Nasrettin hoca' nın arkadaşları hocaya bir şaka yapmaya karar vermişler.

Hoca' nın yanına gidip, hocam "duyduk ki yarın kıyamet kopacakmış. gel senin şu kuzuyu keselim. Bir güzeli yiyelim" demişler.

Hoca söylenene inanmamış ama yinede tamam demiş. "Yarın göl kenarında buluşalım. Orada keser yeriz." Ertesi gün olmuş. Hoca ve arkadaşları göl kenarında buluşmuşlar.

Hoca demiş ki " Ben ateşi yakıp, eti pişirinceye kadar siz biraz gölde yüzün." Bu teklif arkadaşlarının hoşuna gitmiş. Kıyafetlerini çıkarıp göle girmişler. Biraz zaman geçince gölden çıkmak istediklerinde bir de bakmışlar ki hoca bütün kıyafetlerini yakmış, çıplak kalmışlar.

– Aman hoca ne yaptın sen, biz şimdi nasıl köye döneceğiz. Bunu duyan hoca gülerek cevap vermiş:

– Bu kadar üzülmeyin canım, nasılsa yarın kıyamet kopmayacak mı?"

Yarın kıyamet kopmaya kopacak da siz nasıl hesap vereceksiniz ?

Birileri çıplak kalacak yatacak yeri olmayacak o gün.

Hani derler ya " takke düştü kel göründü " işte tam öyle bir güne merhaba.

Sözüm ülkücüyüm diyenlere.

Sözüm dünü unutup bugün ahkam kesenlere.

Sözüm kavgasını sevdasını unutup sosyal medya üzerinden mangalda kül bırakmayanlara.

Siz ülkücüyüm diyenler kaç ülkücü kardeşinizi arayıp sordunuz kaç ülkücü kardeşinizin durumunu merak ettiniz şimdi oturup ahkam kesiyorsunuz.

Neyi tartışıyorsunuz?

Ne kadar mağdurunuz var düşündünüz mü? Mağdur kardeşlerinizin çocuğunun başını okşadınız mı?

Ilaç alamayan hasta yatağında tek başına mücadele veren kaç kahramanı ziyaret ettiniz? Geçin efendim reklam kokan hareketleri.

Unutmayın eve gerek olan halıyı camiye sermek sevap kazandırmaz.

Sözü burada Hüdai Kuş abiye bırakmak caizdir diye düşündüm:

" Magazin haberlerine iyi bir ders olmuş, okusun playboylar. Nice Ülküdaşın yokluk sefalet içinde bitkin biçare hayata gözlerini yumarken sen gözlerini çiçeğe böceğe çevir , şimdi kamera eşliğinde kapı kapı yaşlı amcalar teyzelerin ihtiyacı için burdayız de. Hayrın gizli olanı makbuldü hani, ne oldu DİB onada mı fetva verdi yakın çekim caizdir ve savabı katlamalı diye."

Doğan Ay