Bu hayatta bir Oblomov-meşrebin özeneceği üç kişi var sanırım. Başlıkta saydığım üç isim. Günümüz başbakanı Binali Yıldırım, Real Madrid kalecisi Kiko Casilla ve Bayern Munich'in 1981 doğumlu kalecisi Tom Starke.

Son Şampiyonlar Ligi finali bana bunu düşündürdü. Real Madrid'in yedek kalecisi Kiko Casilla, son dört yılda bir yedek kaleci olarak kariyerinde üçüncü Şampiyonlar Ligi şampiyonluğunu yaşadı. Keylor Navas bu sürede öyle bir performans gösterdi ki -kolay kolay sakatlanmıyor da mübarek- Casilla biraderimize pek iş düşmedi. Casilla, antrenmanlarını aksatmadı, her gün C. Ronaldo, Bale, Marcelo, Modric, Kroos gibi efsane isimlerle idmana çıktı. Real Madrid maaşı alıp dünyalığını yaptı ve üzerine kupalar kazandı...

Tom Starke de sağlam bir kaleci. Bayern Münih formasını 2012 yılından beri terletiyor. Ama daha çok antrenman formasını... Toplamda 7 maça çıkmış. Bir o kadar da kupa almış, biri de Şampiyonlar Ligi bunların. Antrenmanlarını aksatmamış, Manuel Neuer gibi bir efsane ile Ulreich gibi kaliteli bir kaleciyi hazır tutacak kadar iyi bir kaleci olmaya çalışmış. Her gün Lahm, Arjen Robben, Franck Ribery, Mueller, Lewandowski gibi yıldızlarla idman yapmış. Bu süreçte Bayern Münih maaşı ile dünyalığını yapmış olmalı ve kupalar kazandı...

İnsanlar bu iki yedek kalecinin beleş para kazandığına inanıyor. Ve kupalara beleşten indiğine dair yorumlar yapıyorlar. Ama idmanlarını aksatmayan, sabırla görev gelmesini bekleyen; Keylor Navas, Manuel Neuer gibi kalecileri hazır tutacak performanslar sergileyen adamlar bunlar. Yahu bu iki kaleci ile rekabeti düşünün. Adamlar alın-yer yer göt- teri ile ekmeğini çıkarıyor. Helâl-i hoş olsun. Yerlerinde olmak isterdim.

Bazen bu yorumları Sn Binali Yıldırım için de yapıyorlar. Artık her yetki başkanda olduğu için, sorumluluğu olmadan başbakanlık maaşını beleşten aldığını iddia edenler var. Yanlış. Sn Yıldırım, mitingden mitinge hâlâ koşturuyor. Açılıştan açılışa Türkiye'nin dört bir yanını gezip duruyor. Bir futbolcu maaşı düşünüldüğü zamam mütevazı kalan başbakanlık maaşını kesinlike hak ediyor. Oradan oraya bu yaşta Binali diyorlar biniyor, inali diyolar iniyor. Başbakanlık dışında ek işler yapıp para kazanıyor mu, bu tempoda buna vakti kalıyor mu bilemem... Bakan zamanları da böyle tempoluydu sanıyorum. Yine de vakit bulup ek işler yapıyordur belki, çalışkan adam. Neyse, alnının teri ile artık hükmü kalmamış bir mevkinin içini dolu tutmaya, makamın kuyruğunu dil tutmaya çalışıyor. Ben de bu çabayı takdir ediyorum.

Bir gün inşallah ben de Binali bey gibi başarılı ve çalışkan biri olabilirim.

-Deniz Tamu