Astana Süreci ve Soçi Mutabakatı'nın (Sayın Erdoğan Soçi Mutabakatı'na "Soçi Muhtırası" diyor gerçi. Artık kim kime muhtıra veriyorsa!) NATO, ABD ve AKP tarafından dinamitlenmeye başladığı bir süreçte, AKP Genel Başkanı'nın açıklamaları, adeta bir diplomasi dersi niteliği taşıyor...

Erdoğan diyor ki " Rusya ve İran'ın desteği olmadan, Esed rejiminin ayakta durması mümkün değil."

Peki, Rusya ve İran'ın onayı ve Suriye'nin oluru olmadan Fırat Kalkanı, Zeytin Dalı harekatları yapılabilir ve TSK, Suriye topraklarında on ikiden fazla askerî noktada konuşlanabilir miydi?

Yine Erdoğan diyor ki "Biz Adana Anlaşması'na bağlı olarak bölgede bulunuyoruz."

Peki, Adana Anlaşması hangi devletle ve kiminle yapıldı? Suriye Devleti ve "Zalim Esed'le" değil mi?

Erdoğan kime karşı, hangi ittifak gücünü koz olarak kullanıyor, belli değil! Yani Suriye'ye karşı Suriye ile yapılan bir mutabakatı öne sürmek için sanırım deha olmak gerekiyor!

NATO ve ABD Türkiye'yi Doğu Akdeniz ve güney sınırlarımızdan kuşatırken, AKP iktidarı ise NATO ve ABD'ye güvenerek Rusya, İran ve Suriye'ye karşı cephe alıyor.

Sanırım bu gidişle Batı Asya'da ve Ortadoğu'da tek "müttefikimiz" her an namluyu Türk askerine doğrultma tehlikesi olan ÖSO olacak.

Ne diyelim, "Stratejik Derinlik" Davutoğlu'ndan Erdoğan'a geçmiş durumda...