamışlardır.

Yazılarında komünist Sabahattin Ali'yi paçavra çevirdiği için devrin milli eğitim bakanı Hasan Ali Yücelin kışkırtmasıyla Sabahattin Aliye, Hüseyin Nihal Atsız bey hakkında hakaret davası açtırılmıştır.

Dava Ankarada görülecektir. 

Gençler Ankarada Atsız Beye muazzam bir karşılama töreni düzenlemiş bu karşılama nümayiş halini almış, Türkçü sloganlar yeri göğü inletmiştir.

Bu Türkçü uyanış hükümetin ödünü kopartmış ve anında gözaltılar başlamış, Alparslan Türkeş'inde içinde yer aldığı bir çok aydın tutuklanmıştır.

Tarihe bir yüz karası olarak geçecek olan Irkçılık Turancılık davası başlamıştır.
Bu süreçte Türkçü aydınlara olmaz işkenceler edilmiş, çeşitli iftiralar atılmıştır.
Sıkıyönetim Mahkemesinin verdiği haksız kararlar daha sonra bozulmuş ve Türkçü aydınlar serbest kalmışlardır.

Aslında bu mahkeme sanık gördükleri aydınlar için değil direk Türklüğü yargılamak içindi.

Yazımızın başında ki sorumuza dönersek elbette Türk Tarihinde bir kırılma anıdır eğer küllenen Türklük ateşi 3 Mayıs 1944'te alevlenmeseydi Türkçülük şahlanmaz sonrasında belkide Sovyetlere uydu olurduk. 80 öncesi mücadelemizin temelide budur.

3 Mayıs 1944 olayları Nihal Atsızlar milliyetçi oldukları için değil doğrudan Türkçü oldukları için vuku bulmuştur.

Onun içindir ki ancak TÜRKÇÜLER GÜNÜ olarak kutlanacaktır.

Tanrı Türkü Korusun ve Yüceltsin
Ne Mutlu Türküm Diyene


Mehmet Kara
Demirdağın Kurtları EKDD Genel Başkanı