Üzülmekten yoruldum.

Yüreğimi kırmalardan yoruldum. Beklemekten yoruldum.

En çok da düşünmekten. Susmaktan sürekli susarken içime haykırmaktan yoruldum.

İçim yoruldu be usta.

Acıları depolamaktan yüreğimiz taştı.

Dil yoruldu dost bildiklerimize kendimizi anlatmaktan.

Sığındığım limanların birer birer çökmesinden yoruldum.Yoruldum be usta. Hem de çok yorulduk. Sabrın selamete ereceği o günü beklemekten yorulduk. Mecburiyetten dili kalabalık ama yüreği boş insanları çekmekten yorulduk.

Yarı yolda maskeleri düşen iki yüzlü insanlarla yürümekten yorulduk.

Hak etmediklerimizi yaşamaktan yorulduk.

Sloganlarla yetişip sloganlarla büyüyen bu gençliğin veya zümrenin iktidar olmak için diğerine zannederim ihtiyacı yok diye yüreğimizi parçalamaktan yorulduk.

Bir yanımız hep eksik kaldı be usta. Bir yanımız hep tutsak.

Çok çabuk biat etmeye alıştık. Ve en kötüsü çok çabuk dost satmayı öğrendik be usta.

Her işe bir kılıf bulmaktan yorulduk ama kendimizde kusur aramadık bir türlü.

Her yaptığımıza bir kılıf bulmaya kaktık.

Düşünmedik.

Düşüneni sevmedik sevemedik..

Eleştiriye kapalısınız siz de artık. Sakın eleştiri hakkımız var demeyin.

Çok çabuk silinirsiniz …

Buyurun kılıf bulun. Kılıf bulun ama ne olur bu üslupla 80 milyonu kucaklayacağız demeyin. Olmuyor.

Tamam ideolojiniz yok çizginiz yok ülkücülük diye bir derdiniz yok anladık. İyi de nasıl kucaklaşma istiyordunuz demeden yorulduk.

Çok yorulduk en iyisi yenilgisine bahane arayan bir Temel fıkrası ile nokta diyelim.

Düşünerek oynayın oynayacaksanız be ustalar.

"Bölgeler arası folklor yarışması düzenlenmiş. Finale Karadeniz horon ekibiyle Ege zeybek ekipleri kalmış. Ve yarışmayı zeybekler kazanmış. Karadenizler duruma çok bozulmuş. Temel yenilginin nedenini açıklarken
- Biz oynarken çok acele ettik. Keşke biz de zeybekler gibi düşüne düşüne oynasayduk demiş."

Doğan Ay