KUŞATILAN ÜLKE

Bir avuç cemaat,bir avuç devşirme, bir avuç Türk ve Atatürk düşmanı ülkenin kaderine hükmediyor! Bu hükmedişe akla ziyan bir şekilde milliyetçiyim diyenler çanak tutuyor. Buna ister mankurtlaşma deyin ister kozkaman deyin. Her şart altında kaybediyoruz ülke kaybediyor Türkler kaybediyor ve BOP kazanıyor.

Toplum olarak bu salı milliyetçilerinin ne dediğinin ne söylediğinin bir önemi olmadığını kabul ederek yola revan olmalıyız. Bu bugünün kavgası değildir unutmayın. Bu kavga torunlarımıza bırakacağımız bağımsız Türkiye kavgasıdır.

Türkiye belki fiilen sömürgeleştirilmedi ama zihnen,kültürel ve kafa olarak sömürgeleşti. Sizin anlayacağınız Türkiye kuşatıldı. Bu kuşatmanın en büyük destekçisi de milliyetçilik edebiyatı yapan kurum oluyor.

Atatürk ve Türklük ile savaş başlatılmış durumda milliyetçiler salı sallamaları ile kendilerini avutmaktır.

Bu garip duruma bir de "ülkeyi biz yönetiyoruz" rüyası eklenince gözler iyice kör olmuştur.

Bu ülkede Türklüğü ve Atatürk'ü yok etmek için milliyetçi görünümlü destek şarttır. İşte bugün o destek sınırsız şartsız olarak ikram edilmektedir.

Biz mi hesabını torunlarımızın ödeyeceği bir sessizlik içinde çırpınıp duruyoruz. Bugününü sessizliğinin bedelini torunlarımız ödeyecektir bunu unutmayın.

Konuyu bir fıkra ile tamamlayalım:

Adamın biri lüks bir lokantanın vitrininde şu ilanı görür. "Yemeği siz yiyin, hesabı torununuz ödesin". Fikir çok cazip gelir ama yinede emin olmaz içeriye bir kez daha sorar.

-Gerçekten yediğim yemeğin parasını torunumdan alacaksınız?.

-Evet, der lokanta sahibi.

Bunun üzerine patlayana kadar yiyip, aklına geleni sipariş eder adam. Tam kapıdan çıkacakken garson gelir ve hesabı uzatır. "20 milyon"

-Bu da ne demek hani parayı benden almıyordunuz, der.

-Evet efendim almıyoruz. Bu zaten büyükbabanızın hesabı.

Ve o gün gelecek torunlarımız bize hesabı soracaktır.

Doğan Ay