Geçtiğimiz günlerde değerli arkadaşım bit twet atmış, twet aynen şu sözler geçiyor:

"Müftülükler hafızlık kursu inşaatına yardım topluyor, tarikatlar görkemli hafızlık icazet törenleri yapıyor. Hafızlık bu çağda neye yarıyor? Teknoloji çağında "hafızlık" asalaklık adaylığıdır. O çocuk bir şey üretip geçinemez! Derdiniz sevapsa cumaları SMA'lılara para toplayın!

Bu sözler üzerine Diyanet başta olmak üzere kendisini İslamcı olarak tanımlayan kesim ayağa kalktı. Vay efendim neymiş Fatih Ergin Kur'an'a hakaret etmiş!

Her sözü istediği gibi eğip bükmek bu kesimin huyudur. Oysa Fatih Ergin yazısında çocukları kast ediyor.

Şimdi kimisi diyecek ki "Çocukların hafız olması kötü mü?" 

Elbette kötü!

Daha on yaşına bile gelmemiş çocuğa böyle yük yüklenir mi? Ayrıca, eğer ki Kur'an'ı anadilinde anlayacak kadar o dönemin Arapçasına hakim değilseniz hafızlığın hiç bir anlamı yok. Sadece anlamadığınız bir metni ezberlemiş olursunuz.

Tabi bu adet bize Osmanlı döneminde kalma. O dönemin tarikat liderleri de bugün olduğu gibi Kur'an'ın Türkçeleştirilmesine karşıydı. Karşı çıkmalarının sebebi hepinizin malumu, başka türlü ayetleri kendi kafalarına göre yorumlayıp "Din" diye millete nasıl yutturacaklar? Bu sebepten tarikatlar birbiriyle kavgalıdır. Hepsinin din yorumu birbirinden farklı. Bu sebepten yıllardır aranan gerçek İslam bir türlü bulunamıyor!

Hani hep diyoruz ya "Osmanlı çağını yakalayamamıştı!" yakalayamamasının sebebi işte bu tarikatlar. Biraz yenilikçi bir padişah tahta geçtiğinde ya indirilmiş ya da etkisiz hale getirilmiş. Koskoca Osmanlıyı yıktı bunlar. 

Hafız olması sebebiyle veya başka bir nedenle tarikatlara giden çocuklar sizce oradan ne olarak çıkacak? Örnekler mevcut değil mi?

İki ihtimal var, ya Atatürk ve Cumhuriyet düşmanı olacaklar, ya da tamamen dinden çıkacaklar. Üçüncü bir ihtimal yok. İlkokulu bile bitirdiği şüpheli tarikat liderlerinin bilim adamı yetiştirecek hali yok. 

Fatih Ergin gibi gazetecilik mesleğinin hakkını veren arkadaşlarımız da bu tarikatların işine çomak sokunca din düşmanı diye hedefe oturtuyor. Oysa onların din dedikleri şeyhlerinin, şıhlarının uydurduğu saçmalıklar. İsmailağa Cemaatinde yenilen naneleri görüyoruz. 

Kurtuluş Savaşını Vahdettin'in başlattığını söyleyen büyük tarihçi(!) Ahmet Şimşirgil ise demiş ki "Nutuk'u ve dünya klasiklerini okutmasını biliyorsunuz, Kur'an'ı neden okutmuyorsunuz?" Adam neyle neyi kıyaslıyor! Bir de bu konuşmayı "Fatih Ergin'e tokat gibi cevap" diye paylaşıyorlar. Ne diyeyim Allah akıl fikir versin. Yahu Nutuk'u okuyup anlamayan mı var? Misalen Nutuk yabancı bir dilde yazılmış olsaydı ve birileri on yaşında çocuklara ezberletmeye kalksaydı biz ona da karşı çıkardık. Ayırca on yaşındaki çocukların Nutuk'u okuduğu falan da yok.  Daha on yaşına gelmemiş çocukların okuması gereken kitaplar bellidir. Biz diyoruz ki çocuklarımız  Kur'an'ı anlayabilecekleri yaşa geldiklerinde açsınlar anlayarak okusunlar. Sizin neye hizmet ettiği belli olmayan şeyhlerinizin zırvalarını din olarak öğrenmesinler. Derdimiz bu.

Bir de demişler ki Fatih Ergin'e hiç yakışmıyormuş. İsmini değiştirmeliymiş. 

Acaba "Fatih" ismi hangi zihniyete yakışmıyor? 

Fatih Sultan Mehmet Arapça, Farsça, İtalyanca, Yunanca, Latince, Sırpça, Slavca ve İbranice'yi biliyordu. Homeros'u okuyordu. Matematik ve Fen bilimlerine meraklıydı. İstanbul'u şeyhinin bir taraflarını öperek almadı.

Çocuklarımızın zırh cahil heriflerin eteğini öpen asalaklara dönüşmemesi için her türlü mücadeleyi vereceğiz.

Sizin linç kampanyalarınız bize vız gelir tırıs gider.


Okan Kilit