Bu çıkış yolunu desteklemek, ona omuz vermek Türk devletinin kuruluş felsefesi ayarlarına yeniden döndürmek her Türk vatandaşının görevidir. Türk milletinin milletleşme sürecini kaldığı yerden devam ettirmek Türk evladının asli görevidir. 

Parti fetişizmine ve ideolojik bağnazlığa yaptığımız eleştiriler sonucunda ülkücülüğümüz tartışılmaya, gömlek değiştirdiğimiz söylenmeye başlandı. Herkesin eleştiri hakkı mutlaka vardır.

Ancak eleştiri, isnat edilen iddianın ispatlanmasıyla bir anlam kazanır, aksi durum iftira ve ideolojik bağnazlıktan öteye geçemez.
Küreselleşmenin dayattığı mili kültürlerin yok edilmesi tehlikesine karşı hiçbir çaba içinde olmayanlar, bölücülüğün vatanın dört bir tarafını kuşatmasına seyirci kalanlar, Türk milleti ve egemenliğini anatomi masasına yatırıp cerrahi müdahalede bulunanlarla işbirliği yapanlar ve onlara borazanlık yapanlar neye hizmet ettiklerini dahi düşünememektedirler.

Türkiye'de siyaset kurumu tıkanmıştır. Siyaset çözüm üreteceği yerde çözümsüzlüğün bir parçası haline gelmiştir. Türk milliyetçiliği iddiasında olan siyasi, parti genel başkanlarının neye hizmet ettiği belli olmayan keyfi uygulamalarına mahkûm edilmiştir. Despotizmin her türünü parti içinde uygulayarak kendi evlatlarını yiyen, dışarı atan, ekarte eden, tehdit eden, dövdüren bir yapıya dönüşmüştür.

Bu şartlar altında var olan çözümsüzlüğe çözüm olabilmek, umutsuzluğa düşen milletimize yeniden umutlu yarınlar duygusunu verebilmek ve bu cendereden kurtarmak adına değişimi hareketi ve Türk milletinin gönlünde taht kuran Meral AKŞENER ile bir çıkış yolu ortaya çıktı. 

Bu çıkış yolunu desteklemek, ona omuz vermek Türk devletinin kuruluş felsefesi ayarlarına yeniden döndürmek her Türk vatandaşının görevidir. Türk milletinin milletleşme sürecini kaldığı yerden devam ettirmek Türk evladının asli görevidir. Bozulan adaleti yeniden tesis etmek, liyakati, özgürlüğü ve insan haklarına daya demokrasiyi bütün kurum ve kuruluşlarıyla işlerlik kazandırmak demokrasinin temel şartıdır. Parti devletinden millet devletine geçişi sağlamak birileri için ihanet ya da gömlek değiştirmek şeklinde nasıl ifade edilebilir? 

Eğer bu saydıklarımı savunmuyorsanız zaten sizinle aynı dava mensubu olamayız. Bu değerleri savunmayanın ideoloji Türk milliyetçiliği olamaz. Olsa olsa Kuzey Kore gibi despot bir devlet yönetimin ideolojisi olabilir orada da biz olmayız. 

Sosyal medya da bazı arkadaşlarımızın, ideolojik körlükten mi davayı gerçekten bilmemesinden mi çok absürt, temelsiz suçlamalarıyla karşılaşabiliyoruz. Komitacığı, mankurtluğu ve tapınakçılığı adeta meslek haline getirip Bizans entrikalarıyla çamur atmaya çalışıyorlar. Tutmasa da izi kalır hesabındalar.
Ülkenin bütün maddi ve manevi değerleri hoyratça kullanılırken, vatan coğrafyasından Türk adılı silinirken son ÖSYM yerleştirme sonuçlarındaki tek kelimeyle facia olan durum hiç konuşulmazken bizim eleştirilerimiz bazı beyleri rahatsız etmektedir. 

Diyanet İşleri Başkanlığı siyasetin merkezi olmuş, Camiler, İmam hatip liseleri ve diğer dini kuruluşlar tamamen politize edilmiş iken ses çıkarmayanlar, bize 15 Temmuzu yaşatanları, sorumlularını ve onları destekleyerek Türk devletini sokağa düşürenleri hiç sorgulamayanlar bizim gömleğimize takmışlardır.
İl başkanlarını dövmeye kalkmak ,insanları jurnallemek, itibarsızlaştırma davaysa lanet olsun böyle davaya.

Allah'ın bize bahşettiği aklımız ve vicdanımız bizim rehberimizdir. "Şeyhi olmayanın şeyhi şeytandır" saçmalığının düşünce dünyamızda hiçbir zaman yeri olmadı ve bundan sonrada olmayacaktır.

Evet, Meral AKŞENER ile başlayan değişim hareketini bütün kalbimle, imkan ve kabiliyetlerimle destekliyorum. Bu destek, Türk milletinin içine düştüğü badireden çıkış yoldur, hak, hukuk ve adaletin yeniden tesis edilmesi yoludur, insanımızın yarınlarına umutla bakacağı bir Türkiye'nin yeniden şaha kalkması yoludur. Bu yol, Türk milliyetçilerinin hedefe ulaşmak için milletiyle hemhal olduğu ve yeter söz milletindir dediği yoldur.