Fikret, ailesine süprizin hasını yapmıştı. Çıkıp gelmişti bayram vakti ailesinin yanına.

Oysa Şırnak'ta sürdürdüğü askerlik görevini bitirmesine çok bir şey kalmamıştı, beş ayı kalmıştı sadece.

Ama dayanamadı işte, burnunda tüttü bir yaşındaki kızı Almina'nın kokusu, sessiz sedasız çıktı geldi Şırnak'tan. Eşi Duygu"nun en duygusal günüydü heralde.

Mutluluklarını kendilerine saklamadılar. Sosyal medyada bolca resim paylaştılar, gören ortak oldu sevinçlerine. "Hayatımızın en güzel bayramı olacak bu bayram" diye düşünüyorlardı.

Güzelce giyindiler bayram sabahı, büyüklerin elini öpmek için yola koyuldular. Asker ne de olsa, Fikret'i gören boynuna sarılacaktı tabiki. Bu hayallerle yola koyuldu Fikret.

Olmadı…

Gaziantep Karşıyaka Karakolu önünde patlattı PKK bombayı, Fikret, Duygu ve bir yaşındaki Almina'dan geriye sosyal medyadaki fotoğraf kareleri kaldı. Yanarak can verdiler.

Ordunun terörist, PKK'nın Kanarya Seveler Derneği, Apo'nun namazında niyazında adam, ilan edildiği dönemdi!

PKK terör saldırısını üstlendi.

PKK üstlendi ama, şimdi Milliyetçi takılan yandaş köşe yazarlarımız PKK'ya toz konduramadı o dönem.

"Ergenekon kokusu var" diyeni mi arasın!

"PKK tarzı eylem değil" diyeni mi arasın! ( PKK'nın tarzı varmış meğerse!)

Suçu, olmayan terör örgütü Ergenekon'a yıkmak için ellerinden geleni yaptılar...

Hal böyle olunca PKK'da sonradan açıklamasını geri aldı "Ergenekon yapmıştır!" dedi.

Ben o dönem Almina'nın destanını yazmıştım ve bu yalakaları şiirimde şu sözlerle Almina'ya şikayet etmiştim

" katilini aklama telaşında sözde aydınlar
kibir dolu cümlelerinde ihanet saklı
minik ellerinle kapat kulaklarını
duyma söylenenleri küçüğüm
hece hece kuşatıyor dilleri utanmazlık
cehalet büyüdükçe kefenler küçülüyor Almina"


(O gün bu şiirimi alkışlayanlar, şimdi gördükleri yerde "Hain" diyerek önümü kesmeye çalışıyor)

Yandaş basınımız bu işi kıvıramadı, saldırıyı PKK'nın yaptığı anlaşıldı.

Almina ve anası babası için yazdığım bu şiir Almina'nın yakınlarına kadar ulaştı. Yaklaşık iki ay sonra ulaştılar bana.

Hani bazı arkadaşlar diyor ya "Susmuyorsun helal olsun!" benimde sustuğum zamanlar var.

Yarım saatlik telefon görüşmesinde üç cümleyi zar zor bir araya getirdim. Gözyaşıyla yıkanmış sesleri dilime kelepçe vurdu.

Telefonu kapatırken şöyle demişlerdi "Biz onların unutulmasını istemiyoruz".

"Elbette unutulmayacaklar" demiştim. Demiştim çünkü sosyal medyada herkes "Unutursak kanımız kurusun" yazıyordu.

Bu lafı sadece PKK için değil, daha büyük savaş doğuracağı başından belli olan Barış Sürecinin mimarları içinde söylüyorlardı.

O vakit böyle kallavi laflar yapanların çoğu şimdi Almina'nin katillerini aklamaya çalışanların kuyruğunda geziyor!

Hatta onlara tepkili olanları terörist ilan ediyorlar.

Unuttuklarının en büyük delilidir bence, o dönemde siyaset sahnesinde olan siyasetçilerin, bu dönem de " Küçük dağları babam, büyüklerini ben yarattım" edasıyla ortalıkta gezmesi, gezdirilmesi.

Şimdi yine aynı laf on bir aylık yavrumuz ve annesi için yazılıyor. Slogan üzerinden vicdan rahatlatmaca oynanıyor.

Unutursa kanı kurusunmuş!

Sözümüm muhattabları bellidir. Kanınız falan kurumaz sizin…

Kuruyan sadece Anadolu isimli çınar. Gün geçtikçe kuruyor, içten içe çürüyor, ölüyor...

Okan Kilit