YILANA SARILMAK

"Denize düşen yılana sarılır" atasözü Derin bir tehlikeye düşmüş olan kişilerin, yanlış insanlardan yardım almak zorunda kalacağını ifade etmek için kullanılır. İnsanlar özellikle zor durumlarda kaldığı zaman -çaresizlik durumlarında- asla yardım istenmeyecek ve istenmemesi gereken insanlara muhtaç kalabilir.

Eh işte bizi anlatıyor sanki.

Denize düştük kurtulmamız için tek yol yılana sarılmak. Elden başka bir şey gelmiyor. Ehven-i şer diyoruz. Kötü kötüdür demeye hakkımız yok gibi. Kötünün iyisi olmaz demeyin. Tanrı düşürmesin. Mecbur kalınca kötü ne kadar iyidir diye bakıyoruz. Başka çaremiz kalmadı. Elimizde seçenek de yok. Çaresizlik neler yaptırıyor insana.

Bir çıkış arıyorsunuz yok. Bütün çıkışlar kapalı. Tam bir labirent içinde çırpınıyor her koştuğumuz yönde karşımızda duvar. Duvara çarpıp geri geldiğimiz noktaya dönüyoruz.

Ne yapalım?

Düştük denize. Boğuluyoruz. Çırpınıyoruz. Debeleniyoruz. Battıkça batıyoruz. Bataklık ortasında sarılacak yılan arıyoruz bulursak yılana sarılacağız kurtuluş yolu olarak.

Bu yılan bizi sokar mı sonradan? İşte burası şansımıza kalmış. Yılandır sonunda güvenilmez. Sizin anlayacağınız iki ucu pis bir değnek uzatılıyor. Sonra da bu değneği düşürmeden tutun deniliyor. Bir şekilde elimize buluşacak.

Son derece tehlikeli bir durumla karşı karşıya gelen, çaresiz kalan, kurtuluş için bir çıkar yol bulamayan kişi, bu kötü durumdan kurtulmak için her türlü yola başvurur. Öyle ki, en tehlikeli şeylere bile sarılmaya çalışır, onlardan yardım bekler. Çünkü hiçbir tutar seçeneği kalmamıştır.

Bizi sokacak biliyoruz lakin bu riski göze almak zorundayız.

Önümüzdeki secenek bu.

Bunu bilen siyasetçiler kafasına göre hareket edebiliyor. İsteyen gitsin 20 yıllık hüsrana oy versin isteyen bize diyor ve arkasından ekliyor " işinize gelirse biz böyleyiz."

Sistem bizi bu noktaya getirdi. Bağımsız Türk milliyetçisi bir aday mı dediniz inanın en zor konu. Paramparça olmuş insanlar bir araya gelmiyor.

Yılana sarılmaktansa yok olmayı da seçebilirsiniz.

Zor tercih.

Doğan Ay