Siz de çok oldunuz ama...

Ne yani, '3-5 Memmed için Meclis mi toplanacaktı(!)'?
Hala öğrenemediniz gitti.

'Yan gelip yatma yeri(!)' mi orası?
Yok analar ağlıyormuş, yok kardeşleri ölüyormuş...
O zaman 'Kardeşi de o mesleği seçmeseymiş(!)'...
Hem siz niye yaygara yapıyorsunuz ki?
Reis gibi böyle engin gönüllü olup 'Ne mutlu şehit ailelerine(!)' deyin.
Kıskanmanın gereği yok.

Ne yani, ölmeseler de 'şehitler tepesi boş mu kalsa?(!)'
Şehit oldularsa ne olmuş?
Zaten ahirette mükafatlarını alacaklar, bu dünyada ne yapalım daha?

Arap kralılar mı da, milli yas ilan edelim?
Utanmasanız Mısırlı Rabiacı'ya kılındığı gibi her ilde cenaze namazı kılınsın diyeceksiniz.

Yok neredeymiş selalar da, açıklama bile yapılmıyormuş da, bilmem ne de...

Abartmayın, alt tarafı 'Bir kaç tane şehit(!)' işte...
Acele etmeyin hemen, dün nasıl 'Sayın Öcalan(!)'a aldığı kellelerin hesabı'nı verdirdiyse, bugün de 'Kardeşi Esed'e aldığı kellelerin(!) hesabı sorulur.

Gerçi bazılarınız utanmadan 'ne hesabı?' der şimdi.
Ne yani kardeşim, yalan mı; 
Mecliste, Dolmabahçe'de okunmadı mı mektupları? Daha nasıl 'hesap verecekti ki'?

Hele bir durun bekleyin, yarın öbür gün o Meclis'te, Dolmabahçe'de Esed'in yazdığı mektup da okunur.
O da vermiş olur hesabını.
Hatta, bir de bakmışsınız, Esed gelir parti kongresine, herkes bir ağızdan bağırır 'Türkiye seninle gurur duyuyor(!)' diye.
Hatta belki bazıları da 'Hepimiz Suriyeliyiz, hepimiz Esad'ız(!)' diye pankart açar yürür.
Bir de kırmızı halıyı serip göndere de bayrağını çektik mi..

Ne yani, kıçı kırık çapulcu Barzani kadar da itibar görmesin mi?

Bakmayın öyle savaşmış, kavgaymış, gürültüymüş...
Alt tarafı Oslo'da bir görüşmeye bakar.
Başlar ikinci bir çözüm süreci, her şey süt liman olur.
Boşuna mı diyorlar; 'Onlar konuşur AKP yapar' diye...

Sonra bakarsınız bakanlarımız bağlama çalar, Esed'le reis de beraber 'Yemen Türküsünü söyler...

Onun için abartmayın, hele bir sabredin.
İlla vardır reisin bir diyeceği.
Muhtemelen enişte ile son istihbarat raporlarını değerlendiriyordur veya kapsama alanı dışındadır, yoksa en azından 3G ile bağlanır bir şey derdi...

Onun için gerek yok şimdi böyle tez canlılığa, heyecana.

Zor bir dönemden geçiyoruz.
Koskoca Türk tarihinin her günü güllük, gülistanlıktı, onun için siz alışkın değilsiniz ama bugünler 'birlik zamanı'.
Geçmişe benzemiyor yani.
Yani başkanlık sistemine geçtik, kuvvetler ayrımını rafa kaldırıp her türlü yetkiyi tek adama verdik diye her şeyde ondan beklenmez ki...
Boşuna mı nöbet tuttunuz döner ve ayranla?!...
Nasıl demokrasi bekçiliği bu?

Azcık da siz sabretmeyi öğrenceksiniz.
Hala göremediniz gitti şu büyük resmi.
Böyle olacağı biliniyordu zaten; 
Boşuna mu 'gerekirse sınır ötesine gider bir kaç havan sallarız(!)' dendi zamanında!
Bak; İşte gerek kalmadı...

Neyse,...
Hiç merak etmeyin.
'Fırat'ın kıyısında kaybolan bir koyunun sorumluluğunu(!)' bile taşıyan bir reisi kim aldatabilir, kim kandırabilir ki?!..

Uzun lafın kısası:

'Rahat ol
 Türkiye 
 Emin ellerdesin.(!)''