1915 yılında akan onca kana, yitirilen binlerce cana karşın ÇANAKKALE, "ülkedeki iktidara sahip olanların gaflet ve dalâlet ve hattâ hıyanet içinde" olmaları nedeniyle GEÇİLDİ.

ÇANAKKALE, "ülkedeki iktidar sahipleri şahsî menfaatlerini, müstevlilerin siyasî emelleriyle tevhit edebildiği" için GEÇİLDİ.

ÇANAKKALE sadece geçilmekle kalınmadı, "Cebren ve hile ile aziz vatanın bütün kaleleri zaptedildi, tersanelerine girildi, bütün orduları dağıtıldı ve memleketin çoğu köşesi bilfiil işgal edildi".

ÇANAKKALE geçildi, uğruna kan akıtılan can verilen boğazlar işgalden payını aldı ve de "Millet, fakr ü zaruret içinde harap ve bîtap düştü".

ÇANAKKALE GEÇİLDİ ama askeri alanda değil, iktidar sahiplerinin şerefsizliği, satılmışlığı ile GEÇİLDİ.

TÜRK GELECEĞİNİN EVLADI, her koşulda TÜRK BAĞIMSIZLIĞINI ve TÜRK CUMHURİYETİNİ KORUMAYI GÖREV EDİNMEZSEN, DAMARLARINDA AKAN ONURLU TÜRK KANININ GÜCÜNÜ UNUTURUSAN ÇANAKKALE YENİDEN GEÇİLİR.

Memleket bu sefer post modern işgale uğrayabilir ve memleketin dahilindeki iktidar sahipleri ŞAHSİ menfaatlerini dış güçlerin siyası amaçları ile birleştirebilir. İktidarlarını korumak için ASİL TÜRK RUHUNU, ARAP RUHU ile kirletebilir.

Ve dahi, gaflet, delalet ve hıyanet içinde bulunan iktidar sahipleri ülkenin demografik yapısını kent kent, ilçe ilçe değiştirebilir.

ÇANAKKALE YENİNDEN GEÇİLDİĞİ GİBİ, MEMLEKET YENİDEN "TÜRK OLMAYAN UNSURLARCA" ELE GEÇİRİLİR.