Bazı arkadaşlar çok siyaset yaptığımı söylüyor.

Yanılıyorlar. Ben hiç siyaset yapmıyorum.

İşin aslı ben siyaset yapamıyorum.

Siyaset bir meslek ise bu mesleği icra edebilenler belli.

Herifler siyaset sayesinde köşeyi döndü, benim ise kendimi bildim bileli anca başıma bela geldi.

Parasından falan çoktan caydım. Cebimden ne kadar az giderse o kadar kâr.

Adamlar işin hakkını veriyor hakkını!

Sabah bir başkanı yala, öğlen başka bir başkanı yala, akşama doğru yalayacak başka bir başkan bul...

Bazen gecenin on ikisine kadar yaladıkları yani mesai yaptıkları oluyor. Bu yoğunluğa can mı dayanır?

Sadece bununla kalsa iyiiii!

Dün söylediğini bugün yalayıp yut, milletten yediğin küfre katlan, her yüz seksen derecelik dönüşünde üzerine suç yükleyecek düşman bul, iki ay önce sövdüğün partiyle birden bire halay çekmeye başla, vatandaşın ayranı hepten kabardığında milleti yalanlarla uyut, söylediğin yalanı ertesi gün unut, birde bunları yaparken ilkeli dava adamı pozlarına yat...

Siz kolay mı sanıyorsunuz siyaset yapmayı?

Yalan yok, adamlar çalışıyor. O koltuğu senden benden çok hak ediyorlar.

Ben ikiye beş ebadında başkanın bir üstü ile karşılaştığındaezile büküle, ufala ufala otuz yedi ekran televizyon kolisine sığacak ebada düştüğünü gördüm.

Hadi yapabiliyorsan yap!

Yetenek Sizsiniz programına yarışmacı olarak soksan tam puan alarak çıkar.

Siyaset yapıyormuşum! Geçin onu.

Ben sittin sene bir koltuk için bu kadar çileye katlanmam.

Askerlik daha kolay.

Askeriye de komutanın abuk bir emir verdiğinde bu emri söve söve yerine getirirsin. Siyasette öyle mi? Başkanın emir verdiğinde seveee seve yapacaksın. Sövdüğün duyulduğu an kapının önündesin. Sövüp rahatlamana bile izin yok.

Askeriye de bir söz vardır "Anlamadığını sormak, yanlış anlamaktan daha iyidir.".Siyasette ise Başkan veya Genel Başkan bir kere konuşur, anladın anladın, anlamadın sıçtın.

Ben bir Genel Başkanı yetmiş milyonun yanlış anladığı zamanları gördüm. Partiden bir kişi de soramadı "Başkan sen ne anlatmaya çalıştın"

Nasıl sorsun. Koskoca Genel Başkan yanlış anlatacak değil ya! Kesin biz marabalar yanlış anlamışızdır.

Kahvelerde bağrına vura vura "O öyle demek istemediiii" diyerek, inim inim inleyen, kendini paralayan başkanları nasıl unutabilirim.

Hak ediyorlar kardeşim koltuğu. Çalışıyor adamlar!

Yeni Türkiye'de siyaset böyle bir şey.

Eski Türkiye'nin kafasıyla bu dönemde siyaset yapılmaz.

Yani ben siyaset falan yapmıyorum. Yapamam. Ben kendimi yeni nesil başkanların yerine koyup hayal bile edemiyorum. Hayal etmeye çalıştığımda kıs kıs gülesim geliyor.

Beni dernek falan belki paklar.

Benim bir siyasi teşkilatta durabileceğim süre en fazla üç aydır.Ki üç ay benim için bir rekordur ve henüz bu rekoru kırabilmiş değilim. Genelde iki ay içersin de kovuluyorum.

Yazı veya şiir yazarken ilk gençlik yıllarım gelir aklıma.

Eskiden bu ülkede siyaseti gerçekten memleket hizmeti olarak gören yiğit, güzel insanlar vardı.

Hani şair diyor ya "O güzel insanlar, güzel atlarına binip gittiler."

Onlar gitti ve bu mesleğin şekli şemalı değişti.

Benim aklım Eski Türkiye'de kaldı. Yenisine bir türlü alışamadım.

Yazılarım şiirlerim siyaset değil, eskinin özlemidir.

Çok özledim o yiğit insanları çooook.



Okan Kilit