İYİ PARTİ bugün büyük bir miting havasında Genel Merkez binasının açılışını yaptı.

İnşallah ülkemiz ve milletimiz için iyi olur…

Zaman zaman dost muhabbetlerinde konu dönüp dolaşıp siyasete ve elbette İYİ PARTİ'ye geliyor. Dostlar biraz meraklı, biraz umutlu ama tabi ki ülkenin içinde bulunduğu şartlar sebebiyle oldukça kaygılı ve temkinliler.

Kafalar karışık ve sorular oldukça fazla…

"Nasıldır, iyi midir, ne dersin, ne yapsak? vs vs…"

Ben kendi adıma siyaset erbabı değilim, teknokrat bir kafaya sahibim.

Tek farkım her ne kadar eski dostlar Ülkücülüğümü elimden geri almış olsa da (ki sanki kendileri bahşetmiş gibi) Türk Milliyetçisi oluşum; her zaman her yerde, her şart altında…

Tabi ki bütün partiler gibi İYİ PARTİ'nin ülkemiz için İYİ olmasını dilemekle beraber hep aşağıdaki fıkrayı anlatarak cevaplıyorum.

Hani iki adam en iyi şarabı kendinin yaptığını iddia edip dururmuş. Bir gün birkaç kişi toplanmışlar "bunu asıl ömrü şarap içmekle geçen köprü altı şarapçılarından birine soralım" demişler. Yaşlı ve tecrübeli birini bulup gelmişler.

Yan yana iki kâseye ayrı ayrı şarap koyup demişler: "baba sen şaraptan anlarsın şunları tadıp hangisinin iyi olduğunu bize bir söyleyiver hele."

Adam, ilk kâseyi alıp başına dikmiş ve kâseyi duvara fırlatıp ağzındakileri tükürmesi bir olmuş.

Ardından yüzünü ekşiterek "ikinci kâsedeki şarap iyi" demiş.

Adamlar şaşırarak "ama ondan tatmadın ki…" diyecek olmuşlar.

Şarap erbabı: "bunca yıldır böyle kötü bir şarap içmedim, hiç bir şarap bundan daha kötü olamaz" deyip kestirip atmış…

Ben de her ne kadar sigara alkol vb kullanmıyorsam da siyasi partiler konusunda tabiri caizse köprü altı şarapçısıyım birader.

Yani işin özeti: Hiç bir şarap on beş yılı aşkındır zoraki içmek zorunda kaldığımızdan daha kötü olamaz…

Allah İYİliğinizi versin.

Amin…


Yahya Hoçur
11.11.2017