Şehit Astsubay Musa Özalkan'ın emekli ikramiyesine haciz istendi

Mustafa Azgın, 51 yaşında. 1987'de askerliğini yaptı. Askerliği esnasında katıldığı bir NATO tatbikatında mayın patlaması sonucu sağ kol ve ayağı ile sol gözünü kaybetti. Mustafa Azgın 'vazife malulü gazi' olarak normal protez kullanıyordu, ta ki 2009 yılında, 'vazife malulü gazilerin de terör gazilerinin yararlanabileceği haklardan yararlanma' imkanı doğuncaya kadar. 

Mustafa Azgın, hayatına biraz olsun rahatlık sağlaması için, kendisine tanınan bu haktan yararlandı ve SGK aracılığı ile biyonik kol protezi aldı. 2011 yılında Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı müfettişleri protez kol ve bacak ödemeleriyle ilgili yaptıkları incelemelerinde, vazife malulü gazileri, terör gazisi statüsünde olmadığını, malulen emekli sayıldıkları kararını verdi. Gazi Azgın ve tüm aynı statüdeki vazife malulü gazilerinden, protez için ödenen para geri istendi. Gazi Azgın parayı geri ödeyemeyince faiziyle beraber istenen 94 bin lira için haciz işlemi başlatıldı.

Gazi Azgın ve aynı durumda olanların hali basına yansıyınca, genelge değiştirildi, haciz durduruldu. Ama %86 engelli raporu olan Gazi Azgın bozulan protezini değiştirmek isteyince, bu sefer de kendisinden 'Yardıma muhtaçlık belgesi' istendi. 

***
Kemal Demir, 2011'de PKK'nın Hakkari Çukurca Karakoluna yaptığı saldırıda jandarma er olarak görevdeydi. 24 şehit verdiğimiz saldırıdan bir Kemal Demir, bir de bir uzman çavuş sağ kurtuldu. (Bakınız: 'YENİ TÜRKİYE'DE İKİ YENİ EVLİ ÇİFT!' ve DEVAMI...)

Kafatasına plastik parça takılan Kemal Demir'in sağ tarafı bir müddet felç kalmış. Durumu iyileşse de kafasına darbe almaması veya bir şeye sertçe değmemesi gerekiyor. 

Kendisi ruh halini şöyle tarif ediyor: 

'Gece sabah kadar uyuyamıyorum. Vurulduğumdan beri uyku nedir bilmiyorum. Sürekli kabus görüyorum. Tam olarak uyuyamıyorum, hep uykum bölünüyor.' 

Memleketi İzmit'e dönmüş Kemal Demir. Abisinin yanında kalmış. Sonra da evlenmiş. Belediye Başkanı mahallelerine gelerek mahalle halkının önünde mahallenin imara açılacağı sözü vermiş.
Ruhsat vereceğini kendi ağzıyla söylemiş.
Bunun üzerine ev yapmaya başlamışlar.
Gazi maaşından taksiti kesilmek üzere 48 bin TL kredi çekmiş. 

Ancak bir süre sonra Belediye kaçak olduğu gerekçesiyle evini yıkmış.
Meğer gazimizin evi de dahil 3 hanenin evini 'kanuna kaçak yapılaşma' olduğu gerekçesiyle yıkan Belediye imarda 'okul alanı' diye görünen bir arsayı yıllarca kendisine 72 bin TL bağış yapan bir şirketin oto kiralama işi için kullanmasına göz yumuyormuş.  

***

Sene 2012. Türkiye'nin bağrı yine şehit haberleriyle yanıyor. CHP terör olaylarıyla alakadar meclisi toplamak istiyor. Habertürk TV'nin 23:00 haberlerine telefonla bağlanan dönemin AKP Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Çelik CHP'nin bu çabasına karşı çıkıyor ve şu sözleri sarf ediyor: ''Biz bu toplantıya katılmayacağız. Çünkü terörle mücadeleyle ilgili yasal bir alt yapı boşluğu mu var, TBMM toplanıp yeni bir kanun mu çıkaracak? ... Ama PKK bomba patlattı diye, bir yeri bastı diye, birkaç Mehmet'i şehit etti diye, her gün PKK'nın Türkiye'nin gündemini oluşturmasına müsaade etmemeliyiz.''

***
2014, Şırnak gazimiz Yılmaz Yiğit Ankara'da otobüse binmek istiyor. Kolları olmadığı için kimliğini arka cebinden çıkaramayan gazimize otobüs şoförü 'Benim için mi kollarını kaybettin? İyi ki kollarını kaybetmişsin, şerefsiz, Allah görmüşte kollarını almış.' diyebiliyor. 

Şoför önce açığa alınıyor. Sonra dönemin Ankara Belediye Başkanı Melih Gökçek, gazimizin CHP'li olduğunu, provokasyon yaptığını iddia ederek şoförü tekrar işe alıyor

***
2016, Habertürk TV, Didem Arslan Yılmaz tarafından yönetilen Türkiye'nin Nabzı programında Emekli Tümgeneral Ahmet Yavuz'un "Şunu unutmayın o insanlar hayatlarını veriyorlar" sözleri üzerine eski AKP Millet Vekili Muhsin Kızılkaya "O ayrı bir şey. Zaten işi o, maaş alıyor. O insanların görevi hayatını vermek ve onun için maaş alıyor. Ekstra bana bir iyilik yapmıyor" diye cevap verdi.

***
Aslında bütün bunların evveli de var.
'Sayın Öcalan' var,...
Şehitlere söylenilen ve yargı tarafından ceza alan 'Kelle' lafı var…
Var da var…

***
Bu gün Türkiye Zeytin Dalı harekâtının ilk şehidi Musa Özalkan'a açılan haciz davası ile 'adeta sarsıldı'...

Şehidimize açılan haciz davasının avukatı ve davacıya söylenmedik söz bırakılmıyor.

Açıkçası ben neden bu kadar şaşırdığımıza ve neden bu kadar 'sarsıldığımıza' bir anlam veremedim..

Devlet gazisinin protezine haciz koyarken,
belediyeler evini başına yıkarken,
eski millet vekilleri şehadetin bedelini parayla ölçerken,
Arap kralı için yas ilan eden zihniyet bir kaç Mehmet için meclisi toplamaya gerek görmezken,
gazilerime saygısızlık eden itler cezalandırılmazken
neredeydi bu duyarlılığımız?

İmam o kadar çok yellendi ki, artık cemaatin ortaya edeceği zaten belliydi…