"Tek adam'lar geldikleri gibi giderler.. Bir yere kadar faydalı olsalar da, bir yerden sonra ya kendileri sapar, ya hedef olurlar ya da çevreleri kuşatılır ve iş başka vadilere sürüklenir. "Her şeyi bilen" bir liderlik toplumu bir kişinin heva, heves ve zannının siyasi kobayına dönüştürür ve o gücü ele geçirmek ya da o güce ulaşmak için yaklaşmak isteyenler ve uzaklaştırılanlar hem kendi aralarında hem de birbirlerine karşı çatışmaya girerler. Tek adamın yandaşları ve karşıtları, önce örtülü, sonra açık bir çatışmaya girerler ve ülke perişan olur."

 Abdurrahman DİLİPAK

Davutoğlu Babacan ve Gül üçgeninde dönen siyasetin yeni oluşumu ilk işaretlerini veriyor gibi. Siyasal İslamcı cenah bu sefer doğum sancısı çekiyor. Bu hamle tutar tutmaz oy alır almaz bambaşka konu. Gerçek olan ise akp istese de istemese de yara alacak. Aynı bağın gülleri diye düşünülebilir. Dikkat edilmesi gereken bağın bölüşülmesidir. 

İki farklı oluşum dikkat çekiyor bu durumda. Bu oluşumlardan Davutoğlu belki intikam almak için meydana çıkıyor. 

Babacan'ın ise niyeti zamanla ortaya çıkacak gibi. 

"Ümmeti parçalamak" ile itham edilen bu iki grup bakalım ne yapacak?

Gelelim gelişmelerin bizi ilgilendiren yönüne.

Efendim bence bırakın kendi hallerine. Dışarıdan seyredelim. Parti kurarsa kurarlar. Yok İngiliz desteğimiş yok aynı yolun devamıymış. Bunlar bizi ilgilendiren noktalar değil şu anda. 

Şurası bir gerçek bu isimler partileşme sürecini tamamlarsa siyaset arenasında büyük değişimler yaşayacağız. Bazı siyasi yapılarda köklü dönüşler görebiliriz. 

Peki bu iki grup partileşirse kim ne kaybeder kim ne kadar kaybeder? Çok basit bu iki soruya cevap verirseniz gelişmelere nasıl bakacağınızı da belirlemis olursunuz. 

Tek adamlardan kurtulup yeni bir yol istiyorsanız sadece seyredin. Acele etmeyin. Eleştiri hakkınızı saklayın. 

Bu sistemin devam etmesini istemiyorsanız sabırlı davranın. Ümmetçi anlayış  kaybederse inanın Türk kazanır. 

Doğan Ay