DÜŞÜNCELER

Düşüncenin üstesinden gelemeyen, düşünenin üstesinden gelmeye çalışır.

Toplum olarak en büyük derdimiz. Düşünceyi yasaklayamazsınız değil mi? Kolayı var: Düşüneni yasakla olsun bitsin. Düşünen insan tehlikelidir mevcut sistem için. Düşünen insan yorum yapar eleştirir. Öyleyse yok edilmeli...

Leonardo Vinci insanları üçe ayırır, "görenler, gösterilince görenler, hiç göremeyenler."

En tehlikeli grup hangisi?

Görenler mi hiç göremeyenler mi?

Gösterilince görenler eh işte. Onlar hiç olmazsa sonunda görüyor.

Ya hiç göremeyenler. Görmek istemeyenler. Bunlara ne yapacağız?

Görenler düzen için tehlikeli. Görenler bu tehlike yüzünden susturulmalı.

Sen ne yaparsan yap hiç görmeyenler ise tam sistemin adamıdır. Onlar bu düzenin vazgeçilmez süsüdür. Onlar fil dişi kulelerden seyrederler alemi ve bakarlar ama görmezler. Adam partisi kurulalı iki yıl olmuş bir yerlere destek olarak meclise girmiş tarlada kurultay(!) için yollara düşmüş binleri yolda terk etmiş hâlâ iktidar olmaktan bahsediyorsa görmek istemiyor demektir. Ankara'dan öyle görünüyor demek ki!

Artık uyanın ve gerçeğe merhaba deyin.

Adamın biri ölmüş, imam namazı kıldırmış ve sormuş merhumu nasıl bilirdiniz? Çıt yok. Hoca bir daha sormuş bir daha, bir daha derken arkadan biri seslenmiş, 'hoca bizi günaha sokma.' demiş.

Politik manevralar yaparak gönlündeki dava sevgisini kirletmeyin ne olur!

Bırakın "bozuk saatler yalan yanlış işlesin."

Birbirimizi politik söylemler ile kırmayalım günaha girmeyelim. Ölü doğmuş veya doğumdan sonra ölmüş bir yerler için yaş tutmaya helallik istemeye ne gerek var?

Onların derdi makam. Onların derdi koltuk. Onların derdi rant. Sana bana ne oluyor?

Kürsülerden haykıran yalancı beyler paşalar hanımefendiler için kavgaya gerek var mı?

Iyi düşünün bakalım bizim kavgamız ne diye?

Doğan Ay