"iktidarlar adalet, hakkaniyet, liyakat, dürüstlük konularında hataya düşebilir, çürüme ve bozulmalar yaşayabilir, doğruluktan sapabilir. Ama düşmana (siyasi muhalefet oluyor) koz verecekse bunlardan şikayet etmek caiz değil" 

Büyük fetvacı Hayret'tin Kara'man böyle buyurmus. 

Halbuki biz Kuşeyrî, Risalesinde (s.62) “Yeri geldiğinde konuşmak, en güzel bir haslet olduğu gibi, zamanında susmasını bilmek de erdemli insanların özelliğidir.”sözüne yer verdikten sonra, Üstaz Ebu Ali ed-Dekkak’dan da şunları duyduğunu kaydeder: “Hakkı söylemeyen / haksızlık karşısında suskun kalan şeytandır.”

İbn Kayyim de el-Cevabu’l-vafî adlı eserinde (s.136) şu ifadelere yer vermiştir:

“Batıl / yanlış şeyleri söyleyerek insanlara nasihat eden, konuşan şeytandır. Hakkı söylemekten sakınan ise dilsiz şeytandır.” biliyorduk. Utandık yanlış bildiğimiz için.

Şimdi fetva uydurucusu Islam'ı kafasına bağlı bulunduğu siyasal düşünceye göre eğiyor büküyor. İktidarın yaptığı her şey caizdir öyle mi bay fetva uydurucusu? O zaman adalet nerede hak hukuk nerede? Hani haksızlık karşısında susan dilsiz şeytandı. Şeytan olmayı din adına nasıl millete söylersiniz?

Hadi Kara'man dini çıkarları için kullanıp değiştiriyor diyelim. Peki diyanet ilahiyat hocaları da mı bu çirkinliği görmüyor?

Ey diyanet desem boş. Tencere yuvarlanmış Kara'manı bulmuş.  Hakkı söylemek doğruyu konuşmak sizin dinde yok mu fetva uydurucusu? 

Bunların anlattığı din ile benim inandığım din farklı bu kesin. Benim inandığım dinde adalet var hukuk var haksızlık karşısında susmamak var liyakat var dürüstlük var…

Sizin anlattığımız din ise bu kavramları sadece siyasal güce bağlıyor ki bu din ise vay halimize.

Yazıklar olsun haksızlık karşısında susanlara.

Yazıklar olsun riyakarlara.

Yazıklar olsun çürümüş beyinlere  

Yazıklar olsun Islâm'ı çıkarları için kullanan ve bunlara seyirci kalanlara…

Doğan Ay