Bir hesap günü daha var ama kimse hesabını yapmıyor

Şimdi Yüce Türk milleti, Zekeriya Öz'e kurşun geçirmez özel arabalar tahsis edip, göbeğini kaşıyarak geğirtenleri unutacak mı; zamanı geldiğinde ''Kimler bu adamı geğirtecek ne içtirdi ki'' demeyecek mi.
Veya;
ABD'de Gülen'in sofrasında bağdaş kurup, kebap yiyen; başkanlık sistemi üzerine yazdığı kitaptaki görüşlerini inkar edip, aldığı talimat gereği ucube ''Tek adamlı partili cumhurbaşkanlığı sistemi''ni savunan muhtereme ''Yediğin kebabın tuzu nasıldı'' diye sorulmayacak mı

Türklüğümü kıskananlar...?
Yahu bu Türklüğüm ne menem bir şeymiş ki; puştu pezevengi; iti kopuğu; siyasal İslamcısı, sosyalist Müslümanı; etnik özürlüsü, kimliksiz şerefsizi hulasa hepsi ne ara bir araya gelip de beni düşman bellediler. "Türkün kızıl elması" nerelerine battı ki; çıkarabilmenin derdine düştüler.
...
Ben biliyorum; şu hane halkı var ya şu hane halkı; fosseptik çukurunu açığa kazdıklarından beridir bu mikroplar türedi. Hane halkı mahallemizi terk ettikleri an mikroplar da üreyemeyecek artık.

Ümit Özdağ bu milletin has evladıdır
Sözüm muhataplarınadır.
İlk önce şöyle bir dizilin; tek tek kendisinden dersinizi alın; sonra haddiniz olup olamayacağını tasavvur edin; ancak ondan sonra Ümit Özdağ Hoca'nın vatan, millet sevgisi ve Türk milliyetçiliği ideolojisine olan sadakatını sorgulayınız.
...
Utanmaz, arlanmazlar;
Türk milliyetçiliği ideolojisi adına kurumsal kimlik oluşturulurken; çalışma yapılan bina içinde Ümit Özdağ kısa pantolonlu haliyle koridorlarda koşuşturan bir çocukdu. Yani Türk milliyetçiliği inancı dışında başka inanç ve grupları tanıma fırsatı bile bulamadı. Bir şüpheniz varsa kendinizde bilin.
...
Neymiş efendim; demiş ki "Türk ordusu zayıflatıldı". Ümit Özdağ bu gerçeği ilk defa söylemedi ki. Ergenekon ve Balyoz kumpasları sürecinde asıl amacın orduyu yıpratmak olduğunu sürekli dile getirdi; getirdiği için de Ergenekon dosyasında adına bölüm açıldı. Ümit Özdağ'ın ve diğer bir çok vatanseverin o zamanlar söyledikleri dikkate alınmış olsaydı muhtemelen 15 Temmuz bile yaşanmayabilirdi.
...
Delikanlı olan, yüreği yeten gitsin AKP adına "Evet, açıkca söylemeliyim ki; ordu vesayetine son vermek adına biz 'Cemaat' ile işbirliği yaptık" diyen Galip Ensarioğlu'na hesap sorsun.
...
Ümit Özdağ'ın yapmak istediği vurgu; Türk Ordusu'na karşı göz göre göre yapılan kalleşliğin muhataplarının kimler olduğu bilindiği halde; yaşanan malum süreçler boyunca kendisi de dahil olmak üzere yetkililere, kamuoyuna hatırlatılmış olunmasına rağmen gerekli önlemlerin alınmamış olmasıdır.
...
Ümit Özdağ'ın niyetinden şüphe duyanlar ilk önce içlerine sindirerek Türküm diyebilmeyi denesinler sonra Türk milliyetçiliği üzerinden birikmiş zekatlarını ödesinler ve nihayetinde işlemlerini tamamlamak için çıkışta Ümit Hoca'yı görsünler.

Türklüğü ayaklar altına alıp başının üstüne koyma hali; inaçtan mı, ihtiyaçtan mı?
Bugünlerde "Benim karşıma kimse Türklükle çıkmasın, biz her türlü milliyetçiliği ayağımızın altına aldık" sözünün sahibi muhteremin; Türk milliyetçiliği üzerinden "Türkün gücünü görecekler" şeklindeki atraksiyonlarını, manevralarını izlemenin doyulmaz hazzını yaşıyorum ama bir o kadar da güvenmiyorum. İnşallah temelinde ihtiyaç değil, inanç vardır.

Haşa Kuran-ı da ''Cemaat'' yazmadı ya!
Vatandaş soruyor;
- Abi evde yıllar önce zaman gazetesinin verdiği Kuran'ı Kerim var, ne yapayım.
-Manyakmısın oğlum, elbette bir şey yapmana gerek yoktur; Kuran-ı Kerim'i de Fetö yazmadı ya.
-Yok abi, ben gene de evden çıkarayım diyorum, neme lazım.
-Oğlum senin cemaatin kapısından geçmişliğin bile yoktur, niçin tedirgin oluyorsun ki.
-Abi ne münasebet; bedava olunca Kuran deyip, almışız işte.
...
Tam bir aziz Nesin'lik durum. :) Tabi ki; doğal olarak yıllardır siyasal İslamcıların ''CHP var ya bu CHP; onun zamanında Kuran-ı Kerim-i duvarların gizli bölümlerinde saklardık'' şeklindeki sözlerini hatırladım.
...
Anlaşılan CHP'liler siyasal İslamcılara ''Bu iftiralarınız dönsün bir gün de sizi vursun inşallah'' diye kuvvetli bir şekilde beddua etmiş olmalılar.

Şehit vasiyeti
Şehidimizin vasiyetini sadece bir şahısın yerine getirme düşüncesi büyük bir jest olsa da; yüce Türk milleti adına devletimiz yerine getirmelidir. Çünkü o şehidimize sadece bir kişi değil, yüce Türk milleti minnettardır.

''Kızıl elma ülküsü''
Kuş beyinli zavallılar din adına ahkam kesip, "Kızıl elma ülküsü" şirktir diyorlar.
Bu "Nakilci" müptezeller dinlerini dahi bilmiyorlar. Oysa biraz düşünecek olsalar "Kızıl elma; Cennet bahçesinde sahibini bekleyen bir köşe" diyecekler ama diyorum ya; bunlar bir şeylere inandıklarını sanıyorlar ancak izahını yapamıyorlar.

Kılıçtaroğlu'na haksılık yapılıyor
Şahsen Kılıçtaroğlu'nun; özellikle CHP'nin sürekli sırtında taşıdığı, muhafazakar cenahtaki olumsuz algısının değişmesi için büyük mücadele verdiğinin farkındayım. Başörtüsü meselesinde CHP'ye de, millete de hiç bir faydası olmayan dayatmanın sona erip, çözüm yolunu açmış olması çok önemliydi.
...
Özelikle partide etnik ve mezhepsel radikal ayrımcı komünist yapılanmaya geçit vermemeye çalışıp, partiyi teslim etmedi. HDP'ye Demirtaş'ın sazı ve sözünün peşine takılıp gidenler tekrar CHP'ye dönmek istiyorlar ancak bunu CHP de yönetimi ele geçirerek yapmak istiyorlar gibime geliyor. Burada elbette Muharrem İnce'yi kastetmiyorum. Ancak Muharrem İnce genel başkan adayı olursa aradan sıyrılan bir başka adayın etrafında etnikçi, mezhep ayrımcısı, radikal unsurlar yönetime gelebilirler. Kılıçtaroğlu'nun bütün "kusuru"; özellikle birileri gibi şirretleşmediği için pasif görüntü vermesidir.
...
İstanbul İl Başkanı seçilen Sayın Hanımefendinin bilinen fikir ve düşünceleri ile seçilmesini bu manada oldukça manidar buluyorum. Bu durumun 2019 "seçimleri arifesinde CHP ile ortak hareket edebilecek partileri zor durumda bırakacaktır diye düşünüyorum.

Kandırıkcı ABD
Muhterem ABD'nin bize yaptığı kalleşliği dile getirirken bana kendi milletvekili Galip Ensarioğlu'nun "Evet, açıkça söylüyorum; biz ordu vesayetine karşı 'cemaat' ile işbirliği yaptık" sözünü hatırlattı. Oysa aynı anda Fetö de Türk devletine karşı ABD ile işbirliği yapıyordu.

Asker cephede; peki komutan nerede?
Sayın muhterem,
Devletimizin en sorumlu makamında oturan birisi olarak ağzınızdan çıkan her sözünüzü, hele ki bugünler de çok önemsiyoruz. Ancak sizi sürekli AKP kongrelerinde dinlemek, izlemek zorundamıyız. Beni ilgilendiren tatafınız bu ülkenin cumhurbaşkanı olmanızdır. Millet olarak bize hitap etmek istiyorsanız; 1500 odalı sarayın bir odasında düzeninizi kurup, oradan hitap edebilirsiniz. Millet olarak AKP kongrelerini, etkinliklerini izlemek zorunda değiliz.
...
Ben muhalif olarak bir şey söyleyince "Bunun da zamanı mı canım; devletin bekası sözkonusu, ordu savaşta, sen nelerden bahsediyorsun" gibi trollerinizle birlikte psikolojik baskı uygularken; bu arada AKP kongreleri, partiniz etkinlikleri kesintisiz devam ediyor ve adeta tek kanal TV yayını yapılıyormuşcasına bunu fırsata çevirip, tek siyasi hakim gücün AKP olduğu algısı oluşturularak, bunun devamında "Ne yapılırsa yapılsın, iktidarımızı değiştirmeye kimsenin gücü yetmeyecektir" kanaatini hakim kılmak istiyorsunuz.
...
Şunun farkındayız ki; muhalefete hiç hareket alanı bırakmadan, tüm gündemi iktidarınızın ikbali için lehinize kullanmak istiyorsunuz. Sesimizi çıkardığımızda suistimal ettiğimizden bahsediyorsunuz. Dayatmalarla bir sonuca varılabilir belki ama her sonucun, dayatan için hayırlı olacağı anlamına gelmez.
...
Dolayısıyla, TV programı olarak özelikle bu günlerde penguenler belgeselini izlemek genel tercihim olacak.

Siyasetin namusunu kirletmek de böyle oluyormuş demek ki.
AKP milletvekili Mehmet Ali Şahin eski Cumhurbaşkanı Abdullah Gül için ''Yezit başı''demiş. Buna tam da vefasızlığın dibe vurmuş hali diyebiliriz.
Bir zamanlar rahmetli Özal için ''Çankaya'nın şişmanı'' dendiğinde bu sıfatı ağır bulup, söyleyen ayıplanırdı. Şimdilerde ise; tek kelime ile yazıklar olsun.
...
Acaba diyorum Türkiye'de yıllar önce bir felaket yaşandı da; hafızasını, dolaysıyla tüm değerleri ile birlikte edep ve adap dilini de kaybedip, şimdi yeni bir dil mi keşfedildi(!)
Bu ülke ve insanı böyle bir dili de; üslubu da hak etmiyor.

Üniversitede doğan ''Hareket''
Ayakları yere basan, üniversiteden doğmuş kitabi bir harekete; Türk milliyetçiliği ideolojisine inanmış bir hareketin mensubu olmakla şeref duyuyorum.
...
Çünkü bütün kalelerinin fethedildiği ve mensuplarının azatlık kabul etmeyen köleler kıvamında mankurtlaştırıldıklarının sanıldığı bir anda; Türk milliyetçiliği inisiyatifi; elinde kırbacı ile kendisini terbiye edip, bir avula sokmaya cür'et edenlere "İtirazım var" diyerek, yürekli çıkışını yapmıştır.
...
Artık bundan sonra Türk milliyetçilerinin iradesini "Peşin şatış" usulü ile pazarlamanın keyfini yaşayanlar; yakın bir gelecekte aynı satışın utancını yaşayacaklardır. Ya bizler; hak bilmediğimiz yolda, siyasette itiraz kültürünün geleneksel hale gelmesinin öncüleri olmanın onurunu yaşayacağız.

Körü körüne sadakatin hissettirdikleri
Hitler Alman milleti üzerinde öyle bir hakimiyet kurmuş ki; "Dondurma çok sıcak" dediğinde halk dondurmayı üfleyerek yiyorlarmış

Afrin'e gireriz demeden önce ''İncilik üssünü boşaltmanızı isteyebiliriz'' tehdidini göstermeliydik.
ABD'nin ülkemizdeki İncirlik askeri ve Malatya füze üslerinin kapatılabileceğine dair kararlılığımızı göstermediğimiz sürece çekilen eyyy...'ler gaz almaya yönelik bir üfürmeden ibarettir.
...
Onlarca şehit vermeyi göze alıp, Afrin'e girmek gibi kararlılık göstereceksin; fakat bu müdahalenin asıl müsebbibi olan ve 30.000 kişilik "Terörist ordusu"nun mimarı ABD'nin üslerini kaldırmayacaksın. Oysa hiç bir şekilde şehit verme riskimiz olmayan ama ABD'ye karşı güçlü bir yaptırım gücü olacağı aşikar olan "Üslerin kapatılabileceği" tehdidini kullanabiliriz.
..
Afrin'e girmeden önce Malatya'da konuşlandırılan ABD füze üssünün kapatılması gündeme getirilmeli, bu da yetmezse İncirlik üssü gündeme getirilmelidir. Aslında bu söylediklerimin gereği; artık arka planında ABD'nin olduğu gün gibi aşikar olan 15 Temmuz ihanetinin akabinde yapılmalıydı.
...
Peki niçin yapılmıyor?
Sayın Aktroller niçin yapılmıyor. Pardon size sormamalıyım değil mi; siz böyle bir soruya cevap verecek iradeye sahip değilsiniz.



Mehmet Soral
Bu e-Posta adresi istenmeyen posta engelleyicileri tarafından korunuyor. Görüntülemek için JavaScript etkinleştirilmelidir.