Devletler ciddiyeti ile ayakta durur ve devamlılığını o ciddi duruşu ile sürdürebilir.
Ciddi Devletler gerek iç politikada, gerek dış politikada ülke menfaatlerini ön plana çıkararak politika üretirler.

Tabiki böylesine ciddi bir Devlet olabilmek için, önce iktidar üzerine düşeni yapar, sonra da muhalefet tamamlayıcı rolünü üstlenir.

İnsanların başını döndüren günübirlik çarpık kararlarla milli politikayı inşa etmek zordur. Her ülkenin kendine göre kırmızı çizgisi olur. Bu kırmızı çizgiler o ülkenin olmazsa olmazlarıdır. Bu çizgilerden taviz verilmez, verildiği anda ülkenin varlığı ve geleceği tartışmaya açılır.

Peki bizde durum böylesine ciddi mi?
Ya da kırmızı çizgiler korunabiliniyor mu?
Sanki nerde o bahsi geçen milli devlet anlayışı ve ciddi politika üreten siyasi partiler dediğinizi duyar gibiyim…

Barış bahane edilerek teröristle masaya oturulduğunda herkesin kulağına su kaçtı sağır oldu, gözlerine duman kaçtı kör oldu. Kimse gelecek tehlikeyi görmedi. Görenede herkes kulak tıkadı.

Amerika otur dedi oturduk, kalk dedi kalktık. Bu korkak politikayı "erkeklik" olarak anlattılar hepimiz yuttuk.

TC ibaresi, Andımız ırkçılık olarak anlatıldı, bir kaç cılız sözün dışında kimseden ses çıkmadı. Atatürk resmi, Türk Bayrağı tahrik unsuru sayıldı itiraz edenimiz olmadı. Kısacası milli duyguları zinde tutacak ne varsa unutturulmak istendi, hiç kimseden ses çıkmadı.

Bu kadar sessizliğin arkasından daha büyüğünün geleceği belliydi.
Sonra yeni gece baskını kararlar Reisin emri ile alınmaya başlandı.
Ekonomiyi, merkez bankasını hic demeyeceğim..
"Artık irticai faaliyette bulunmuş kişilerin Askeri okullara girmesinde hiç bir sakınca yok..." kanunu çıkarıldı.
İrticai faaliyet denince her iki kesiminde kendine göre bağnazca bir tanımlama şekli var.
Birine göre Allah diyen herkes yobaz, irticacı..
Ötekine göre ise softalığa, dinciliğe karşı çıkmak din düşmanlığı.
İkisinin de birbirinden hiç farkı yok. Ama asıl tehlike şu; bir kaç yıldır bize Fetö masalı anlatan iktidarın, böylesine bir kanun çıkararak, cemaatlere yol vermesini anlamak mümkün değil. İşin gerçeği şu, ordu içindeki subaylar bir üstünden emir almak yerine; Menzildeki şeyhinden ya da İsmail Ağa'daki Cübbeliden emir alacak.
Başka bir anlamı varsa söyleyin Allah aşkına!!!
Vahim olan ikinci bir unsur ise Montrö Anlaşması...

Montrö Anlaşmasını bugün bozmak ya da hiçe saymak bizim boğazlar üzerindeki egemenliğimizi kaybetmek demektir. Dünyanın en önemli su yolu olarak bilinen Boğazlardabizi bu kadar güçlü kılan, Montrö anlaşmasını delmek gibi bir gaflete düşmek, Türkiyenin ayağına kurşun sıkmak gibi bir şey.

AB ve Amerika oldu olası İstanbulu, Türkiye'den koparıp doğu Roma ruhuna kavuşturma hayalini kurmaktadırlar. Kanal İstanbul Montröyü delcek ilk hamledir. Kanal İstanbul'dan sınırsız sayıda geçecek savaş gemileri, hem Karadenizi bir savaş alanına çevirme riski taşıyacak, hem de Amerika bizi Kuzeydende kuşatarak tam çembere alacak. Her tarafı kuşatılmış bir Türkiye ne kadargüvenli olur onu artık siz hesaplayın.

Her tarafı kuşatılmış bir Türkiye ile BOP tam anlamıyla hayata geçmiş olacak. Tabi Reis de anlının akı ile verilen görevi yerine getirmiş olacak. Zaten bir fesli deli vardı ya, demez miydi "..keşke İstanbulu Yunan işgal etseydi..". Rüya gerçekleşiyor bu gidişle..

Benim en garibime giden, kendini milli ve daha da milli gören bir partinin genel başkanının, bu olup bitenleri görmesine rağmen sessiz kalması.
Muhterem BOP eş başkanı "Reisi" savunmaktan, burnunun ucunu göremez durumda..

Bildiri yayınlayan generallerin durumunu anlatmaya gerek yok. Zaten o garipler de Montrö delinmesin, Askeri okullara öğrenci alınmasın diye bir bildiri kaleme almışlar. Bildiriyi bir kac kez okudum, samimiyetimle söylüyorum iktidarın yaygara kopardığı türden hiç bir şey yok.

Onların tek kaygısı milleti uyandırmaya çalışanlara çamur atıp karalamak. Başka hiç bir şeyleri yok.

İktidar ve stepnesi küçük ortağının pkk, hep ve CHP den başka bir söylemleri var mı? Hiç ekonomiden, eğitimdem, dış siyasetten, iç siyasetten söz ettiklerini duydunuz mu?

Yok..
Çünkü üretken bir kafa yapıları yok ki..

Muhalefet mi?
İnanki onlardan farki yok. Al birini, vur ötekine. Tencere yuvarlanmış kapağını bulmuş.

Allah Türk Milletini ve Türk yurdunu korusun.

Haki Korkmaz

Stockholm