Mansur Yavaş bu yıl 31 Mart'ta Ankara Büyük Şehir Belediye Başkanı olarak seçilmesinden çok önce biliyordum;

Mansur Yavaş'la olmaz!
Ve 7 Nisan'da mazbatasını aldığından beri de beni hiç şaşırtmadı.
Mansur Yavaş'la olmuyor.

Ne olmuyor?
Bir çok şey olmuyor.

Mesela Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin başkentini Ankara'ın belediyesine dahil Türkiye Cumhuriyeti (T.C.) ibaresinin bulunmayan belediye binası olmuyor. Çünkü gelir gelmez belediyenin tüm binalarını Türk bayrakları ile donattı ve birilerine battığı için kaldırılan T.C. ibarelerini tekrar geri taktırdı.

Oysa seçim aşamasında birileri ‚Mansur Yavaş' seçilirse belediyeye teröristler yuvalanacak diyorlardı. Ama olmadı!
Dedim ya;
Mansur beyle olmuyor!

Ama sadece bu kadar da değil.

Mazbatasını alır almaz yaptığı ilk icraatlerden biri de belediyeye ait araçların çakar lambaları ile amaçlarından aykırı sebeplerle kullanılmalarını engellemek oldu.
Kendi makam aracı da dahil araçların çakar lambalarını söktürdü. Dolayısıyla çakar lambalı, görevleri doğrultusunda kullanılmayan araç olmuyor Mansur beyin yönetiminde.

Ayrıca Mansur beyin sayesinde meclis toplantı salonunun duvarları boş olmuyor.
Çünkü Mansur bey salonda oturduğu kürsünün arkasına, baş köşeye, Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk portresini astırdı.

Zaten ilk görev gününde de Ulus Meydanında bulunan Atatürk heykelini temizlettirmişti.
Yani anlayacağınız bu da Mansur beyle olmayan bir şey;
Mansur beyle Türkiye Cumhuriyeti'nin başkenti Ankara, devletimizin kurucusu ‚Gazi Mustafa Kemal Atatürk'süz olmuyor.

Mansur bey seçimlerden evvel ‚Hesap sormaya değil, hesap vermeye geliyoruz' diyerek şeffaflık sözü vermişti.
Göreve gelince belediye meclis toplantılarını internetten canlı yayımlatmaya başladı.
Görevinin ilk 100 gününün raporunu, belediyenin gelir gider tablosunu ve belediyenin verdiği 136 milyonluk bütçe fazlasını kamuoyuyla paylaşarak, 
belediyeye ait 400 milyon TL bedelli yeşil alan ihalesini YouTube üzerinden canlı yayında yaptırarak verdiği sözü tuttu.
Yani yukarıda bahsettiğim meclis toplantı salonunda veya belediyenin diğer makamlarında artık gizli saklı bir şey olmuyor.

Mansur bey hukuk okuduğu ve asıl mesleği avukatlık olduğu için Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı olarak hak ve sorumluluklarını gayet iyi biliyor.
Örneğin Ankara halkının ona verdiği yetkileri belediye meclisi elinden almaya çalışınca hukukçu kimliği ile buna müsade etmedi. Denediler ama başaramadılar;
Olmadı!

Belediye bünyesinde bulunan otomobil sayısını 1953'ten 1250'ye düşürdü. Tasarruf edilen 703 araç sayesinde belediye bütçesini yıllık yaklaşık 30 milyon TL civarı rahatlattı.
Önceki seneler 1 milyar TL'ye verilen ihalelerin aynısı, hem de internetten yayınlamak suretiyle yani açık ve şeffaf bir şekilde, artık 188 milyona veriliyor.
Mansur beyle israf olmuyor!

Mansur beyle olmayanlar sadece şehrin geneline yönelik değil;
insanların özel hayatında da bazı şeyler olmuyor;

Mesela Mansur bey göreve gelince görevi devraldığı belediye başkanından da önceki başkanda hâlâ bulunan iki arazi aracını belediyeye geri aldı ve durumu olmayanlara gelin aracı olarak tahsis edilmesini sağlıyor;
Yani Mansur beyin başkanlığında ‚düğün arabası' olmayan düğün olmuyor.

Malum, bizim maneviyatımızda bir elin verdiği yardımı diğer elin bilmesi olmaz.
Onun için ihtiyaç sahiplerine yardımı herkesin gözü önünde, zaten zorda olan vatandaşın onurunu kırarak yaptırmıyor Mansur bey.
Meydanlarda dağıtılan poşetler yerine Ankara belediyesi artık ihtiyacı olanlara alış veriş kartı dağıtıyor.
İhtiyacı olan vatandaş yardım alırken gözler önünde olmuyor.

Mansur beyin döneminde öğrenci evlerinin su faturasına yarı yarıya indirim yapıldı, öğrencilere sıcak çorba dağıtılıyor.
Yani örencinin aç, susuz kaldığı olmuyor.

Bu saydıklarım Mansur beyle nelerin olmayacağına dair aklıma ilk gelenler.
Unuttuğum ve gözümden kaçan kim bilir daha ne ‚olmayanlar(!)' vardır…

Eminim parsel parsel satışlar olmaz, trilyonluk vurgunlar olmaz, ihalelerde yolsuzluk olmaz…

Diyorum ya;
Mansur beyle olmuyor.

İşte onun için, yani bütün bunlar olmayacağı için, Mansur bey sadece Ankara'ya değil tüm ülkeye ilkeli, ahlâklı, liyakatli yönetimin nasıl olması gerektiğini gösterdiği için birileri her fırsatta Mansur beye çamur atmakla meşgul.

Maalesef bu düzen böyle;
Kurt olunca arkanda it havlamadan olmuyor.

Aslında Türkiye geneline baktığımda siyaset ve siyasilerden ümidi kesmem gerektiğini düşünüyorum ama aklıma Mansur bey geliyor ve olmuyor!

Teşekkürler Mansur bey.
Yapılması gerekeni yaptığınız için.
Şova, gösterişe değil, işinize odaklandığınız için.
Değerlerinize bağlı kaldığınız için.
Size gösterilen güveni boşa çıkarmadığınız için.

Çok teşekkürler.

Mehmet Alp