Müjde beklerken acılarla karşılaşmak
Güçlü bir istihbarat ile bu katliama mani olunabilirdi. Ama öyle ya; cumhurbaşkanı 15 Temmuz ihanetini milli istihbarat teşkilatından değil de eniştesinden öğrenmişse (Ben kabul etmiyorum tabi ki) daha fazlası beklenemezdi.

Oy için Apo'ya ısmarlama mektup yazdırıp, kardeşini TRT'ye çıkarma cüretini gösterip bunun bedelini göze alanlar aynı çabayı niçin 13 şehidimiz için göstermediler? Siyasi hasımlarına kara çalmak için iğrenç ve kalleşçe yöntemlerle on yıl önce o günkü konjonktürde atılmış twit'lerden, yazılmış yazılardan itibar suikastı için malzeme çıkarma amaçlı tarama ordusu kuranlar, keşke bu istihbarat gücünü şehitlerimizi kurtarmak için kullanmış olsalardı. Çocukları PKK tarafından kaçırılan anneleri organize edip HDP'nin kapısında onun himmetine terk eden, muhalefet partilerini bu annelerin yanında yeterince olmamakla itham edip siyasi rant elde etme hesabını yapan muktedirler; devletini güçlü bir baba bilip günlerce, aylarca kendilerini kurtaracağı günü bekleyen bu şehitlerimiz ve ana babaları için ne yaptınız. Allah'ım ne olur yaşadığımız bugünkü acımızın arkasında; bir kahramanlık yaratıp sürekli bunu konuşturarak, sıkıntıları unutturup gerçekleri görünmez kılma düşüncesi gibi kahredici bir niyetin olduğu gerçeği ile bizleri karşı karşıya getirme. Yoksa, yine bir kez daha kandırılmış bir muktedirin "Sizlere müjdelerimiz olacak" haberinin aslında hüsrana dönüşmüş gerçeği ile mi karşı karşıya kaldık. Şehitlerimize Allah'tan rahmet dinliyorum, ruhları şad mekanları cennet olsun, Türk milletinin başı sağ olsun.

Türk milliyetçiliği inisiyatifi hiç bir kişi ve kurumun inisiyatifinde değildir
Yazıklar olsun ne diyelim. AKP'nin TV'lere çıkmaya yürekleri yetmeyen vekil ve yetkilileri yerine, MHP kontenjanından TV programlarına çıkan avukat, gazeteci, akademisyen görünümlü ama güdümlü isimler yine AKP'li yetkili ve sorumlularının kurucu anayasadan bahisle yeni devlet inşa etme ve laikliği tartışmak gibi haddi aşan söylem ve demeçlerine karşı Türk milliyetçiliği doğal refleksini göstermeleri beklenirken, hadsizlerin sözlerini "Aman efendim ne münasebet, muhterem efendilerimizi yanlış anladınız" refleksini ortaya koyarak, onları koruma ve kollama çabasını gösterirlerken Türk milliyetçisi camiayı da bir utanca paydaş yapıyorlar. Yahu ne yaparsanız yapın ama hiç olmazsa Türk milliyetçiliğinin kurumsal temsilcisi biziz demeyin. Türk milliyetçiliğinin doğal refleksini hangi kişi veya kurum ortaya koyma yürekliliğini gösteriyorsa onuru da şerefi de o kişi veya kuruma aittir.

Aynı maya ile yoğrulmuş hamurdan farklı ekmekler çıkmaz
Yeni partiler kursalar da maya aynı maya olduğu için değişen bir şey yok. Deva Partisi genel başkanı Ali Babacan bir söyleşide bugün olmasa da ileriki yıllarda konjonktürün uygun olması halinde anayasanın ilk dört maddesinin tartışılabileceğinden bahsediyor. Bugün konjonktürün bu ifadeler için hiç de uygun olmamasına, hatta siyasi intihar olabileceğine rağmen cüret edebiliyor olmaları; fırsat bulmaları halinde neler yapabileceklerinin açık bir delili değil mi.

Yine AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Cahit Özkan'ın "Yeni anayasa yeniden kuruluş anayasası olacak" demesi ve bunu söyleme cüretini gösteren siyasi iradenin atamış olduğu Ayasofya Baş İmamı Prof. Dr. Mehmet Boynukalın'ın yapılacak yeni anayasaya laiklik ilkesinin konmamasına atıfla ''AnayasadaİslamOlsun'' etiketiyle yaptığı paylaşımında ''1921 ve 24 anayasalarında devletin dini İslam'dı ve laiklik yoktu. Cumhuriyet fabrika ayarlarına dönsün'' ifadelerini kullandı. Oysa ki; baş imamın savaş şartlarında veya savaşın henüz sona erdiği jantlarda konjonktürün dikkate alınarak laiklik vurgusu yapılmadan düzenlenmiş 1921 ve 1924 anayasalarına atıf yapması, bugün için gerçekleşmesi mümkün olmayan gizli bir niyete meşruiyet arama çabasından öte bir şey değildir. 

Tamam bu insanlar mayalarındaki özellik nedeniyle pekala bunları düşünüp söyleyebilirler, çok da yadırgamadım doğrusu ama MHP kurumsal kimliği adına hala doğru dürüst bir tepkinin ortaya konmamış olmasını nasıl izah ediyorlar acaba.

Aynı siyasi maya ile yoğrulmuş bu kişi ve kurumların alenen dışa vurma cüretini gösterdikleri, cumhuriyet değer ve kazanımlarını yerle yeksan etmeye dönük talepleri karşında, bilinç düzeyi ve özgül ağırlığı oldukça yüksek muhalefet onların siyasi varlıklarını yapılacak ilk seçimde yerle yeksan edecektir. Hele ki bugünkü konjonktürde, bu kadar kutuplaşmış siyasi ortamda yeni anayasa için ortak çalışa yapmanın mümkün olmadığını düşünüyorum.

Anayasa metni; uzlaşı kültürüne sahip insanların ortak aklı ile inşa edilebilecek ortak mutabakat metnidir.19 yıldır ülkenin kaderine hükmetmiş bir insan eğer bir defa olsun acı günümüzde, mutlu günümüzde veya kendi inisiyatifinde özel bir gündem ile siyasi parti liderleriyle bir araya gelmeyi becerememiş veya istememiş ise; hangi uzlaşı kültürü ile ortak anayasa çalışması yapılacaktır; mümkün değil. Bu öneri patlak balona üfürmek olur ki; zerre miskal bana inandırıcı gelmiyor. Meral Akşener "Memleket masası" önerisi ile aslında muktedire kibrinden vaz geçip kendisine bir kapı aralama şansı vermişti ama kolay değil 19 sene hep buyurgan olunca kibirden bu fırsatı değerlendiremedi. Dolaysıyla hiç bir iddiası olmayan basit bir muhabbet için liderlerin bir araya gelmesine mani olmuş kibrin anayasa çalışması gibi ciddi bir mesele için ortak çalışma yapması mümkün değildir. Ciddiye almıyorum bile. Cumhur ittifakı istediği çalışmayı yapsın, tek kale maça devam etsinler. Kaldı ki mevcut anayasaya fiili durumlar yaratarak uymayanlar yeni anayasaya yapılsa ne yazar ki. Bizim ihtiyaç duyduğumuz yeni anayasa değil, mantalitede devrim yapmaktır.

Mehmet Soral
Bu e-Posta adresi istenmeyen posta engelleyicileri tarafından korunuyor. Görüntülemek için JavaScript etkinleştirilmelidir.