Beni takip edenler belki fark etmiştir;
Uzun süredir şehit haberleri ile alakadar tepkimi gösterecek paylaşım yapmıyorum.

Neden yapmıyorum?
Çünkü sosyal medyadan verdiğim tepki, içimde olan bitenin hakkını yansıtmayacağını düşünüyorum.
Kendimden utanıyorum.
Gencecik canlar şehit oluyor, biz bir-iki resim paylaşıp, iki afili laf edip deşarj oluyoruz sonra da hayatımıza devam ediyoruz gibi geliyor bana.
Oysa, lütfen yanlış anlaşılmasın, sosyal medyanın önemini biliyorum. Tepki verilmesinin gerektiğini de biliyorum.
Yani bu benim ruh halim. Başkalarının tepkisini de aynı değerlendiriyorum manasına gelmesin.
Benimkisi bir tür çaresizlik işte…

Bu sefer de öyle yapacağım.
Şehitlerimiz hakkında bir şey deme niyetim yok.
Mekanları cennet, makamları Firdevs olsun.
İçimde kopan fırtınaları bilmeme rağmen duygularımı ifade edecek ve kendime bile boş gelmeyecek kelime, cümle, satır gelmiyor aklıma…

Onun için başka konuya değineceğim.
Artık bana domuz dışkısında bile daha iğrenç, daha tiksindirici gelen iki yüzlülüğe, riyaya geleceğim…

Biliyorum birileri şimdi hemen başlayacak ‚teröriste de iki kelam etseydin…' kakofonisine.
Ne kelamı edeyim teröriste?
Kelam etmeye değer mi?
Teröristle konuşulmaz.
Aslında en geç Oslo'dan Habur'dan sonra bizim ta başından beri söylediğimiz bu gerçeği herkesin iyice anlamış olması gerekiyor ama mevzu bahis kesmin gerçeklerle pek ilgilenmediğini hepimiz biliyoruz.

Onun içiz sözüm o kesime de değil;
Sözüm lafa gelince milliyetçiliği, ülkücülüğü, vatanı, milleti tekeline alarak kimseye bırakmayanlara.
Sözüm „Ezan dinmez, bayrak inmez, vatan bölünmez" edebiyatı yapıp biz açılımı eleştirince bize „Halâ mı orda takıldınız…" diyebilen pabucumun milliyetçilerine,
sözüm siyasi çıkar ve menfaat uğruna bir şehit annesine bile hakaret edebilecek kadar insanlıktan, Türklükten, Müslümanlıktan nasibini almamış, zihinsel orospulara…

Yettiniz!
Ne yaparsanız yapın, her ne halt yerseniz yeyin, hatta illa birilerini kandırmak istiyorsanız kendinizi kandırın ama artık bu fahişeliğinizi „ülkü", „dava", „fikir" veya „yuva" gibi kavramların ardında saklamaktan vazgeçin.

İlla bilmek istiyorsanız evet ben „Halâ orada takıldım"!
Takıldım çünkü açılım denen ihanetin ceremesini hala çekiyoruz.
Takıldım çünkü Türkiye Cumhuriyeti tarihinde eşi benzeri görülmemiş ihanetlerden biri olan bu süreç için kim sorumluluk üstlendi?
Kim ceza yedi?
Kim hesap verdi?…
Ben mi kaçırdım?

Vatan namustur.
Resmen namus satıldı,
bilirim sizin mideleriniz her türlü şerefsizliği ve şerefsizi kaldıracak kadar geniş ama bizimkisi değil.
Onun için takıldım.
Şimdi ister ağzınızla kuş tutun, istediğiniz kadar pkk'yı lanetleyin ne yaparsanız yapın, ister kendinize millet, ister millete zillet deyin.
Kimin millet, kimin zillet olduğunu Türk Milleti çok iyi görüyor!

Cidden nasıl bir cambazlık bu? Nasıl bir hüner, nasıl bir beceri?
Meclis'in renklerinin tamamlanması ile hdp'nin kapatılmasını aynı safta savunmak?
Hem kim neyi kapatacak?
Biz salağız, hdp'nin sizin ve büyük ortağınız için can simidi olduğunu anlamıyoruz mu sanıyorsunuz.
İşte böyle şehit haberi gelince ‚lanet olsun hdp, lanet olsun pkk…, şöyle Selo, böyle Buldan…'
Yoksa kapatmak için sebep mi arıyorsunuz?
Türkçe yemin etmeyenin milletvekili olması hak mı?

Herkes tarafını belirlesin, tercih etsin diyen evvela kendi tarafını belirleyip tercihini yapmalı.
Dün ip atıp, Boğaz'da Persille, Tursille yıkamak istedikleri ile kanki olmak mı taraf belirlemek?
Yoksa Ahmet Türk'ü hapisten çıkartırken bugün hdp'ye esip gürlemek mi tercih yapmak?

Fetö'ye devletin her kapısını germe-ger açanlarla, Açılımın siyasi sorumluları ile can ciğer olacaksın ve bunu eleştirenleri yok hain, yok bilmem ne diye yaftalayacaksın ve bütün bunları yaparken ve savunurken siz milliyetçilik yapıyor olacaksınız, biz ise terör yandaşı öyle mi?

Sahi Meclis'ten, Dolma Bahçe'den bebek katilinin mektupları okutanlarla yarenlikten hariç teröre karşı hangi eyleminiz, hangi tepkiniz oldu?
İşinize gelmeyen gazetecileri dövdürmek mi terörle mücadele anlayışınız?

Yazıklar olsun.
Artık, dedim ya, nefreti falan geçtim sadece tiksiniyorum.
Tek üzüldüğüm, milleti zaten kendinizden tiksindirdiniz tiksindirmesine de, bir de kendinizle beraber o pis ağızlarınızdan düşürmediğiniz, özlerinde derin anlam ve değer taşıyan o güzelim kavramlardan da tiksindirdiniz.
Bir neslin uğurlarına canlarını feda ettiği manaları ifade eden kavramlardan.

Hain mi arıyorsunuz?
Buyrun.
Bundan daha büyük ihanet ne olabilir?