Bıkmadınız mı hala bu içi boşaltılmış, 3-5 oy daha fazla için gerçeği saptıran, doğrudan şaşan iğrenç orta sağ söylemlerinden?

Bıkmadınız mı hala popülizm uğruna kalıptan kalıba girebilen siyaset cambazları için kendi vicdanınızı, aklınızı yoka saymaktan?

Bu mu yani?
Akılınızın dediği,
vicdanınızın dediği bir siyasinin söylediklerinden daha mı değersiz sizin için?
Yoksa aklınızı vicdanınızı mı kaybettiniz?

Yok mu kendi kişiliğiniz?
Yok mu kendi duruşunuz, fikriniz de, sırf partinizin başkanı, reisiniz, şuyunuz buyunuz dedi diye hiç sorgulamadan kayıtsız şartsız can havliyle yanlışı savunuyorsunuz?
Bu kadar mı zayıf kişiliğiniz de, kimliğinizi mensubu olduğunuz veya desteklediğiniz siyasi grup üzerinden tanımlıyorsunuz?
Madem bir fikri, bir siyasi kuruluşu savunuyorsunuz, o zaman o kuruluşa, o kitleye kimlik katmanız gerek diyor mu?

Birilerinin laflarını savunmaya harcadığınız enerjiyi, sergilediğiniz kararlılığı alenen yapılan ve ihanete eşdeğer etkileri olan yanlışlara karşı dik durmak için harcasaydınız inanın şu an ülke, vatan çok farklı durumda olurdu.

Bayanlar, beyler, beğenmediğiniz siyasi şunu yaptı, beğenmediğiniz lider bunu yaptı diye eleştirmek kolay.
Asıl mesele savunduklarınız, destekledikleriniz hatasına karşı dik durabilmektir!

Yani geçin ‚şu siyasi yüzünden', ‚bu siyasi yüzünden' diyerek bahane aramaya, bırakın suçu ona buna atmayı…

Siz siniz siz!
En başta sorumlu sizsiniz.

Çünkü demokrasilerde ‚Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir!'

Egemenlik elinizde tuzla koşarak olmaz!
Egemenlik sorumluluk gerektirir.
Millet için, vatan için doğruyu savunmak, ve yanlışa karşı, yapan, söyleyen kim olursa olsun, dik durmayı gerektirir.

Ama nerde…
Siz egemen falan değilsiniz.
Aklını, vicdanını bir siyasinin iki dudağı arasına koyandan egemen falan olmaz!
Gerçek demokrasilerde siyasi kurumların liderleri seçmen kitlelerinin fikirlerini temsil etmek ve savunmakla mükelleftir, seçmen kitlesi ‚liderinin' her gafına kılıf bulmakla değil.

Emekli amiraller bir bildiri yayımlıyor.
İktidarın ve ortağının hoşuna gitmeyeceği elbet normal de, muhalefete ne oluyor?
Hadi muhalefet liderleri belki işin boyutu Ergenekon'a varır diye korkuyor diyelim, ya size ne oluyor?
Mecbur musunuz sırf oy veriyor diye aynı kakofoniye katılmaya?

Ne darbecilikleri kaldı, ne zevzeklikleri.

Bildiriyi okudunuz mu?
Yok uslûp böyleymiş, yok zamanlama şöyleymiş, yok ülkenin başka dertleri varmış, yok bilmem ne…

Ne varmış uslûpta?
Ben de dahil çok daha ağır yazan bir sürü kişi tanıyorum.
Hatta, şimdi emekli amirallere parmak sallayan bir çok kişinin üslubunu da biliyorum ben…

Zamanlamadan neden rahatsız olundu?
Ne zaman söyleyeceklerdi?
Hatta bence çok geç bile kalınmış, keşke daha erken söylenseydi ve defalarca tekrar edilseydi.
İktidar tutturmuş bir Kanal İstanbul, ülkenin doğasından başlayın ekonomisi ve güvenliğine kadar her yönden tehdit oluşturan bir saçmalık.
Ne zaman söyleselerdi?
Kanal İstanbul'dan ilk yabancı savaş gemileri geçerken ‚Ya ama bu olmadı, Möntrö falan, kem-küm…' mü deselerdi?

Daha mı uygun zaman olurdu?

Başka gündem derken?
Bir ülkenin, hele hele Türkiye gibi bir ülkenin sadece tek derdi olur diye bir ferman mı var?
Ağzınızdan çıkanı kulağınız duyuyor mu?
Sırf Kanal İstanbul'un doğa, ekonomi ve güvenlik tehditi oluşturduğunu yazdım.
Sanki AKP iktidarının ülkeye açtığı tek dert ekonomiymiş gibi…

Adamlar emekli amiral, uzmanlık alanı bu, elbet bunu konuda konuşacaklar.
Ama biz artık alakasız insanların bilgileri olmadığı konularda ahkam kesmelerine o kadar alıştık ki, konunun uzmanı fikir beyan edince kaldıramıyor beynimiz.

Ve işte gelelim zevzekliğe…
Zevzeklik bu amiraller hububat borsasının arz talep dengesi hakkında bildiri yayımlasalar olurdu.
Zevzeklik moleküler biyoloji hakkında fikir beyan etseler olurdu.
ama adamlar kendi uzmanlık alanlarında fikir beyan ediyor!
Yapmayın!
Etmeyin!

Keşke herkes kendi uzmanlık alanında bu kadar duyarlılık gösterse.
Keşke emekli hukukçular başkanlık sistemi hakkında zamanında bir bildiri yayımlasalardı,
keşke emekli bankacılar, ekonomistler işsizlik fırlamadan, dolar 10'a dayanmadan, enflasyon alıp başını gitmeden firik beyan etselerdi…

Bunlar asker yahu, asker!
Görevleri bu vatanı savunmak.
Yemin etmişler.
Hangi şuurlu, onurlu asker 'yeminim emekliye ayrılana kadar geçerlidir, gerisi beni ilgilendirmez' der?

Ve iktidarın mağduriyet oynamak için çıkardığı ‚darbe' söylemi…
O bildiride bana sadece bir satır gösterin ki, bu iktidar ve ülke yönetimine tehdit ifade etsin.

Yazık,
çok yazık…

Başta dedim ya, iktidarı anlıyorum, beni şaşırtmadı da,... Ama muhalefete ne oluyor?
Hadi sözde ‚muhalefet liderlerini' geçtim, size ne oluyor, ne?

Lafa gelince en hızlı milliyetçi, en büyük vatan sever edalarından milim taviz vermezsiniz.
Ama iş böyle ciddiye binince, vatan severliğiniz de, milliyetçiliğiniz de aklınızı, vicdanınızı teslim ettiğiniz siyasinin iki dudağından çıkan kadar.