Ramil Guliyev'in başarısı umarım diğer spor dallarında da örnek olur. Devşirme sporcularla başarı kazanmak yerine Türk sporcularla başarılı olmayı tercih etmeliyiz. Satın almak kolaydır, yetiştirmek zordur.

Londra'da düzenlenen 2017 Dünya Şampiyonası'nda 200 metre finalinde yarışan milli atletimiz Ramil Guliyev altın madalya kazanarak dünya şampiyonu oldu.

Uzun zaman sonra ilk kez bir sportif başarıdan gurur duydum. Özellikle atletizm gibi dünyada çok geride kaldığımız bir spor dalında ve son yıllarda Türkçeyi konuşamayan parayla satın alınmış devşirme sporcularla dünyayı yakalamaya çalıştığımız bir dönemde bir öz Türk evladının altın madalya kazanması çok anlamlı oldu.

Peki, 1990 doğumlu olan Azerbaycan Türk'ü Ramil Guliyev kim? Geçmişte hangi başarılara imza attı?

Türk milletinin ismini yeni duyduğu Ramil Guliyev, aslında geçmişi başarılarla dolu olan, kazandığı şampiyonluklarla ismini dünyaya duyurmuş başarılı bir sporcu.

Ramil Guliyev, atletizmdeki ilk başarısına 2007 yılında Çek Cumhuriyeti'nin Ostrava kentinde düzenlenen Dünya Gençler Atletizm Şampiyonası'nda imza attı. Azerbaycan milli takımı adına yarışan Ramil Guliyev, bu şampiyonada 200 metrede gümüş madalya kazandı

Ardından 2009 yılında Sırbistan'ın Novi Sad kentinde düzenlenen Avrupa atletizm şampiyonasında 100 metrede gümüş, 200 metrede altın madalya kazanarak gelecekte daha büyük başarılara imza atacağının sinyalini verdi.

Ramil Guliyev, aynı yıl Dünya Atletizm Federasyonları Birliği (IAAF) tarafından 'Avrupa'nın gelecek vaat eden genç atletleri' sıralamasında Fransız atlet Christophe Lemaitre'in ardından ikinci en yetenekli genç atlet olarak gösterildi.

2010 yılında Fenerbahçe ile sözleşme imzalayan Ramil Guliyev, 1 yıl sonra Türk vatandaşlığına geçme kararı aldı ve Türk vatandaşı oldu. Avrupa'nın en yetenekli atletlerinden biri artık Türk milli takımı adına yarışacaktı.

Ramil Guliyev'in Türk milli takımı adına yarışma kararı almasına Azerbaycan tepki gösterdi. 2012 yılında Azerbaycan basınına konuşan Azerbaycan spor bakanı Azad Rahimov, Ramil Guliyev'in kendilerinden 5000 dolar maaş ve bir ev talep ettiğini ve kendilerinin bu talepleri reddettiği için Türk milli takımını seçtiğini söyleyerek Ramil Guliyevi para için ülkesini satmakla suçladı.

Ancak Ramil Guliyev, Azad Rahimov'un suçlamalarını kesin bir dille reddederek Türk milli takımını seçmesinin nedeninin Türkiye'de kendisini daha fazla geliştireceğine inandığı için olduğunu söyledi.

Ramil Guliyev'in Türk milli takımını seçmesinin ardından Azerbaycan Atletizm federasyonu IAAF ye şikâyet ederek Ramil Guliyev'in 2012 Londra Olimpiyatlarında Türkiye adına yarışmasını engelledi. Azerbaycan'ın koyduğu yasak bittikten sonra Ramil Guliyev, Türk milli takımı adına 2013 yılından sonra yarışmaya başladı.

Ramil Guliyev, Türk milli takımı adına ilk başarısını 2015 yılında Pekin'de düzenlenen Dünya atletizm şampiyonasında 200 metrede 6. Olarak kazandı. Ardından aynı yıl Hırvatistan'ın başkenti Zagreb'de düzenlenen IAAF World Challenge turnuvasında 200 metrede Türkiye rekorunu kırdı.

Kariyeri başarılarla dolu olan Ramil Guliyev, 2016 Rio olimpiyatlarında ise hayal kırıklığı yaratarak 200 metrede 8. Oldu

Ramil Guliyev bu başarılarının yanında 200 metrede Avrupa gençler rekorunun sahibidir ve 2017 yılında 100 metreyi 9.97 lik derecesiyle koşarak 100 metreyi 10 saniyenin altında koşan 3. Beyaz atlet olmuştur

Ramil'in sportif başarılarının dışında verdiği röportajlarla da dikkatleri üzerine çekmiştir. 2015 yılında verdiği bir röportajda kendisine Türk olduğu halde devşirme diyenlere şu cevabı vermiştir:

"Ben yarışta sadece kendi adımı göstermiyorum. Adımdan önce Türkiye Bayrağı geliyor. Podyuma çıkınca da ülke bayrağı kalkıyor. Biz de bunu başarmak için çalışıyoruz"

Kendisine devşirme diyenlere karşı çıkan Ramil Guliyev, Türk milli takımı adına yarışan devşirme sporcular hakkında ise şu açıklamaları yapmıştır:

"Türkiye'de atletizme büyük destek var. Bence yabancı bir sporcu Türkiye adına yarışacaksa, Türkçe öğrenmeli, burada yaşamalı, bu kültürü yaşamalı. Ama yabancı gelip sadece yarışıp gidiyorsa bu biraz reklama giriyor ve garip oluyor."

Ramil Guliyev bu açıklamasıyla çok önemli bir konuya da değinmiştir. Türkiye adına yarışacak biri öncelikle Türkçe konuşmalı, Türk kültürünü, bilmeli ve Türkiye'de yaşamalı. Türk milli takımının forması parayla satılacak değersiz bir forma değildir. Göğsünde ay yıldızı taşıyacak kişi Türk olmak zorundadır.

Bunu söylediğim için Türklüğe alerjisi olan Türk düşmanları beni ırkçılıkla suçlayacaklardır. Hatta birkaç kez "Fransa milli takımında da siyahî sporcular yarışıyor" diyenlerle karşılaştım. Elmayla armudu ayırt edememek sanırım bu olsa gerek.

Fransa milli takımı adına yarışan siyahlar, yüzyıllar boyunca Fransız sömürgesi altında yaşadığı için asimile olmuş, Fransızlaşmış sporculardır. Ana dilleri Fransızcadır. Fransa'da doğup Fransız kültürüyle yetişmişlerdir.

Kısacası Fransa adına yarışan siyahlar, kendilerini Fransız olarak görüyorlar. Ben Fransız'ım diyorlar. Bu durumla bizim yurt dışından dilimizi kültürümüzü bilmeyen sporcuları ithal etmemiz aynı şey değildir. Fransa milli takımındaki siyahları Fransızlar yetiştirdi ama bizdeki devşirmeleri biz yetiştirmedik.

Aslında Ramil Guliyev'i de Türkiye değil soydaşımız Azerbaycan yetiştirdi. Bu yüzden Türk milli takımını seçtiği için tepki gösterdiler. Ancak Ramil Guliyev, 200 metre finalinde altın madalya kazandıktan sonra sırtına Türk ve Azerbaycan bayrağı takarak her şeyi özetledi. Azerbaycan Türkleri ve biz tek millet iki devletiz.

Ramil Guliyev'in başarısı umarım diğer spor dallarında da örnek olur. Devşirme sporcularla başarı kazanmak yerine Türk sporcularla başarılı olmayı tercih etmeliyiz. Satın almak kolaydır, yetiştirmek zordur. Kalıcı başarılar istiyorsak başarıyı satın almak yerine kendi evlatlarımızı yetiştirmek zorundayız. Yoksa birçok konuda olduğu gibi sporda da dışa bağımlı hale geleceğiz.

Sporumuzdaki tüm olumsuzluklara rağmen bir Türk evladı olarak bizlere bu gururu yaşattığın için helal olsun sana Ramil Guliyev… Başarıların daim olsun.