Çarşamba günü Amerika artık iflah olmaz kanaatine varan oldu mu bilmiyorum.
Benim etrafımda türlü türlü tavırlar açığa çıktı.
Sevinenler ekseriyetteydi.
En azından etme bulma dünyası diyenler çoğunluktaydı.
Bir kaç arkadaşımla konuştum.
Benim o tür heyecanlar duymayışıma şaştılar.
"Sen de sevmezsin, neden bu duruma bizim gibi tepki göstermiyorsun?" diyen de oldu.

Beni bir düşünce aldı.
Amerika'nın dünya düzeninde belirleyici rolü kalkarsa ne olur?
Türkiye için iyi olur mu?
Evet düşüneceğimiz budur.
Bu hususta kafamda zaten bir fikir oluşmuştu.
Dedim ki:
"Bir kere bu görüntü Amerika için büyük ihtimalle bir geceliktir. Göreceksiniz , Trump iyice bitecek. O kalabalıktakiler tek tek bulunacak ve cezalandırılacak. Sonra ne olur konuşuruz.."
Prof. Dr. Sacit Turanlı dostumuzun Ahalteke tesislerindeki mekanında bir kaç yakınımla konuşurken de söyledim.
Neden bu kadar net konuştuğumu da söyleyeyim:
Tarihten biliyorum, büyük devletler, bu gibi kargaşalıkları affetmezler.
Mesela, Osmanlı Tarihi'nde, temizlenmeyen darbeci yoktur.
Vaktini bekler ve mutlaka hallederler.
Amerika da hala büyük devlet.
Halledecektir.

Diyelim ki Amerika karıştı ve dünya dengeleri içinde yerini kaybetti.
Türkiye ve dünya için iyi olur mu?
Bu soruya benim cevabım nettir:
Çin veya Rusya veya başka bir gücün ön alması hiç şüpheniz olmasın Amerika'dan bin beterdir.
Avrupa'nın o rolü üstlenmesi bile Amerikan liderliğinden daha kötü sonuçlar verir.
Biz en öne geçinceye kadar tercih sıralaması bellidir: Amerika, Avrupa, sonra Asyalı ve diğer kıtalardan ülkeler..

Devletler tercihlerini bu dengelere göre yapmak zorundadırlar.
Türkiye gibi imparatorluk genleri taze bir devlet her zaman böyle yapar.
Şimdiki karışıklığa bakmayınız.
Bizi bu hale getiren genlerimizden uzaklaşmamızdır.
Bizde adalet fikri esastır.
Adaleti "zümre menfaatleri"ne feda edemezsiniz.
Herkes için fırsat eşitliği sağlanacaktır.
Demokrasi daha iyi işleyecektir.
Yetkilerin ve sorumlulukların eşit şekilde gözetildiği bir ülke olacağız.
Yapanın yanına yaptığı kâr kalmayacak.
"Devlet malı deniz.." dendiği günden beri aşağı gidiyoruz.
Bugün, adalet bakımından benim hayatımda gördüğüm en aşağı yerdeyiz.
Bu durum geçicidir.
Kanun nizam hakimiyetine dönülecektir.
Dünkü Amerika bunu yapabiliyorsa bizim gibi köklü devletler mutlaka yapar.
Yöneticilerimizin bu gerçeği gözden kaçıracaklarını sanmam.

Amerika, bugünün dünyasında ve belki her zaman bizim gibi devletler için tercih edilecek konumdadır.
Coğrafya olarak uzağız.
Hiçbir zaman savaşmadık.
İne çıka giden bir ilişkimiz var.
Akıllı olursak faydalanırız.

Biden dönemi Türkiye'ye yarayabilir.
Dostları artırmak için komşulardan başlanacak.
Amerika ile pazarlık gücümüzü öyle artırabiliriz.
İşbirliği, alış veriş ve dostluk böyle yeniden pekişir.
Şunu yaptı bunu yaptı diyerek sadece lanet okuyarak bir yere varılmaz.
Bağırıp çağırdıkça yeni sıkıntılar gelir.
Kesindir.
Akılla hareket etmek ve söylenmeyecek sözler etmemek lazımdır.
Devlet dili, diplomasi dili, kurumların ağırlığı ilk iştir.
Biden dönemi bizim için bir fırsattır.
Yeni bir başlangıç kolaylaşmıştır.
Trump'ın yakarım yıkarım anlayışı gururumuza dokunuyordu.
Şimdi dili ve yolu değiştirmek biraz da bizim elimizde.

İçim yanıyor.
İçimiz yanıyor.
Bu hatırlatmalar elzemdi.