Sovyetler Vietnamı destekleyerek Amerikanın yenilmesini sağlayıp conileri tüm dünyaya rezil etmişti.

Amerika intikamını Sovyetlerin Afganistan işgalinde aldı. Sekiz yıllık savaş sovyetlerin önce yenilmesiyle sonra da çökmesiyle sonuçlandı. Yenilgiyi getiren Amerikanın islamcılara verdiği stinger füzeleri ve benzer gelişmiş silahlardı.

Sovyet işgalinde Pakistan Amerikaya uşaklık yapıyordu. Bugün ise Amerikanın bu rezil yenilgisi Pakistan Çin işbirliğinin ürünüdür.

Pakistan neden Çin'e yanaştı? Çünkü can düşmanı Hindistan Çin ile sınır anlaşmazlıkları yüzünden defalarca savaştı. Bu onu Çin ile doğal müttefik yapıyor. Ayrıca Hindistan'a karşı Amerikadan alamadığı füze teknolojisini Çinden alabiliyor. Bu sayede çok güçlü füzeler geliştirebildi. Ayrıca Çin ile ortak savaş uçağı üretiyorlar. Bunun yanında Çin elindeki bol kredi silahıyla da Pakistanı kendisine bağlıyor.

Afganistandaki yenilginin gerçek nedeni bu jeopolitik kaymadır. Amerika artık eskisi gibi dünyanın tek süper gücü değil.

Peki Allahsız Çin ile Taliban işbirliği daha da derinleşir mi? İranın en yakın ortaklarından biri Çin olduğuna göre hiçkimse böyle naif ve saçma sorular sormamalıdır.

Bütün bunlar garip değil. Amerika gibi Çin de emperyalist bir oyun oynuyor. Amerikanın burnunun dibinde yerleşip kendisine karşı uydu bir devlet kurmasına izin veremezdi. Sovyetleri yıkmak için Amerika islamcıları nasıl kullandıysa Çin de düşmanına karşı İslamcıları kullanarak vekalet savaşı oyununu etkin şekilde uyguluyor.

Türkiyeye gelince. Bizim bazı mitleri yıkmamız lazım. Özellikle şu Pakistan ile kardeş olduğumuz yönündeki safsataya bir son verelim. Akar Pakistanda ağırlandı, kendisine şilt verilip şutlandı. Taliban konusunda taleplerine gülüp geçtiler. Pakistan bedel ödemeyeceği yerlerde ucuz kahramanlık yaparak belli konularda Türkiye'ye destek verebilir ama kendisi için hayati önemdeki mevzularda Türkiye'yi ciddiye bile almıyor. Normal çünkü Pakistan Türkiye'nin sağladığı her şeyi ve çok daha fazlasını Çin'den alabilir.

İkincisi Güney Türkistan diye bir yer yokmuş. Afganistan'daki Türklerin içinde çok ama çok az bir gruba ait turancı hassasiyetin geneli yansıttığını sandık. Maalesef bölge insanı için dinci düşünceler hala milli düşüncelerin önünde. Öyle olmasaydı Dostum bile kurduğu partiye cümbüşi islami partisi adını vermezdi. Bir islamcının Türkçe konuşması onu Türk yapmaz. Bunu artık idrak etmeliyiz. Aynı şey doğu Türkistandaki belli siyasi yapılanmalar için de geçerlidir. Hülasa Afganistan'da yaşayan Özbek ve Türkmenlerden oluşan Türk azınlık hakkında devletimizin zerre kadar hükmünün olmadığını gördük.

Türkiye'nin desteklediği General Raşid Dostum milyonlarca yandaşını Taliban'ın insafına terkedip savaşmadan kaçıp Özbekistan'a sığındı. Bu kadarını ben bile beklemiyordum. Direnir sanmıştım ancak Türkiye'nin yolladığı paralarla saraylarda yaşayan Dostum'un kaybedecek şeyi çokmuş…

Akp iktidarı Taliban'la gayet güzel bir ilişki kuracaktır. Gerek Taliban gerekse Akp karşılıklı sevgi saygı mesajlarına başladılar bile. Çin ve Rusya şimdiden bu diplomatik ilişkiyi kurduğuna göre başka çareleri de yok.

Artık Taliban Afganistan'da tek ve yenilmez bir güç olarak öne çıkacaktır. Sovyetlerden sonra Amerika'yı da yenmenin özgüvenine sahipler. Artık kimsenin böyle bir işgale kalkışamayacağını görüyorlar. Böyle bir özgüvenin üzerinde yükselecek zulmün en büyük dört kurbanı şii hazaralar, Türk soylu azınlıklar, tüm Afgan kadınları ve oluşacak mülteci yüküyle Türkiye olacaktır.

Amerika kendi yarattığı canavara yenildiği gibi milyonlarca insanı satıp ölüme terkederek yine şaşırtmadı. Amerikaya güvenenler için bitmeyen derslerden birini daha yaşıyoruz.