Sömürgeci Batının lokomotifi üçlü çete İngiltere - Abd - İsrail, yerli işbirlikçileriyle Afrika, Ortadoğu, Arap yarımadası ve Hind yarımadasını kana buluyor. Her gün yeni yeni sebepler icat edip yeni adlarla terör örgütleri kurup, silahlandırıp sahaya sürerek!..

Yer altı ve yer üstü zenginliklerine göz diktikleri ülkelere önce sosyo kültürel ve siyasi alanda müdahale ediyorlar. Zihinleri ve gönülleri ele geçirdiklerine karar verdiklerinde müdahalelerini askeri işgallerle tamamlıyorlar. İstedikleri Yeni Dünya Düzenini kurana kadarda durmayacaklar. Gün geçtikce işleri zorlaşıyor. Bu nedenle daha bir agresif ve saldırganlar... Çünkü Avrasya ve Ortadoğu coğrafyasındaki ülkeler alternatif bir düzen kurma çabasındalar. Yerli işbirlikcileri Ilımlı veya Radikal İslamcı tarikat ve cemaatler, liberal gruplar ve ayrılıkçı etnik terör örgütleri...

Ilımlı veya Radikal İslamcı tarikat ve cemaatlerin; bu derece vatan, devlet, bayrak, millet sevgisinden uzak olmalarının sebebi ne olabilir? Doğaya, doğayı paylaştıkları hayvanlara bile ilgisiz ve sevgisizler!. Tarihe ve kültürel zenginliklerine neden düşmanlar. Doların yeşili dışında başka bir yeşile muhabbeti olmayanlar, yanında Aslan kuçağında kuzuyla tasvir edilen Hacı Bektaş- ı Veliyi anlaması çok zor..

Nedeni üzerinde ciddi çalışmalar ve bilimsel yaklaşımlar ivedilikle yapılmalıdır. Dinler tarihi ve Avrupadaki dinler savaşı incelenerek, insan odaklı Hak' ca bir çözüm üretilebilir.

Avrupa yaklaşık 150 yılını din temelli mezhep savaşlarıyla geçirdi. Sırtlarını kral, kraliçe ve aristokrasiye dayayan ihtiraslı RUHBAN sınıfı kargaşa, kaos ve savaş ortamının sorumlularıdır.İktidarı paylaştıkları Aristokratik düzeninin devamını sağlamak için insanlık dışı akıl almaz yöntemler uyguluyorlardı. İnsanlar itiraz edemiyordu. Neredeyse hepsi "Tanrısal özellikler ve yetkiler taşıdıkları " iddiasındaki Papa ve papazlara inanıyorlardı. Ruhbanların "Aforoz etme " yetkileri en büyük kozlarıydı.

Allahın oğlu İsadan (!) aldıkları sözde manevi miraslarını doğma ve ritüellerle ( ayin törenleri) baskı yöntemi olarak kullandılar.

Avrupalı düşünürler ve bilim adamları soruna "Endülüs Emevileri ve onların Kur'an temelli yaklaşımıyla çözüm üretmeyi başardı." Çözümü Kur'an temelli İslamda buldular! " Tanrısal karakter ve yetki taşıdığını iddia eden ruhbanları" zırhlarından çıkararak akıl, bilim ve vicdanla, merhametle tanıştırdılar. İnsanlaştırdılar... Adına Sekülarizm, Laiklik koyduğu çözüm yolu "akıl, muhakeme ve iradeyi zincirlemiş, kitleleri kara bir cehalet içinde bırakan" Hristiyan dünyasını ve Hristiyanları özgürleştirdi.

Avrupa Kur' an ışığında özgürleştirdiler fakat İslam dünyasını zihni ve fikri manada köleleştirdiler. Nasıl mı? " Ruhbanların enerjisiyle çalışan bu saatli bombayı Müslüman dünyasının içine " atarak. Türk ve İslam dünyasını 17. yüzyıla kadar bilimsel ve dini alanda eğitip öğreten, meslek sahibi yapan tarikatları ele geçirdiler. Toplumun neredeyse bütün kesimlerini sarıp, sarmalayan ve yönlendiren eğitim ve öğretim kurumları olan tarikatlar yozlâştı. Aslı mecrasından uzaklaştı.

Bayrak şairimiz Mehmet Akif Ersoy " dinleri var işimiz gibi işleri var dinimiz gibi " sözünü beyhude yere söylemedi...

İslam dünyası da 'Müslüman görüntülü" Ruhbanların, yani 'sözde İslami' ideoloji - örgüt-kişi bazlı, ama ilginç (!) bir şekilde menfaat odaklı CANLI PUTLARIN neden olduğu yıkım ve bozgunlardan kurtulmalıdır. Gün geçmiyorki "'İslami görüntülü' canlı putlar " İslamı yozlaştırıp Muhammedileri istismar etmesin! Bıktık onların büyük bir iç çekişmeye, karmaşaya ve bozguna sebep olan açıklamalarından.

Türk ve İslam dünyası Kuran-i bir çözümle aklını, bilgisini ve iradesini özgürleştirdiğinde bilimsel ve teknolojik inisiyatifi ele geçirir. Nizam - Alem/ Cihan Hakimiyeti Ülküsü veya Türk Cihan Hakimiyeti Mefkuresini insanlık adına mümkün kılar.

Sevgi ve Saygıyla