Özellikle Cumhur İttifakı ile girilen yolda AKP'liler bile içerisinden iki parti çıkarmışken Recep Tayyip Erdoğan veya bir başka bakan ya da siyasetçi hayranlığı gütmek MHP'lilere görev olarak kalmış görünüyor. Oysa Erdoğan'ın propagandasını yaptığı "tüm kötülüklerin anası CHP'dir" anlayışına milliyetçilerin kanmaması gerekir. Biz milliyetçiler için İsmet İnönü'nün hataları sevaplarından çok fazla olsa da İstiklal Savaşı gazisidir. 1923'te dünyanın o dönemdeki tek bağımsız Türk ve İslam devletini kuran Mustafa Kemal Atatürk'e laf dokunduracak hiçbir MHP'linin de kendine milliyetçi derken yüzü kızarır.

Cumhuriyet Halk Partisi'nin 1923-1950 yılları arasında ülkeyi tek parti hükümetleri idaresinde yönettiğini artık sokaktaki en ufak çocuklar bile biliyor reis sayesinde... Seçim döneminde, bütçe görüşmelerinde hatta korona döneminde bile CHP'nin tek parti döneminde uyguladığı politikalar, özellikle Siyasal İslamcı politikacıların diline pelesenk olur. Kimi zaman kısık sesle konuşan Liberaller, Kürtçülerin peşine takılmış Sosyalistler ve Kürtçüler dışında, Türk sağında iktidara gelmiş DYP-ANAP-AP gibi partiler doğrudan doğruya hiçbir zaman bu politikalara dil uzatmamıştır. Doğrudan doğruya Kemalizm ve tek parti döneminin eleştirisi mücadelesi sağ siyasette her daim Milli Görüş geleneğinin uhdesinde kalmıştır. Bunu AKP ile 18 yıldır iktidarda olmaları avantajı ile son raddeye ulaştıran sağ siyaset, bu güne kadar ağza alınmayan "CHP demek çöp, pislik, lağım demek" tarzında konuşmaktan çekinmemektedir. Hatta İstiklal Savaşı kahramanlarına menfi sözler sarf etmek, cumhuriyetin kurucularına "ayyaş" demek gibi yollara başvurduklarını da bu gözler gördü. Bu eleştirilerde üst düzey siyasette Mustafa Kemal Atatürk'e söz söyleyemeyenler için en kolay hedef İsmet İnönü'dür. Mustafa Kemal'in hatalarını bile İsmet İnönü'ye yazarak ikisine de saldırmanın kolay yolunu bulmuşlardır.

İslamcıların bu kirli siyasetini anlamakla birlikte burada asıl bölümü milliyetçi halka ayırmak isterim. Özellikle Anadolu kırsalında MHP'yi kendi temsilcisi kabul eden insanlardan kimisi İslami duyarlılıkları ağır basan kimisi Türk unsurunu önceleyen bir bakış açısıyla Milliyetçiliğini yaşamaya çalışmıştır. AKP veya bir başka İslamcı partinin etkisine girmek hatasına kimi zaman düşen bu insanlar CHP iktidarlarını suçlamada kendilerine sıra ararlar. Özellikle Cumhur İttifakı ile girilen yolda AKP'liler bile içerisinden iki parti çıkarmışken Recep Tayyip Erdoğan veya bir başka bakan ya da siyasetçi hayranlığı gütmek MHP'lilere görev olarak kalmış görünüyor. Oysa Erdoğan'ın propagandasını yaptığı "tüm kötülüklerin anası CHP'dir" anlayışına milliyetçilerin kanmaması gerekir. Biz milliyetçiler için İsmet İnönü'nün hataları sevaplarından çok fazla olsa da İstiklal Savaşı gazisidir. 1923'te dünyanın o dönemdeki tek bağımsız Türk ve İslam devletini kuran Mustafa Kemal Atatürk'e laf dokunduracak bir MHP'linin de kendine milliyetçi derken yüzü kızarır. Geriye kalan 1950-2020 dönemindeki 70 yıllık dönemde Erdoğan'ın bahsettiği "çöplük CHP" sadece 5 yıl 10 ay iktidarda bulunmuştur, onların da hiçbiri tek başına iktidar değildir. Geri kalan yarım asırdan fazla zaman Türkiye'yi sağ koalisyonlar ve sağ politikacılar yönetmiştir. Ülkücülerin acılı yılları ve aynı zamanda mücadele yılları olan 70-80 arası dönemde ise CHP sadece 21 ay iktidardır. Bu hükumetlerin 10 ayı ise kendisine "kafir" diyecek nitelikte zıt olan ve şu anki hükumetin hocası Erbakan'ın MSP'si ile koalisyondur. 

Ülkücülerin ikinci unutmaması gereken gerçek, kendilerine kendi deyimiyle "eli titremeden" idam kararı veren Kenan Evren'in başbakan yardımcısının Özal olduğudur. 90'lı yıllar milliyetçileri bölen DYP-ANAP gibi iki sağ partinin kuyruğunda ilerleyen insanları bize göstermiştir. Bunun dışında bir de BBP ortaya çıkmış; milliyetçi hareket tek bir koldan ve düşünceden uzak kalan bir duruma sokulmuş bunun neticesinde de 1995 seçimlerinde meclis dışında kalmıştır. Alparslan Türkeş'in vefatı sonrası MHP Genel Başkanı olan Devlet Bahçeli'nin ise şimdilerde Erdoğan ile birlikte hakaret yarışına girdiği sol siyasetle içli dışlı olduğunu asla unutmamak gerek. AKP'li trollerle birlikte bağımsız milliyetçilere saldıran Cumhur İttifakı taraftarları o "zalim CHP" dönemlerinin genel başkanı Ecevit ile 3 yıl boyunca kol kola devlet idare ettiğini unutmasınlar Bahçeli'nin. Ayrıca kendisine "soysuz" diyebilecek kadar seviyesizleşmiş biri ile şimdilerde birlikte olduğunun da farkında olsunlar. Şu da var ki Ecevit dönemini hatırlamayan gençlere öneririm: 2014 Cumhurbaşkanlığı seçiminin kimlerle yapıldığını unutmasınlar... Şimdilerde kadrosu ne ise o zamanlarda da büyük çoğunluğu aynı olan CHP ve Kemal Kılıçdaroğlu ile ortak aday çıkartan da kendisidir. 

Velhasıl-ı kelam bu yazımda bir Türk milliyetçisi olarak CHP savunuculuğu yapmak istememekle birlikte AKP kuyruğuna takılarak gerçeklere gözünü kapatanlara bir hatırlatma yapmak istedi. CHP'nin Mustafa Kemal Atatürk de dahil eleştirisinin yapılmasını ve bu demokratik ortamın sağlanmasını sonuna kadar savunmakla birlikte bunu yapamayacak cesarette insanların Atatürk korkusu ile tüm bir tarihi çarpıtarak bir "vurun kahpeye" durumu yaratmalarının önüne parti, fikir, ideoloji derdi gütmeksizin geçmek gerekmektedir. Bunun yapılmasının Türk devletine, Türk milletine hiçbir yararı olmamakla birlikte bilakis yurdun iki ana görüşe itilerek bir zıt kutupluluk yaratmaya sebebiyet verdiğini söylememiz elzemdir. Ülkücü Türk milliyetçileri bu kutuplu Türkiye ikliminin zararlarını 70'li yıllarda çektiğini unutmasın. Bu durum maalesef sadece oy arttırma derdinde olan kuyruğuna takıldığınız AKP'ye yaramaktadır. İtidalli ve geniş düşünmek herkese farz-ı kifayedir.