Sevgili gençler!

Gönül isterdi ki önünüzde, fikriyle, duruşuyla dostu sevindiren, düşmanı kıskandıran bir değil, binlerce rol modeliniz olsun, ama ne yazık ki şu anda yok.
Artık bu gerçeği kabul etmek zorundasınız.

Zira birileri dıştan, birileri içten en küçüğünden en büyüğüne kadar hepimizi, bütün kahramanları birer birer yediler.

Particilik ve siyaset sayesinde size sunabileceğimiz hiçbir şeyimiz kalmadı.
Bu saatten sonra gök kubbede hoş bir seda olarak kalırsak ne ala.

Hangimize tutunursanız tutunun, muhakkak bir karşıtı var karşınızda.
Partisel milliyetçilik ticaretteki ''Koç, Hakiki Koç, En Hakiki Koç'' misali Ülkücü, hakiki ülkücü en hakiki ülkücü gibi bir saçmalığa çoktan dönüştü.
At izinin it izine, karıştığı bu keşmekeş, sizin suçunuz değil. Bizim suçumuz.
Birinin kahraman dediğine, diğerinin hain dediği bu tablodan artık bir rol model çıkmaz size. 

Kıvırmaya gerek yok. Siyaset denilen bu çirkefi beceremedik gençler.

Siyaset: Fikir ve ideallerimiz için ciddi ve önemli bir araç olması gerekirken, maalesef bütün değerlerimizi yiyen bir canavara dönüştü.

Yani bu şartlarda mevcutlardan particilik, komitacılık, alavere, dalavere öğrenebilirsiniz, ama milliyetçilik öğrenemezsiniz.

Bu nedenle siyaset yapacaksanız bir şey diyemem, ama milliyetçilik yapacaksanız birbirini yiyen bu saçmalıktan uzak durun.
Amacım sizi siyasetten uzak tutmak değil, bilakis ülkenin geleceği, ve yarının temiz siyaseti için her şeyden kıymetli olduğunuza ve ne olursa olsun kirlenmemeniz gerektiği gerçeğine dikkat çekmektir.

Kurtlar ne olursa olsun birbirini yememelidir gençler! Yiyorsa işin içinde muhakkak bir iş vardır ve oradan zafer çıkmaz.

Bu konu için uç bir örnekte olsa rönesansı, öze dönmeyi hep önemsemişimdir.
Bozulup temeller sarsılınca öze dönmek her zaman işe yaramıştır. Eminim bu gün de yarayacaktır.
Çünkü bu kadar yanlış ve hastalıktan kurtulmanın başka bir çaresi yok.

Çözüm gayet açık ve net;
En azından bir süreliğine, sular durulana, güneş açıp ortalık aydınlanana kadar
Bilgeymiş,
Ablaymış,
Taş medreseliymiş,
Kerpiç medreseliymiş,
Ağır ağabeymiş,
Derin ağabeymiş ,
Eski topmuş,
Yeni topmuş… 

Silin gitsin hepsini!..

Tarihe,
Tarihteki kodlara,
Tarihteki kahramanlara,
Tarihteki kilometre taşlarına,
Tarihteki önderlere,
Tarihteki liderlere,
Tarihteki fikir adamlarına,
Tarihteki hazineye, tarihteki edebiyat, kültür ve sanata dönün.

Çünkü Türk milliyetçiliği, Türk milliyetçilerinin bir birini yediği siyasi bir batak değil, anayasası ve mayası sağlam, kökü mazide binlerce yıllık zengin bir hazinedir.
Ve orada bu gün arayıp ta bulamadığınız her şey vardır.

Bu keşmekeş, bu ayrışma ve savrulmada size sunabileceğim en güzel en tutarlı fikir budur.

Biliyorum bunları söylediğim için birileri beni taşlayacak ta umurumda değil.
Önemli olan sizsiniz.

Ne olur sizde kalbiniz ve kafanızı karartıp milliyetçiliğinizi, ülkücülüğünüzü ülküdaşınıza iftira atma, karalama ve alt etme saçmalığı üzerine kurmayın. Ne olursa olsun ülkücülüğü ve ülküdaşlığı kirletmeyin. Çünkü onu kirleten kim olursa olsun tarihi bir vebalin altındadır.

Zor ve önemli bir dönemden geçiyoruz gençler!
Unutmayınız ki milliyetçilik hayati, ülkücülük ise heyecanlı ve veballi bir iştir.

Bu nedenle birbirini yiyenlere değil, yol gösterenlere bakacaksınız.
Tarihte size milliyetçilik öğretecek, tarihte size yol gösterecek, tarihte size şuur ve azim kazandıracak örnek alacağınız, o kadar çok kahraman var ki.

Tamda bu gün, tamda bu zamanda pis siyasetin herkesi kirlettiği şu günlerde Çiçi'ler, Kürşat'lar, Kültigin'ler, Bilgehan'lar, Kaşgarlı Mahmut'lar, İsmail Gaspıralı'lar, Yusuf Akçura'lar, Ziya Gökalp'ler, Atatürk'ler, Enver'ler, Türkeş'ler, Atsız'lar, Elçibey'ler, Osman Batur'lar, Denktaş'lar, Sadık Ahmet'ler, Özmen'ler, Önkuzu'lar, Fırat'lar, Esendağ'lar, Aziz Sancar'lar, Yesevi'ler, Yunus'lar, Hacı Bektaş'lar, Hacı Bayram'lar, Pirler, ozanlar, Arif'ler, Alpler, şairler, yazarlar yeniden yol göstersin, yeniden ışık olsun size.

Onlar gibi Yeniden fikre, akla, ilme, edebiyata, sanata ve yüksek ahlaka sarılın.
Davanın bir rant değil, bir ülkü,
Ülkünün bir hikaye değil, bir aşk ve sevda olduğunu yeniden gösterin millete.

Ahir ömrünü yaşayan bizim de, toprağın altında kemikleri sızlayanların da, bu vatan ve bu milletin de o kadar ihtiyacı var ki buna.

Size temsilcileriniz diye sunulan, bir fikir, bir düşünce, bir ahlak bir proje bir değer ortaya koymayan, koyamayan liyakatsız, ahlaksız, erdemsiz, idealsiz kim olursa olsun silin atın.
Seviye ve çıtayı o kadar yükseltin ki, hem Türk milliyetçiliğinin hayal ettiği istikbalde ki o büyük ufku görebilin, hem de artık kimse maval okuyamasın size.

Sağ sol demeden Türk kültürüne katkı sunan hiçbir kimseyi ayırmadan, milli hazineden bir tek değeri bile atlamadan, büyük bir aşk ve şevkle yeniden sarılın milliyetçiliğe. Zira Milliyetçilik ve ülkücülük her önüne gelenin oldum deyince olacağı, istediği gibi eğip bükeceği, ideal ve seviyesini bozacağı basit ve sıradan bir hareket değil, büyük bir fikir, ahlak ve erdem hareketidir. 

Sevgili gençler! Biz duyguyla savaştık siz akılla savaşacaksınız.
Size kan ve gözyaşıyla yoğrulmuş, ödenecek bütün bedelleri ödemiş bir hareket bırakıyoruz.
Tarih ve tecrübeyi önemseyin.

Anadan, babadan, yardan, serden geçen, yedi düvele meydan okuyan koç yiğitlerin, iki paralık kriptoların, dönmelerin, devşirmelerin, ilkesiz ve ülküsüzlerin elinde nasıl oyuncak olduğunu, neden, niçin ve niye önlerinin kesildiğini asla unutmayın. 

Keşke bizim de böyle bir şansımız olsaydı. Bu işin keşkesi olur mu diyeceksiniz de oluyor işte.
Davalarda tıpkı vatan gibi, toprak nasıl uğrunda ölen varsa vatansa, davalarda uğrunda ödenen bedeller varsa davadır.

HASAN GÖMLEKSİZ 7 / Kasım /2019