Bu kareler bizim basında yok. İtalya basınından aldım.

Yer: Myanmar, günceli takip edenler bilir, orada iç sorunlar ve bir darbe söz konusu.

Protestolar da sürüyor. Neredeyse bir aydır bu ülkede (bizim eski coğrafya kitapları burası için Burma-Birmanya derdi) gösteriler sürüyor ve insan hakları ihlal ediliyor. Dün bu gösterilerde bir günde 18 gösterici öldürüldü, 30 kişi yaralandı ve en az 100 gösterici de tutuklandı.

Göstericiler silahsızdı onlara müdahale eden polis-asker tam teçhizatlı idi.

Fotoğrafta gördüğünüz cesur yürekli kadının adı; Ann Nu Thawng. Polis karşısında diz çökmüş fotoğrafı gördüğünüzde Müslüman bir direnişçi sanabilirsiniz.Bu fotoğraf ileride de ünlü bir kare olacak ve Avrupa da şimdiden çok popüler oldu. O yüzden yüzünün de göründüğü fotoğrafı da paylaştım. Gördüğünüz üzere o bir Rahibe, Katolik kilisesinin bir müminesi.

Ne yaptığına gelince; dua ediyor ve polislere şiddet kullanmaması, göstericileri tutuklamaması için yalvarıyor. Tek silahı duası ve diz çökmesi.

İnsanların silahsız olarak herhangi bir olayı, kişiyi protesto etmesi en temel insan hakkıdır. Bu temel hakkın kullanılması sırasında kamu gücünü temsil edenlerin bu hakka karşı şiddet uygulaması ise insanlık düşmanlığıdır. 21. yüzyılın gerçeği budur ve benzeri görüntüler ne yazık ki ülkemizde de sık sık gündeme gelmekte.

İnsanlıktan nasibini almamış yöneticilerin olduğu (ister darbe ile başa gelmiş olsun ister seçimle) ülkelerde, bu tip "kamu gücü şiddeti" görüntüleri dünyanın her tarafında gündemde olur.

Avrupa Birliği;"askeri makamların sivillere karşı güç kullanımını derhal durdurması ve halkın ifade ve toplanma özgürlüğü haklarına saygı göstermesi gerektiğini" ifade eden bir açıklama yaptı.

Biliyorsunuz Boğaziçi Üniversitesi olayları sırasında da "dışarıdan" bu tip açıklamalar geldiğinde , hemen "bizim içişlerimize karışma hakkınız yok" gibi savunmaya geçildi ve hep de öyle yapılır. Eminim Myanmar hükûmeti de benzeri savunma yapacaktır tıpkı ÇİN gibi.

Oysa 21. yüzyılda, temel insan hakları bir "içişleri" sorunu olmaktan çıkmıştır. Ahlaksız yönetimlerin "içişleri" savunmalarının da bir etkisi yoktur. "İnsan hakları" ne kadar ülkeniz için önemliyse dünyadaki yeriniz de gelecekte o kadar olacaktır. Buraya doğru gidiş var; ya uyacaksınız ya da dışlanacak ve ipliğiniz pazara çıkacaktır.

Öyle "eyyy çekmeler"", posta koymaya çalışmalar", "dayılanmalar" gelecekte yer bulmaz. Bu tip zeybeklenmelerin, belki bugün iç siyasetiniz için bir getirisi olur, ama uzun vadede insan hakları ihlalleri sizi götürür.

Konuya dönersek diz çöken rahibe karesi, basın tarihi ve fotoğraf açısından iyi bir kare, önemli bir kare ve sembol bir kare olacak. Bakalım bizim basında ne zaman yer alacak?