Türkiye Cumhuriyeti'ne meclis başkanlığı yapan bir şahıs diyor ki:

"Şehirlerin kurtuluşunun kutlanmasına karşıyım. Tek kurşun atılmadı, alacaklarını aldılar, kendileri gittiler. Fetihler kutlanır. Kim demiş 9 Eylül'de İzmir, 6 Ekim'de İstanbul kurtuldu?" Ben dehşete düştüm. Kulaklarımla duymasam inanmazdım. T.C.ye bu kadar da düşman olamazlar, derdim.

Hasan Tahsinleri, Yörük Ali Efeleri, Şahin Bey'i, Sütçü İmam'ı, Nezahat Onbaşı'yı, Nene Hatun'u, yok saymak!.. Toplarını Dolmabahçe Sarayı'na çeviren İngiliz gemilerini unutmak! O unutsun, önemli olan bizlerin unutmamasıdır.

Münazara konusu olsa "İstiklal Savaşları mı Kutlanır, Fetihler mi?" Ben, istiklal savaşlarının tarafını savunmak isterdim. Birinde sana ait olan bir şeyi vermemek için mücadele var, ötekinde başkasına ait olan bir şeyi zorla elinden almak… Hangisi kutlanmaya değer? Eğer, 9 Eylül, 6 Ekim, 23 Şubat, 7 Mart… (örnekler çoğaltılabilir) gibi o kutlu günler olmasaydı, kutlanmaya değer fetih günleri de olmayacaktı. Biraz vefa, biraz tarihe saygı!..

Dün gece, gördük ki, Türk Halkı pek de öyle düşünmüyor. İzmir'in kurtuluşunun 100. Yıl dönümü İzmir Belediyesi ve Tarkan sayesinde hem ekran başındaki hem de İzmir ve çevresinden gelen milyonların katılımıyla oldukça görkemli bir şekilde kutlandı.

Aslında meclis başkanının sözleri üzerine yazmaktı amacım. Kaç gündür hep o sözleri düşündüm. Sonra dün gece Türkiye'yi sallayan Tarkan'la ilgili bir gazetecinin yazdıklarını okuyunca, Tarkan'a daha çok yer vermek geldi içimden, ikisini birbirine bağladım.

İsmini anmak istemediğim o gazeteci, Tarkan'ın belli bir tarafa yakınlığını doğru bulmadığını söylemiş. "Neden rahatsız oldu acaba?" diyeceğim de nedeni çok belli zaten. Çünkü Tarkan, "fırıldak" değil, T.C. düşmanı değil. Başkaları taraf olunca oluyor da Tarkan olunca neden olmuyor?

O da bir insan olduğuna göre, neden kendi doğrularının tarafında olmasın? Ne demişti bir en az Tarkan kadar ünlü biri:

"Tarafsız olan bertaraf olur." O da tarafını seçmiş.

Ayrıca Tarkan, kesinlikle partizan bir kafa yapısına sahip değil. O, bana göre Atatürk'ün kurduğu T.C. yanlısı... Şu anda da onun mücadelesini kim veriyorsa, onun yanında. Bu kadar basit.

Tarkan'ın toplumsal duyarlılığı bir partiye ya da bir kitleye yönelik değil. O her zaman yapması gerekeni yaptı. Maddi yardımlarını insanların gözüne sokmadan yapıyor, toplumsal konularda da sanatıyla toplumu destekliyor.

"Ceylan'ım Kör Oldum Ben"i dinlediniz mi hiç?

2009'da Lice'de havan mermisiyle bedeni parçalanan 12 yaşındaki bir çocuk için Sezen Aksu'yla söylemişti. O çocuk kimin çocuğuydu? Hepimizin...

Doğa tahribatına dur demek için yaptığı "Uyan uyan"ı Boğaziçililerden dinlediniz mi? Bir de "Geççek" diyerek hepimizin farklı anlamlar yüklediği bir şarkısı oldu yakın zamanda. Ona da "Türkçe'yi bozmuş." diyerek çamur atmaya çalıştılar.

Sanki Tarkan "Geçecek" diyemezdi, sanki herkes Türkçe'yi çok güzel kullanıyor!.. Şarkıyı "Geçecek" diyerek söyleyin, prozodi uyumu var, ama öyle söyleseydi bu kadar patlamazdı belki de.

Hiç kimseye hakaret yok, ötekileştirme yok. Kim ne derse desin,ne anlamak isterse onu anlasın. "Her şey çok güzel olacak." gibi dillere pelesenk oldu mu, oldu! Gerisi lafı güzaf!

Ben Tarkan'ı çok severim, ama bütün şarkılarını çok sevdiğim, sahnesi çok güzel olduğu için değil, iyi bir insan olduğu için severim. Kalbinin güzelliği bakışlarından belli. Gözler yalan söylemez.

Tarkan'ın çok ciddi bir seven kitlesi var. Ben inanıyorum ki, o kitlenin içinde her görüşten, her yaşta insan var.Çünkü Tarkan, MEGA STARlık unvanını sadece sesi ve sahne performansıyla kazanmadı. Tarkan evrensel insani değerleri özümsediği için ve yüreğinde herkese yer verdiği için çok sevildi.

Kısacası "Güneş balçıkla sıvanmaz."

İzmir'in Dağlarında açan çiçeklerin bütün yurtta ve kalplerimizde açması dileğiyle 100. Yıl kutlamalarımız nesiller boyu sürsün, sonsuza kadar!.. Sırada cumhuriyetimizin 100. Yılı kutlamaları var. Yaşasın Atatürk'ün kurduğu Türkiye Cumhuriyeti!..