Servet aşkı arttıkça ömür taptı devrana
Altın, yüzük takıda; malda vefa kalmadı.
Tuz karıştı şekere, şeker girdi kovana
Şifa diye sevdiğin balda vefa kalmadı.

Mevsimlerin rengi yok, tabiatın dokusu
Hani nerde doğanın eski gülü, kokusu
Gayri bize revadır bu tükeniş korkusu
Ağaçlarda, yaprakta, dalda vefa kalmadı.

Aşkın, kalbin, yuvanın tarifinde bir çile
Sitem, öfke içinde döner durur silsile
Olmaz artık sadakat, gönüllere vesile
Bekârı, evlisinde, dulda vefa kalmadı.

Çiçek böcek ne varsa her birisi sentetik
Cilası bol olanın hesabını ödedik
Mavi, yeşil, eflatun; şekil, kalıp, estetik
Turuncuda, beyazda, al'da vefa kalmadı.

Toplumların fıtratı değiştirir huyunu
Birbiriyle yarışır riyakârlık oyunu
Kimi soyar evini, kimi kazar kuyunu
Suratlarda, avuçta, elde vefa kalmadı.

Zaman; filmi oynatır, geri sarıp durmayın
Fazla derine dalıp aklınızı yormayın
Dünya insana yansır, yürekleri sormayın
Hısım komşu, el alem, kulda vefa kalmadı.

Engin Yeşilyurt
19 Kasım 2014