"Doğru söyleyenin bir ayağı eşikte gerek" derler. Ozan Arif hep eşikte yaşadı. Ne kalabildi, ne gidebildi.

Balgat kanadı MHP kongresi yapılamaz Gemerek mahkemesi kararın işleyişini durdurdu diyor. Diğer kanat Gemerek mahkemesine ne oluyor? Yürütmeyi kurultay yapılsın kararını veren mahkeme durdurabilir diyor.

Ben mi?

Ben çayımı demledim Ozan Arif dinliyorum. Ozan ise "Ülkü adlı bir güzele vurgunum" diyor. Hani derler ya "Kavuşursan vuslat, kavuşamazsan aşk olur". Belli ki vuslatı yaşamak nasip olmayacak. Çünkü bu beyler ile vuslata ermenin mümkünatı yok. Demek ki Mevla bizi "Aşk" için yaratmış.

Benim çocukluğumda MHP dendi mi milletin aklına önce Başbuğ Alparslan Türkeş, sonra Ozan Arif gelirdi. Başbuğ'u rahmete uğurladık, O'nu vaktiyle iktidara taşımayan milletim, bugün hala dizini dövüyor. Ozan ise şükürler olsun ki hala hayatta. Dün onun sözlerini dinlemeyen bizler ise, bugün dizimizi dövüyoruz.

​"Ozan" diyorum!


Öyle basit bir kelime gibi okumayın. Öyle ağır sorumluluğu vardır ki insanı canından bezdirir, kaderine küstürür.

Her şartta ve her yerde doğruyu söylemek! Düşüncede kolay, eylemde zooor çok zor iştir Ozanlık.

Allah şahit Ozan Arif susmadı. Susmadığı içinde sadece Ülkücüler değil, cümle vatan Ozan Arif'i millet Ozanı olarak kabul etti. Çünkü O sözü altın eylemeyi bildi her zaman.

O yıllarca susmamanın çilesini çekti. Bizde şimdi vaktiyle Ozan ile beraber konuşmamanın çilesini çekiyoruz.

Ozan Arif ne zaman bize yalan söylemişti ki, son söylediklerine kulaklarımızı tıkadık!

Elalemin yanlışını söyleyince dava adamı, kendimizin yanlışını söyleyince hain! İşte bizi bu kafa bitirdi.

Lider tartışılmaz!

Teşkilat tartışılmaz!

Verilen emir tartışılmaz!

Eeee ne tartışılır? Tabi ki Ozan Arif!

Ortada "Kral çıplak" diyen birisi varken, Kralı tartışacak halimiz yok ya!

Suçlama neydi ? "Ozan Arif Milletvekili olamadığı için Balgat'a verip veriştiriyor" Yani "Koltuk" için.

Aha! Gördük şimdi koltukçunun hası kimlermiş. O çamuru atanlar "Öldüğümde beni koltuğumla gömün" diye vasiyet bırakırlarsa hiiiç şaşırmayın.

Hani meşhur atasözüdür "Doğru söyleyenin bir ayağı eşikte gerek" derler. Ozan Arif hep eşikte yaşadı. Ne kalabildi, ne gidebildi.

Önce vatandan, sonra ikinci vatanı MHP'den sürgün…

Hadi vatandan uzak kalmasına yapabileceğimiz pek bir şey yoktu.

Amma MHP'den sürgün edildiğinde "Hooop Balgat dur orada" deseydik, şimdi Ozan ile beraber hepimiz içerideydik.

Yalan mı?! O gün Ozan'a sahip çıksaydık, bugün bizi böyle kapı dışarı edebilirler miydi?

Alın işte, hepimiz şimdi Ozan Arif'in yanındayız. Toptan kovulduk rahatladık.


Bari bundan sonra Ozan Arif'i dinleyin kardeşim.Bir insana millet tarafından "Ozan" sıfatı yakıştırılmışsa, o insandan yalan söz çıkmaz. O sıfat öyle kolay kolay kazanılmaz. Hele o sıfatın yanında milletvekilliği sıfatı küçük bile değildir.

Yazının başında demiştim ki, benim çocukluğumda MHP denince milletimin aklına, önce Başbuğ, sonra Ozan Arif gelirdi. Yani o vakitlerde Başbuğ'un o bükülmeyen, eğilmeyen veciz sözleri ve Ozan Arif'in her zaman haklının yanında olan destanları milletimin aklındaydı.

Şimdi boş verin tüm kavgaları. Elinizi vicdanınıza koyup söyleyin.

Bugün MHP denince milletimin aklına ne geliyor?

Bu sualimin cevabını siz yazın.

Artık yazmaya benim elim varmıyor…

Okan KİLİT