DÜŞÜNMÜYORUM 

     

                                                                                                          Hiç bir şey düşünmüyorum var mı itirazın?

Düşünecek kafa mı kaldı ki?

Her şey perişan. 

Her şey dağınık.

Yürek dersen paramparça.

Dilimiz küfür dolu. 

Gözlerimiz kin.

Bir de bunun adına siyaset diyorlar.

Neymiş siyasetmiş!

Koltuklarını sağlama alma derdinde olanlar sadece ahkam kesiyor. Değerlerimiz yerle yeksan kimin umurunda?

İyi güzel ne varsa kötü ve çirkinle yer değiştirdi. 

Umutlar başka bahara. Kavramlar alt üst.

Kavramlar iğdiş. 

Dava hala sloganlara hapsolmuş.

Nefes almaya çabalıyor bir kaç güzel insan. 

Ölüm kol geziyor. 

Yalnız kaldık kalabalık içinde. 

"Bıçak soksan gölgeme,

Sıcacık kanım damlar.

Gir de bir bak ülkeme:

Başsız başsız adamlar.." diyor şair ne güzel duygu ifadesi. Ya da ülkemin gerçeği.

Başsız adamlar baş oldu büyük bir dava boş oldu gitti.

Neyi düşüneyim?

Düşünmüyorum artık.

"Bir elinde cımbız bir elinde ayna 

Umurunda mı dünya?"

Mahalle yangın yeri muhtar saç tarıyor...

ÜLKÜDAŞLIK hukuku mu dediniz?

O şimdi darağacında.Yüzleri maskeli adamlar sandalyeye tekme vuruyor.

Ve biz oturup ağıt bile yakamıyoruz…

Beynimde ipini koparmış isyan düşünceleri koşturuyor..

Büyük abiler nutuk atıyor düne dair.

Benim aklımda işsiz güçsüz ülküdaşlarım..

Çözümsüzlük girdabında Fuzuli geliyor aklıma;

"Ne yanar kimse bana âteş-i dîlden özge

Ne açar kimse kapım bâd-ı sabâdan gayrı"

Kimsesizlik…

Çaresizlik…

Yalnızlık…

Bu mudur ülkücünün kaderi?

Kime uzattıysak elimizi havada kaldı.

Ve hâlâ ülkücü hareket bir Başbuğ bekliyor mucize gibi. Gelmeyecek artık anlayın ve uyanın ne olur?

Ve Tanrı Türk'ü korusun diyoruz (niye koruyacaksa!) boynumuzu bükerek.

Doğan Ay