Orhan Çavuşoğlu Ağabey'in kaleminden aktarayım;

"Bursa'da benim de şahit olduğum,bir olay oldu.Bir ölü ile bir yaralı vardı.Ölüde ve yaralıda çıkan mermi çekirdeği aynı tabancadan çıkmıştı.Fakat bu olayda Metin Kaplan ve Efendi Barutçu on buçuk yıl ceza yattılar.Tofaş Fabrıkası önünde bir olay oldu.Bir ölü vardı.Bu olaydan dolayı;Baki Yeşiloğlu fail diye tutuklandı. Bunun fail olmadığı bilinirken,uydurma delillerle tutuklandı.Olaydan sonra bir arkadaş bana geldi.O cinayeti işlediğini söyledi.Baki beyin haksız tutuklanması kendini rahatsız ettiğini,Baki bey beni bir ay idare etsin.İfşa etmesin.O benim vurduğumu biliyor.Bir ay sonra okulu bitireceğim.G.Antep'e gideceğim. Vurduğum silahı Bursa savcılığına bir şekilde gönderip,kendimi ifşa

edeceğim. Ve Suriye'de akrabalarım var.Oraya geçeceğim.Mecbur Baki beyi tahliye edecekler dedi.Konuyu Baki beye

cezaevinde götürdüm.Bana aynen şöyle dedi."Ben vuranı biliyorum.Ama o eğer vurmasa idi,beni öldürüyorlardı.Ben üç çocuk sahibiyim.Üç çocuğumuda feda ederim.O kişiyi yine söylemem dedi. Baki'nin katil olmadığı bilindiği halde:

Adalet Bakanı emri ile,bir sabah Baki Balıkesir Cezaevine pijamalarla nakledilerek,örgüte öldürttürüldü.Baki beyin cenazesini Kırıkkaleye ben götürdüm.Dün Rahmetli olan;Ülkü devi Mehmet Kutucu bir olaya fail gösterildi.Faili o değildi.Faili biliyordu ama söylemedi.Dokuz yıl hapis yattı.

Eğer T.C bu gün varsa,bu Ülkü devlerinin sayesinde vardır.Ölümleri ve mağduriyetleri benim dengemi sarsmış dava devlerinin bir kısmıdır.Bunlar melek ordusudur."

Günümüze gelecek olursak durumumuz nedir?

Etrafınıza dikkatlice bakarsanız bugünkü durumu görürsünüz aslında.

Dün işlemediği bir suçu arkadaşının adına üstlenen bir nesil Ülkücüden bugün cezaevinde yatan ülkücüler için imza vermekten imtiha eden milletvekilerine nasıl geldik?

Dün bile bile ceza yatmaya rıza gösteren ülkü devlerinden bugün köşe başlarını tutup karanlık sokaklarda ülkücü ağabeylerine pusu kuran bir ülkücü(!) gençlik.

Aslında mesele sadece son 20 yıl ile sınırlı değil.

Yıllarca cezaevinde yatmış ülkücüler de bir araya gelemiyor. Işte esas üzerinde durulması gereken nokta burası.

Düşünün dün ölümü birlikte göze alanlar arkadaşı için işlemediği suçu kabul edenler de ayrı ayrı noktalarda.

Aleme nizam vermek gibi çok büyük bir hedef ile yola çıkanlar bugün paramparça. Turan diye slogan atanların üçü bir araya gelemiyor/gelmiyor.

Davaya olan sadakati kişilere endeksleyen bir zihniyet karşımıza çıkıyor. Doğru da sadakati dava olanlar bir araya niçin gelmiyor?

Biz HANGI ÜLKÜCÜLÜK için mücadele veriyoruz düşünün bakalım karşınıza ne çıkıyor?

Hangi dava? Hangi ülkücülük?

Siz neyi savunuyorsunuz biraz kafa yorun.

Doğan Ay