Her cenahtan, "Onu yuhlayacak, bunu alkışlayacaksın" diyorlar.
Bunu yönetenler istedi, diğerleri de şu veya bu ölçüde katıldılar.

5 milyon sığınmacı almak, birinci büyük yanlışımız ve kendimize düşmanlığımız diyordum.
Hayır budur.
Onu da getiren "sahibinin sesi" kurgucularının bize yaşattığı hipnozdu.
Öyle bir istilaya maruz kalmamızın aklı uyutmadan mümkün olamayacağı açıktır.
Bu gaflet, gafletlerin büyüğüdür
Bilirsek, düşman istilasından bin beterdir.
Düşman istilasını herkes bilir ve anlar, karşısına nasıl çıkacağını da bilir.
O istila geçicidir, bu zihin istilasının tedavisi uzun yıllara bağlıdır.
Çoğa mal olur.

Muhakeme, düşünme, anlama, dinleme, tenkit bizi hızla terkedince memleketten her türlü göç hızlandı.

Bunu görmemek, bilmemek, anlamamak felakettir.

Partileri, şu veya bu ideolojiyi geçelim!
Particiliği, şuncu bunculuğu geçin!
Bu uyuşukluk zamanında onlar da bize ayak bağıdır.
Olanlara bakalım.
Olanlar, -niyetleri geçelim- zerrece akılla kabul edilebilecek ve izah edilebilecek cinsten değildir.
Kavgadan medet umanlar, mikrofon patlatmaya başlarlar.
Siz hiç medeni bir memlekette durup dururken bağıran siyasiler , yöneticiler, insanlar gördünüz mü?

Diyeceğimiz şudur: kim bu tavırda ısrar ediyor ve kavgayı körüklüyorsa bizden değildir.
Anlayacağımız ve önüne geçeceğimiz budur.
Birleşeceğimiz konu budur.
İstiklâl Savaşı'nın zihinlerde gerekeni budur.
Bunu yapamazsak -Hak saklasın!- her türlü harita masaların altından çıkar.

Bu kör batak devrini sür'atle bitirmeliyiz.